25 Aralık 2011

Sinekkaydı tıraşlı Neonaziler

Cumhuriyet 25.12.2011

STUTTGART
AHMET ARPAD
 
Alman ordusuna aşırı sağcıların sızdığı, 2004 yılında kapsamlı bir raporla kanıtlanmış, kimi birimlere Neonazilerin sızmış olduğu ve yıllardır önemli çalışmalarda bulunduğu gerçeği ortaya çıkarılmıştı. Günümüz Alman ordusunda askerlerin yüzde on ikisi yabancı kökenli. Alman televizyonu ARD kısa süre önce ilginç bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Ordu bünyesindeki sosyal bilimler enstitüsünün yeni bir araştırması silahlı kuvvetlerde yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın son yıllarda önemli bir aşamada olduğunu belgeledi! Araştırmaya göre, ordudaki yabancı düşmanlığı özellikle temel eğitim sırasında, alt kademelerde ve Doğu Almanya'daki ordu birimlerde görülüyor. Araştırmaya katılan yabancı kökenli Müslüman askerler özellikle önlerine domuz eti konduğundan ve üstlerinin önyargılı olduğundan şikâyetçi.
 
Alman insanına yabancı düşmanı diyen, ona haksızlık etmiş olur. Ancak son yirmi yıldır toplumsal sorunların artması sonucu günlük yaşamın sürekli zorlaştığı ülkede gittikçe daha çok insan, kendine oluşturduğu "adalarda" yaşamakta. Almanlar artık sadece yabancıya değil, kendi vatandaşına da yabancı! Bu nedenle 1930'lu yıllarda atılan tohumların ikide bir yeşermesine, yabancı düşmanlığı ile ırkçılığın kendine bereketli topraklar bulmasına şaşmamak gerek. Hitler'in intiharı ile bu ülkede Nazilerin kökünün kuruduğunu sanmak da saflık olur. Ne de olsa Almanya'yı kuranların ve kısa sürede ülke ekonomisini güçlendirenlerin arasında çok sayıda kalburüstü eski Nazinin olduğu bilinen bir gerçek. Böyle bir ortamda onlarca yıldır Almanya'nın batısında ve de doğusunda Türklerin evlerine ve işyerlerine saldırıların olması, Afrikalılarla Asyalıların sokak ortasında ölesiye dövülmesi, Yahudi mezarlıklarının talan edilmesi, sinagogların yakılması na yazık ki bir yerde "olağan"! 2001'de Avrupa Komisyonu'nun İnsan Hakları Raporu Almanya'da "mide bulandırmıştı". Çünkü bu kuruluş tarihinde ilk kez, Avrupa'nın en büyük ülkesini, insan hakları konusunda kınamıştı. Raporda "Ülkedeki yabancı düşmanlığı, ırkçılık, antisemitist düşünce ve hoşgörmezlik önemli bir sorun olarak kabul edilmelidir" deniliyordu. Ortaya çıkan son korkutucu gelişmelerin ardından politikacılar, ülkenin doğusunda her seçimde oy oranlarını arttıran Almanya Nasyonalist Partisi'nden (NPD) yine korkmaya başladı. 2003'te ve 2006'da yasaklamak istemişlerdi bu partiyi, ancak sunulan kanıtları yetersiz bulan Anayasa Mahkemesi buna izin vermemişti. Ülkede, özellikle Doğu Almanya'daki Neonazilerin pek önemsenmediği, hatta yabancı düşmanı aşırı sağcı girişimlere göz yumulduğu, kimi yörede insanların görmezlikten geldiği şu günlerde peşpeşe ortaya çıkıyor. NPD'yi sonunda yasaklasalar da tüm dazlakları içeri tıksalar da bu işin sonu gelmez. Geri planda ipleri ellerinde tutan takım elbiseli, sinekkaydı tıraşlı, kravatlı, Mercedes'li Neonazileri değil sorgulamak, yanlarına bile sokulamazlar. Savaş sonrası Almanyası'nda üst düzey görevlere gelmesini becermişlerin torunlarına 1945'ten bu yana hiç kimse dokunamıyor. Yıllar önce: "Nasyonal Sosyalist Parti'yi yasaklamakla aşırı sağcılığın önüne geçemezsiniz" diyen Günter Grass haksız değil. Altın bin üyesi olan bu partiyi kapatınca Almanya'da yabancı düşmanlığının ve Neonazilerin bir anda ortadan kalkacağını sanmak saflıktan da öteye bir şey! Önemli olan, 15 milyon yabancı ve yabancı asıllının yaşadığı Almanya'da toplum bilincini değiştirmek, insanlara eğitim ve iş vererek ülkeyi yaşanılır yapmak... Zor bir çıkar yol! Belki de şimdi dikkatleri yine Nasyonal Sosyalist Parti'ye çekenler, gerçekte iplerin kimlerin elinde olduğunu örtbas etmek istiyorlar?
 
www.ahmet-arpad.de

11 Aralık 2011

Almanya'nın yürekli Türk Bakanı

Cumhuriyet, 11.12.2011

STUTTGART
AHMET ARPAD
 
Alman bakanın masasında bir Atatürk fotoğrafı duruyor! SPD'li Nils Schmid Baden-Württemberg eyaletinde 27 Mart 2011 seçimlerinin ardından eyalet başbakan yardımcısı ve maliye bakanı oldu. Türk kökenli Tülay Schmid ile on yıldır evli. Reutlingen kentinde bir Türkiye fotoğrafları sergisinin açılışını yapan başbakan yardımcısıyla sohbet ediyoruz. Almanya'nın ilk Uyum Bakanlığı'nı gerçekleştiren ve bu bakanlığın başına da Bilkay Öney'i getiren Schmid'in Türkiye'yi iyi tanıdığı belli. Bugüne dek tam on kez ülkemize gittiğini anlatıyor: "Bütün Karadeniz kıyısını, batıyı ve doğuyu gördüm. Türkiye doğasıyla, insanlarıyla çok ilginç ve çekici bir ülke!" 

Birkaç gün sonra Malatya doğumlu Bilkay Öney'le Stuttgart'taki bakanlıktaki odasında karşılıklı oturuyoruz. Ana konumuz tabii ki uyum! Ne de olsa son yıllarda bu kelimeyi politikacılar ve medya ağzından hiç düşürmüyor. Bilkay Öney görevinin ilk altı ayında değişik projelerle dikkatleri çekmesini başardı. Bu projelerin arasında bilimsel amaçlı bir "İslam Yuvarlak Masası"nın yanı sıra Alman vatandaşlığını seçme kampanyası da var. "Çifte vatandaşlık konusu ne olacak" sorusuna: "İki yıl sonraki seçimlerin ardından kurulacak yeni meclisten böyle bir yasanın çıkacağına inanıyorum" yanıtını veriyor. "Peki, burada onlarca yıldır yaşayan, AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları yerel seçimlerde ne zaman oy kullanabilecek" diye sorunca da, bunun çifte vatandaşlıktan daha zor olduğunu açıklıyor. "Bu konudaki yasa girişimlerimizi Merkel hükümeti ne yazık ki buza yatırmış durumda! Alman anayasasına göre Berlin'deki federal meclisin üçte ikisinin onaylaması gerektiğinden de oldukça zor!" Genç bakan Bilkay Öney çifte vatandaşlık konusunda çok duyarlı. "Aşağı Saksonya Başbakanı'nın cebinde hem İngiliz, hem de Alman pasaportu varken ben cebimde niçin Türk ve Alman pasaportlarını bir arada taşıyamıyorum" diye soruyor! 

Konuyu biraz değiştiriyoruz. Son yıllarda, yabancılar Alman toplumuna uyum sağlayamıyor, diyenlerin çoğu nedense hep Türkleri kastediyor! "Niçin diğer yabancılar değil de bizimkiler" soruma Bakan Öney: "Bunun birçok nedeni var," yanıtını veriyor. "Bizim insanımızın görünümü başka, giyimi başka, adı, soyadı başka, dini de başka… Çoğu dinibütün aile, kızlarını okul gezilerine yollamıyor, yüzme derslerine katılmasına ízin vermiyor; hatta kimi ana baba, okula giden 7-8 yaşındaki kızının başını kapatıyor. Beden eğitimi derslerine türbanıyla giren genç kızlarımız bile var." Bakan Öney'e göre toplumumuzda din önemli bir olgu. Yabancı çocukların eğitimine gelince, İtalyanlarla beraber Türk çocukları en gerilerde, fakat nedenleri pek bilinmiyor. Eyalette değişmesi öngörülen eğitim sistemiyle yabancı öğrencilerin başarı şansı artabilir. Milyona yakın satan ve baştan sona hemen hemen Türkleri eleştiren "Almanya Kendini Yok Ediyor" adlı kitabıyla zengin olan Thilo Sarrazin'in dayanıksız görüşlerini kamuoyu araştırmalarına göre Almanların çoğunluğu da onaylamakta. Sosyal Demokrat Partisi onu üyelikten atamadı. SPD'li bakan İlkay Öney: "Onun gibi bütün çılgınlar partiden atılırsa üye sayımızda büyük bir gerileme olur!" diyor… Öney atılgan, yürekli, yerine göre de kışkırtıcı, fakat düşündüğünü dolambaçlı yoldan değil, doğrudan söyleyen biri. Daha göreve geldiğinin haftasında, eyalette 58 yıl sonra seçimleri ilk kez yitirip, muhalefet koltuğuna oturan Hıristiyan Demokratlar'ın yeni dönemdeki ilk saldırılarının hedefi Türk kökenli kadın bakan Öney olmuştu. Ardından tutucu medyanın da desteği ile eleştiriler artmıştı. "Röportaja gelen gazeteciler söylediklerimin yarısını yazmıyor" diyor Öney. "Örneğin Almanya'daki çok başarılı Türklere, sporcusundan sanatçısına, politikacısından işadamlarına dikkatlerini çekiyorum…" Onun da dediği gibi son 10 yıldır başarılarıyla topluma damgalarını vuran insanlarımızdan değil Sarrazin, kitabını eleştiren en doruktaki Alman politikacıları ve dev medya organları bile tek kelimeyle söz etmiyor, nedense! Bakan Nils Schmid'e Bilkay Öney'i soruyorum. İlk aylarda yaşadığı zorluklardan, özellikle bir Türk kadının böyle bir bakanlığın başına getirilmesinden rahatsızlık duyan sağcı kesimden yakınıyor. "Umarız dayanır" diyorum. "Ben başaracağına inanıyorum" oluyor yanıtı.
www.ahmet-arpad.de