21 Nisan 2013

Özgür yaşamı sevenlerin alınyazısı

Cumhuriyet 21.04.2013
STUTTGART
AHMET ARPAD


Almanya, 600 yıldır birlikte yaşadığı, Hitler döneminde soykırımdan geçirdiği Yahudilerle Roman ve Sintileri azınlık olarak kabul etmekte zorlanıyor. 9. yüzyılda Kuzey Hindistan'dan yola çıkıp bir kısmı İran, Mısır, Kuzey Afrika ve İspanya, bir kısmı da Balkanlar üzerinden 14. yüzyılda Avrupa'ya ulaşan, kendilerine Roman ve Sinti denen "Çingeneler" 600 yıldır Almanlarla bir arada yaşıyor. Nazi Almanyası'nda sadece 6 milyon Yahudi öldürülmemişti. Toplama kamplarında ve gaz odalarında yarım milyon da Roman ve Sinti yaşamını yitirmişti. Almanya onlara da soykırım yapıldığını ancak 1982 yılına gelindiğinde Helmut Schmidt döneminde kabullenmiş, Hitler'in ellerinden almış olduğu Alman vatandaşlığını da geri vermişti. Ancak topraklarında 100 binin üzerinde Yahudiyle 70 bin civarında da Roman ve Sintinin yaşadığı AB ülkesi Almanya, nedense her iki toplumu etnik azınlık olarak kabul etmeye yanaşmıyor! Almanya Federal Meclisi 1992 yılında Berlin'de bir soykırım anıtı yapılması kararını aldı. Önce proje yaratılması, bunun değişik gruplar tarafından kabul görmesi, ardından da kitabeye ne yazılacağı tartışması uzun yıllar sürdü. O günlerde toplum başkanı Romani Rose "Kitabede ‘Çingene' sözü yer alırsa yapılmasına izin vermeyeceğiz" diyordu. "Bizim öngördüğümüz metnin reddedilmesi, Nazilerin soykırım yaptığı tarihi gerçeğinin de reddedilmesi demektir!" Berlin Senatosu ilk önce karşı çıktığı Roman ve Sinti isteklerini sonunda kabullendi. Proje değiştirildi. Tasarımcısı, Paris'te yaşayan İsrail asıllı sanatçı Dani Karavan oldu. Günümüz insanlarına o büyük soykırımı hep anımsatması istenen anıtın, savaşın bitişinin 60. yılı olan 8 Mayıs 2005'te açılması kararlaştırıldı. Ancak başkent Berlin'deki anıt, Federal Meclis'in 1992'de aldığı ilk kararın ardından tam yirmi yıl sonra 24 Ekim 2012 günü açılabildi. Baden-Württemberg hükümeti de eyaletteki Roman ve Sintileri bu yıl içinde imzalayacağı bir sözleşmeyle azınlık olarak kabullenmeye hazırlanıyor. Bu halk topluluğu günümüzde sadece Doğu Avrupa ülkelerinde zor bir yaşam sürdürmüyor. AB'nin 2012 raporu Roman ve Sintilerin tüm birlik sınırları içinde dışlandığı gerçeğini ortaya çıkarmıştı. Rapora göre bu insanların yüzde doksanı fakirlik sınırının altında yaşamak zorunda. Sadece yüzde on beşi ortaokul diplomalı, yüzde otuzu bir meslek sahibi. Avrupa Birliği 2011'de bütün üyelerinden ülkelerindeki Roman ve Sintilerin uyumu üzerine raporlar hazırlamalarını talep etmişti. Bir yıl sonra Brüksel'e ulaşan önerilerle yirmi yedi ülke de sınıfta kalmıştı! Bundan 70 yıl önce ilk Roman ve Sinti ailelerin Stuttgart'tan Auschwitz kampına yollanmaları nedeniyle belediye sarayı salonlarında geçen ay açılan sergide sunulan bir araştırmaya göre Avrupa'nın bu en büyük etnik azınlığına mensup insanların yüzde sekseni Almanya'da dışlandıklarına inanıyor! Çoğu yarı göçebe bu insanlar, günlük yaşamlarında ülkedeki ayrımcı ve yabancı düşmanı davranışlardan en çok etkilenenlerden. İçlerinde isimlerini değiştirenlere de rastlanmıyor değil! Özgür yaşamı seven, katı toplum kurallarını ise zor benimsemeyen Roman ve Sinti insanlarına Alman toplumu nedense bir türlü alışamadı.

www.ahmet-arpad.de