CUMHURİYET, 27 Eylül 2020
STUTTGART – AHMET ARPAD
"İnsanın kendi evinde kendini güvende hissetmemesi kabul edilebilir bir durum değil." Bu sözler Federal Aile Bakanı Franziska Giffey'in. Almanya'nın dev süpermarketleri, bakanlığın birkaç ay önce başlattığı "Evde güvende değil misiniz?" kampanyasına katılarak ülke çapındaki 26 bin şubesine astıkları afişlerle aile içi şiddete uğrayan kadınları nerede ve nasıl acil yardım alacakları konusunda bilgilendiriyor.
Kadına şiddet ülkenin yıllardır yaşadığı bir sorun. Münih Teknik Üniversitesi'nin kısa süre önce açıkladığı araştırmaya göre, bu sorun korona salgını nedeniyle insanların evlerine kapanması sonucu son altı ayda daha da büyüdü. Aile içi şiddetten sadece kadınlar zarar görmüyor, bu şiddete tanıklık eden çocuklar da doğrudan olumsuz etkileniyor.
Suçluluk ve utanma duyguları yük olarak doğrudan omuzlarına biniyor, günbegün şiddeti yaşayan kimi çocuk öldürülme duygusuyla yaşıyor, içine kapanıyor, daha çocuk yaşta çevresine güvenmeyi unutuyor, duygusuzlaşıyor, saldırganlaşıyor.
KADINA ŞİDDET TOPLUMUN UTANCI
Federal Aile Bakanlığı'nın verilerine göre 2018 yılında 34 bin kadın sığınma evlerine kaçmış. Bunlardan yüzde altmışı çocuklarını da yanına almış. Almanya'da 6 bin kapasiteli 400 sığınma evi var. Bunu, aile içi şiddetin giderek arttığı Türkiye ile karşılaştırdığımızda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde 3 bin 500 kapasiteli 145 kadın sığınma evi olduğunu görüyoruz!
Aile içi şiddet sonucu Almanya'da geçen yıl 122 kadın yaşamını yitirmiş. Federal Kriminal Dairesi'nin de verileri ürkütücü ve düşündürücü: Aile içi şiddetin mağduru 140 bin kadının 6 bini Türk. Resmi verilere göre, kadına şiddet uygulayan 117 bin erkek tutuklanmış, 7 bini Türk. 2019 yılında yapılan "Almanya'da Kadının Yaşamı, Güvenliği ve Sağlığı" konulu bir ankete göre, Türkiye'den gelin gelen kadınların yüzde 49'unun aile içi şiddet yaşadığı açıklanmıştı. Kadına şiddet çoğunlukla insanlarımızın getto yaşamı sürdürdüğü Berlin, Köln, Mannheim, Hamburg gibi büyük kentlerde görülüyor.
Bunun temel nedenleri işsizlik, yoksullaşma ve uyum çabalarının başarısız kalmış olması! Stuttgart Belediyesi'ne bağlı "FrauenFanal" adlı kuruluş, aile içinde sorunlar yaşayan, evden kaçan kadınlara rehberlik yapıyor, onları bilgilendiriyor, avukatları hukuki danışmanlık hizmeti veriyor. Sadece onlar değil, aile içinde fiziksel ve ruhsal şiddeti yaşayan çocukları da bu kuruluştan destek alıyor. Kadına yönelik şiddet sadece onun yaşam hakkını tehdit etmiyor, aile birliğini de ağır yaralıyor, topluma ciddi anlamda zararlar veriyor.
Dünya kadınları 1921'den bu yana 8 Mart'ta "Kadınlar Günü"nü kutluyor, dünyanın çoğu ülkesinde kadına şiddet hızla tırmanıyor! 25 Kasım'daki Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde de kadına yönelik şiddet konu ediliyor. Sözler veriliyor, verilen sözler hep lafta kalıyor, çünkü hep rafa kaldırılıyor. Ne demiş Mao Zedung: "Göğün yarısı kadınların omuzlarındadır."
mail@ahmet-arpad.de