Toplum Gazetesi/ALMANYA 20 Şubat 2022
Ahmet ARPAD
Zürih gölünün kıyısında yaşayan dostlarımızla sık sık görüşüyorduk. Ne de olsa kırk küsur yıldır tanışıyoruz. Onlar bize geliyor, biz onları ziyarete gidiyorduk. Son iki yıldır bu ziyaretler azaldı. Görüşmeler artık telefon ve e-posta aracılığı ile oluyor! Korona’ya dek her gün akın akın Güney Almanya’ya daha çok alışverişe gelen İsviçreliler’in de ayağı kesildi. Bern hükümeti Frank'ı 2015 yılında yüzde on beş değerlendirdikten sonra İsviçreliler sınır kent ve kasabaları tam bir kapı komşusu yapmıştı! Özellikle Freiburg, Konstanz, Waldshut, Lörrach gibi güney kentleriyle Karaormanlar'ın dinlence yerleri onlar için çekici olmuştu.
Günübirlik gelen İsviçreliler ceplerindeki değerli parayı fiyatların daha düşük olduğu Almanya'da besin maddelerinden giysilere, bilsayarlardan mobilyalara harcıyordu. Ülkelerine dönerken sınırda %19'luk KDV'yi de geri alınca neredeyse %50'ye yakın tasarruf ediyorlardı! Bu arada sınır ötesindeki evini satıp parasını Alman tarafındaki emlağa yatıranlar da oldu.
Almanya'da oturup, İsviçre'de çalışan İsviçreliler gün geçtikçe arttı. Ancak Frank'ın değerlendirilmesi İsviçre dışsatımına yaramadı. Ülkeye gelen turist sayısından da önemli düşüşler olmaya başladı. Bir porsiyon Şnitzel'le yanında bir kadeh biraya Zürih’e giden hangi turist 35 Avro verir? İki yıl önce bir sergi nedeniyle konakladığımız sınır kenti Lörrach'da ısmarladığımız iki çayla iki pastaya 13 Avro vermiştik. Ertesi gün Ren'in öteki kıyısındaki komşu kent Basel'de aynı şeyler için gelen fatura tam 28 Frank'dı!
"Dünyanın Para Kasası"
İsviçre'nin vergi kaçıranlar için bir cennet olduğu sır değil. Ülkeye "dünyanın para kasası" diyenler var! Tüm kıtaların para babaları, uyuşturucu ve silah kaçakçıları, fakirin fakiri Afrika ülkelerinin Avrupa, Amerika destekli milyarder kralları, diktatörleri, cumhurbaşkanları, başbakanları paralarını hep sırdaş hesaplara yatırdılar. Tam 330 bankaya sahip, küçücük Alpler ülkesi, İsviçre'de finans endüstrisinin en 'başarılı' döneminde banka kasalarında 5 trilyon Avro yatmış olduğu bilinen bir gerçek.
İsviçreli ünlü bilim adamı, politikacı ve kitap yazarı Jean Ziegler: "İsviçre insanına göre banka hesaplarının gizliliği neredeyse insan haklarına eşit bir özgürlüktür", diyor. "Ülkem 21. yüzyılda çoğu gerçeği dışlamaya hâlâ devam ediyor." Son beş-altı yıldır, özellikle AB'nin ve Almanya'nın baskıları sonucu Bern hükümeti banka/müşteri sırrını biraz da olsa yumuşatmak zorunda kaldı.
Avrupa'nın Ortasında Bir 'Ada'
Kendini çevresinden, komşularından hep soyutlamış olan İsviçre Avrupa'nın ortasında bir 'ada' olarak ayakta kalmayı ne olursa olsun sürdürmek istiyor. Ancak bu yalnızlığa ne süre dayanabilir, bilinemez! İç savaş yaşanan ülkelerden insanların her şeyi göze alıp akın akın geldiği Avrupa'da İsviçre 2014'de mülteciler yasasını değiştirerek AB'nin 'serbest dolaşım sözleşmesi'ne karşı olduğunu göstermişti. 1930’lı yıllarda Hitler'den kaçan Alman komünistleri ile 25 bin Yahudi´yi sınır kapılarından geri çeviren İsviçre'nin Nazilerin el koyduğu tonlarca Yahudi altınını kasalarında tâ 1990lu yıllara kadar gizlediğini de unutmamak gerek.
'Küçük ve şirin' Alpler ülkesi kalifiye eleman gereksimini çoğunlukla Almanya'dan karşılıyor! Günümüzde iki yüz binin üzerinde Alman vatandaşı yedi buçuk milyonluk İsviçre'de sürekli yaşayıp çalışıyor! Sınır ötesine akın bundan on yıl önce başlamıştı. Özellikle uzman doktorlar ve mimarlar Almanya'daki işlerinden istifa edip kazancın yüksek olduğu İsviçre'yi yeğlemeye başlamıştı. Ayrıca Konstanz ile Freiburg arasındaki küçük kent ve kasabalardan da her sabah yaklaşık 17 bin insan evinden çıkıp günübirlik sınır ötesine çalışmaya gidiyor. Koronaya karşın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder