6 Şubat 2022

"Demokrasimiz Tehlikede"

Toplum Gazetesi, Almanya, 6 Şubat 2022

 

Almanya’da 1992-1996 ve 2009-2013 yılları arasında Adalet Bakanı olarak görev yapan Sabine Leutheusser-Schnarrenberger kısa süre önce bir kitap yazdı. "Demokrasimiz Tehlikede" adlı yapıtın temel konusu Almanya toplumunda son yıllarda gittikçe daha çok yaşanan 'nefret ve kışkırtma'. Kitapta sözkonusu edilenler yazgılarından memnun olmayanlar. Son yıllarda kendilerine yeni bir yol, yeni bir yuva aramış, fakat bulamadıkları için de ümidini yitirmeye başlamışlar... Onlar Alman toplumunun değişik kesimlerinden geliyorlar.

Son iki yıldır yaşanan pandemi şu sıralar toplumda çok şeyi değiştiriyor. Özellikle üniversite eğitimine başlayamayan veya mesleğe atılamayan gençler ruhsal açıdan bitkin. Çoğu geleceğe güvenle bakamıyor. Huzursuzlar. Fakat Covid-19 pandemisiyle "su yüzüne çıkan" bir başka kesim de var! Onlar gelişmelerden kendi ülküleri uğruna yararlananıyorlar. Çevrelerine inanılması güç savlar yayıyorlar. Bunlardan biri de: "Küreselciler aşı adı altında hepimize çip takacak, bu aşıyla tüm dünya insanları kontrol altına alınacak. Dev bir komplo, başında da Bill Gates var. Korona bir 'biyolojik silah'!" Bu kişiler insan üzerinde deneyler yapılacağına inanıyorlar, on binleri de kendilerine inandırıyorlar! Oskar ödüllü Alman sinema sanatçısı Christoph Waltz kısa süre önce şöyle konuştu: "Onlar topluma uymak istemeyen tam kaçıklar."

"Aykırı Düşünenler"

Korona protestolarından yeni bir radikal oluşumun doğma tehlikesi büyük. Aşırı sağcılar ile komplo teorilerine inananların en büyük ortak paydalarının antisemitizm, elitler düşmanlığı, yeni dünya düzeni inancı, aşı zorunluluğu uygulanacağı savları ve beyaz çoğunluğun yerini Müslümanların veya beyaz olmayanların alacağı gibi tezler olduğu değişik uzmanlarca açıklanıyor. Pek çok ülkülem ve kuramın birbirine karıştığı Korona aşısı karşıtı gösterilerden kendine has yeni bir radikal hareketin doğabileceği tehlikesine de dikkat çekiliyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı özellikle "Querdenker" adlı gruba işaret ediyor. Yapılan açıklamaya göre, "Querdenker" (Aykırı Düşünenler) grubunun devletin korona önlemlerine karşı düzenlediği gösterilere, 'İmparatorluk Vatandaşları' ve 'Öz Yönetimciler'in (Selbstverwalter) gibi değişik irili ufaklı sayısız anayasa karşıtı hareket de katılıyor.

Eylemciler kendilerini "partiler üstü ve demokratik bir oluşum" olarak lanse etse de düzenledikleri eylemlere gelenler arasında sağcı popülist, İslam ve göç karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi ile aşırı sağcı rapçi Chris Ares ve Nasyonal Demokrat Parti’nin de (NPD) olması dikkat çekiyor. Son aylarda her düzeyde daha çok politikacı, polis, doktor, sağlık çalışanı ve gazeteciler aşı karşıtları eylemcilerin hakaretlerine maruz kalmaya, ölüm tehdidi almaya başladı.

Kendilerini, Hitler döneminde yakalarına sarı "Davut Yıldızı" takmak zorunda bırakılan Yahudilere benzeten bazı 'aşı karşıtları’ her hafta düzenledikleri protesto gösterilerine bu yıldızla gelmeye başladı. Basel Üniversitesi’nden Nadin Frei ve Oliver Nachtwey geçen yıl Heinrich Böll Vakfı’nın istediği üzerine bir araştırma yapmıştı. Kasım ayında araştırma sonuçlarını basına açıklayan sosyal bilimci Frei şöyle konuşmuştu: "Antropozoflarla ezoterikler Korona karşıtlarıyla benzeri görüşlere sahip."

"Demokrasimiz Tehlikede" kitabının yazarı, Adalet eski Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger’e göre: "Politik tartışmalar ilkelleşiyor. Almanya’da demokrasinin temelleri bir erozyon tehlikesiyle karşı karşıya." Toplumdaki sağcı popülistlerle aşırı sağcı grupların daha çok radikalleşmesini engellemek, kısa süre önce Angela Merkel’den görevi devralmış olan yeni başbakan Olaf Scholz'u bekleyen çok önemli bir görev.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder