CUMHURİYET, 30 Mayıs 2021
STUTTGART – AHMET ARPAD
Bundan 19 yıl önce, 4 Ağustos 2002 tarihli Cumhuriyet'te şöyle yazmışım: "Fethullah Gülen'e yakınlık duyanlar tabii Almanya'da da var. Kurdukları 'eğitim merkezleri' ülke yerel politikacılarının çoğu yerde 'gözdesi'. Ne de olsa toplumun itelediği yabancı çocuklarına Süleymancılarla Milli Görüşçülerin yanı sıra Fethullahçılar da "sahip çıkıyor". Çoğu eyalette politikacıların desteğini alarak okullar açan, eğitimsiz ve işsiz gençlerin topluma uyumlarını sağlayan (!) 'iyiliksever' din kardeşlerimizin Alman politikacılarla arası iyi. Okulları belediyelerden destek bile alıyor."
Onlar: "İşimiz iş", deyip Almanya'da güle oynaya devam ettiler yollarına, emin adımlarla. Ne de olsa para boldu! 1990'lı yılların sonunda Almanya'nın üzerine serpiştirdikleri tohumlar çabuk yeşerdi. Almanya gibi liberal bir ülkede kök salmasalar şaşılırdı. İlk adımları atanlar üniversite öğrencisiydi, akademisyendi, işadamıydı... İtiraf etmek gerekir, Alman yasalarındaki boşlukları ideolojilerine uğruna başarıyla kullandılar. Her renkten politikacı, yerel belediye ve kilise adamıyla ortak çalışmaya çaba gösterdiler. Biraz yüzlerine güldüler, desteklerini aldılar.
Fetullahçılar Almanya'da Müslümanları temsil ediyor!
O günlerdeki gerçekler hiç değişmeden bugünlere gelindi. 27 Mayıs Perşembe günü Berlin'de bir temel atıldı. Törene Alman hükümeti çok önemli birisini yolladı. Gelen Almanya'nın ikinci adamı, Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble'ydi. Berlin Eyalet Başbakanı Michael Müller de törene katıldı. Bu törende temeli atılan 'House of One', kiliseyi, sinagogu ve camiyi aynı çatı altında toplayacak dev bir yapı. Projenin üçüncü ayağı olan, Almanya'da Gülen yapılanmasına yakın "Forum Dialog" adlı kuruluş "House of One"da Almanya Müslümanlarını temsil ediyor!
Toplam 47 milyon avroya mal olacak projeye Federal Hükümet 20 milyon avro, Berlin eyaleti ise 10 milyon avro destek verdi! Sizin anlayacağınız, Alman vergi mükellefleri Fethullah Gülen'in de içinde yer aldığı bu projeye katkıda bulunuyor! Amaç üç dinin mensuplarının aynı çatı altında ibadet edebilmesi. 'House of One' İkinci Dünya Savaşı'nda ağır hasar gördükten sonra Demokratik Almanya Cumhuriyeti döneminde tamamen yıkılan Petri Kilisesi'nin temelleri üzerinde yükselecek. Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın temel atıldığı günkü tepkisi şöyle oldu: "FETÖ terör örgütünün dahil edildiği, bugün Berlin'de temeli atılan 'House of One' projesi, üç dini bir araya getirmeye değil, ancak ayrıştırmaya ve bir terör örgütünün meşrulaştırılmasına ve desteklenmesine hizmet eder." Bu, iş işten geçtikten sonra gösterilmiş bir tepki değil mi?
"Geleceği parlak öğrenciler yetişiyor"
15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir ara durulmuşlar, öğrencileri azalan kimi okullarını kaptamışlardı. Bu süreçte Almanya'da başlattıkları "kendini acındırma" girişimiyle kısa sürede yine dirildiler. Hocaefendicilerin yaklaşık otuz okulunda Türk öğrencilerin oranı yüzde 90 civarında... Eğitim bilimcilerinin, "Uyumun başarılı olması için sınıflarda yabancı kökenli öğrenci oranı yüzde yirmiyi geçmemeli" demesi hiçbir işe yaramamıştı. Baden-Württemberg eyalet başbakanı Kretschmann 2013 yılında Gülenseverler'in ikinci okulunu: "Bu okuldan geleceği parlak öğrencilerin yetişeceğine inanıyorum", sözleriyle açmıştı. Davetli konuşmacı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da kürsüden davetlilere: "...Bu okul büyük bir fedakârlığın sembolü, uyumun en önemli temel taşlarından biridir... Tertemiz çocukları geleceğe hazırlamalı... Onlar güzel ellerde hazırlanırsa bütün topluma kazandırılır..." diye seslenmişti. Aynı günlerde: "Almanya'da Gülen hareketi şeffaf olmadığından şüpheler oluştuğu için örgütlenmesinin iç yapısını, finansmanını ve hedefini daha açık ortaya dökmek zorundadır", diyen politikacıları kimse umursamamıştı.
Onlar toplumdaki liberal düşünce yapısından yararlanmasını da hiç çaktırmadan iyi beceriyorlar. 15 Temmuz'un ardından kendilerini 'kurban' olarak gösteren Almanya Gülenci'lerinin başarılarının en önemli 'reçetesi' takıyye. Şimdi Berlin'deki dev projede de tanık olduğumuz gibi her renkten politikacı, yerel belediyeler ve kilise adamları hâlâ destekçileri arasında. 1997'den bu yana, hiç aralıksız! Sizin anlayacağınız her şey 'eski hamam, eski tas'...
mail@ahmet-arpad.de