28 Ekim 2018

Din Kardeşleri cemaati zorda

Cumhuriyet, 28 Ekim 2018

    Güz geldi. Günlerden pazar, Stuttgart yakınlarındaki Korntal’da yaşayan tanışlarımızın bahçesinde öğle yemeğine davetliyiz. Hanımlar tarihi kestanenin altına büyük masayı kurarlarken ben biraz gezinmek istiyorum. Kontal’ın güzel, bakımlı bir mezarlığı var. Hermann Hesse' nin babasıyla kız kardeşleri burada yatıyor. Mezar taşları tekdüze. Alçak, gri ya da kara taştan. Hepsi de eğik, arkaya doğru. Üzerlerindeki yazılar gökyüzüne bakıyor. Saat on bire geliyor. Sokaklar bomboş. Uzun yıllar Korntal lisesinin müdürlüğünü yapmış tanış ilginç şeyler anlatıyor: ''Burada yaşayanların çoğu Din Kardeşleri cemaati üyesidir'' diyor. ''Bu cemaati 1819 yılında Protestan kilisesinden ayrılan Gottlieb Hoffmann kurmuş. Kendisine inanan 70 aileyle Korntal'da 300 hektar araziyi satın alıp yerleşmişler.'' Giderek güçlenen bu cemaatin üyeleri İsa'nın ve onun dininin buyruklarına uygun yaşayan Piyetistler. Kimi dinbilimcilerine göre Katolikler için Roma neyse, Piyetistler için de Korntal o. Ancak son birkaç yıldır cemaat çok zor durumda.

    2014 yılında bir rastlantı sonucu ortaya çıktığına göre 1950 ile1980 yılları arasında cemaatin okullarına devam eden binlerce çocuk köle yaşamı sürmüş, yüzlercesi cinsel tacize uğramış ve bugüne dek de hiç kimse ağzını açmamış, bilenler hep susmuş. Günümüzde cemaatin başındakiler utanılacak bu olayları ilk günlerde yine samanaltı etmeye çalıştılar, fakat sonra çeşitli çevrelerden baskılar gelince uzmanların araştırmasını kabullendiler. Kısa süre önce açıklanan 408 sayfalık raporla tüm gerçekler ortaya çıkınca da henüz hayatta olan ‘kurbanlar’dan özür dilediler, tazminat ödeyeceklerine söz verdiler. Papa Franciscus geçen ağustosta dünyanın değişik ülkelerindeki Katolik papazların cinsel tacizde bulunduğu çocuk ve gençlerden özür dilemişti, selefi Papa 16. Benedikt de bunu on yıl önce yapmıştı.

    Az sonra büyük bir alana çıkıyoruz. Eski ve heybetli iki yapı hemen dikkati çekiyor. Tanışın söylediğine göre sağdakinde dinsel törenler, soldakinde toplantılar yapılıyor. İçeri giriyoruz. Her yer bir tuhaf. Mobilyalar, duvarlardaki resimler, perdeler, dolaşan insanların giyimleri... Zaman burada 50 yıl önce durmuş. Her şey konserve olmuş. Tanış az sonra içimin sıkıldığını fark ediyor. ''Haydi gidelim'' diyor. Dışarıda rahat bir nefes alıyorum. Bu arada büyük ayin salonunun kapıları açılıyor. İnsanlar akın akın çıkıyor. Suskunlar, dudaklarında mutlu bir gülümseme var. Görünümleri tekdüze. Giyimleri pastel renklerde, pahalı değil.

    Dinsel törenden çıkanlar, öğle yemeğinden önce büyük alanda gruplar oluşturup aralarında sohbete dalıyorlar. Tanış sabırla anlatmaya devam ediyor: ''Her önüne gelen Hristiyan‘ı içlerine almıyorlar. Zihniyet değişimi geçirmiş, kutsal ruhun değiştirdiği, yeniden doğuşu yaşamış, yepyeni insan olmuşlar cemaate üye kabul ediliyor.'' Günlük yaşamlarını İsa'nın buyruklarına göre düzenleyen Din Kardeşleri cemaati sözde Hristiyanları imana gelmişlerden sayılmıyor! Onlar sokakta göze batmayan, silik görünümlü insanlar. Kadının sözü pek geçmiyor. Toplumda etki alanları geniş, çünkü çoğu işveren, avukat, doktor, mimar. Tümü de varlıklı. Cemaatin mal mülküne herkes ortak. Çevredeki büyük araziler onların. Aileler çok çocuklu. Hindistan'da uzun yıllar misyonerlik yapmış olan baba Hesse'nin yattığı mezarlık cemaatin. Ölüler beyaz tabutlarda gömülüyor. ''Kurucuları Hoffmann'ın oğlu Christoph'un 19. yüzyılın ortalarında Templer kolonisini kurduğu İsrail'le araları hep iyi'' diye anlatıyor tanış.

    Artık eve dönmeli. Tarihi kestanenin altında akşam yemeği bizi bekliyor...

1 Ekim 2018

9 Kasım, Almanya’nın alınyazısı

TOPLUM Gazetesi, Ekim 2018
AHMET ARPAD

İlginç bir rastlantı mıdır bilinmez, 9 Kasım’ın Alman tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Alman kayseri II. Wilhelm 9 Kasım 1918’de bir ihtilal sonucu tahtan inmek zorunda kalır. 9 Kasım 1923’de Hitler Münih’te darbe girişiminde bulunur. 9 Kasım 1938’de Naziler Almanya ve Avusturya’da Yahudilerin evlerini, dükkanlarını ve sinagoglarını yakar. 9 Kasım 1989’da iki Almanya’yı bölen duvar yıkılır...

Adolf Hitler 1 Eylül 1923’de general Ludendorff’la birlik olup aşırı sağcı Alman Savaş Birliği’ni kurar. İki ay sonra da, 9 Kasım 1923’de Münih’te hükümet darbesi girişiminde bulunur. Hedefi, Bavyera’da yönetimi ele geçirdikten sonra başkent Berlin’de ülke yönetimine el koymaktır. “Geçici Alman Ulusal Hükümeti”ni ilan eden Hitler ve yandaşı darbeciler 9 Kasım 1923 sabahı silahlanıp, Feldherrenhalle’ye yürürler. Güvenlik güçleri ile çıkan çatışmada Hitler ve yardımcıları dört polisi öldürür. Ancak girişimleri başarılı olmaz ve darbeciler tutuklanır. İşledikleri suçun ağırlığı nedeniyle Leipzig’deki Devlet Mahkemesi’nin karşısına çıkarılmaları gerekmektedir. Ne de olsa hükümet darbesi girişimi ile devletin güvenliğini tehlikeye sokmuşlardır. Bu suçun cezası da idamdır.

Ancak suçun işlendiği Bavyera eyaletinin Adalet Bakanı Franz Gürtner, geçerli yasaları çiğneyerek davanın Münih’te görülmesini sağlar. Çünkü Hitler’e darbe girişiminde destek verenler Bavyera’da politikaya damgalarını vurmuş kişilerdir. Bir ay süren dava boyunca Hitler ideolojik propagandasını yapar. Nasyonal Sosyalist ideolojiye olan yakınlığı bilinen başyargıç Neithardt’ın kararı beş yıl hapis olur. 1 Nisan 1924’de Landsberg hapishanesinde kendisine özel bir hücre verilen Hitler burada “Kavgam” adlı kitabının birinci cildini kaleme alır ve 9 ay sonra da aniden serbest bırakılır. Çıkar çıkmaz aşırı sağcı ve Nasyonal Sosyalist NSDAP’yi kurar.

Hitler “Kavgam” ile Alman toplumuna ideolojisini aşılarken özellikle şunun üzerinde durur: “Yahudi her zaman için bir parazittir, zararlı bir mikrop gibi yayılır...” 10 Mayıs 1933’de tüm Almanya’da yakılan kitapların arasında Yahudi yazarların kitapları da vardı. Ateşe atanların çoğunluğunun üniversite profesörleri ve öğrencileri olması, Hitler’in “Kavgam”la ne denli başarı elde ettiğinin bir kanıtıdır. Kitap yakmanın hemen ardından yayınlanan bildirilerle tüm ülkede halk Yahudi dükkânlarını, bankalarını, doktor ve avukatlarını boykot etmeğe çağrılır. 1938 yılının Ekim’inde binlerce Polonya asıllı Yahudi’nin ülkeden sürülmesini protesto eden 17 yaşındaki Yahudi Ernst von Rath’ın Paris’teki Alman Büyükelçiliği’ne suikast düzenlemesini bahane eden Goebbels 9 Kasım’da ‘yakma emrini’ verir! O gece yaşananlar Yahudi soykırımının başlangıcıdır.

Tüm Almanya ve Avusturya’da Yahudilerin sahibi olduğu 7500 dükkân yakıp yıkılır, talan edilir. Toplam 190 sinagog yangınlarla yerle bir edilir. SS’ler aynı gece 26 000 Yahudi’yi evlerinden alıp, Buchenwald, Dachau ve Sachsenhausen kamplarına atar. Parçalanan camların gecenin karanlığına yükselen alevler ışığında parıldamasından esinlenerek bu yakıp yıkmaya ‘Kristal Gece’ adı verilir. Bir kaç gün sonra da tüm Yahudi mallarına el konur. 3 Aralık günü çıkarılan yasalarla tiyatro ve müzelere girmeleri yasaklanır, otomobil ehliyetleri bile ellerinden alınır. Üniversite ve yüksek okullardan da atılan Yahudiler sahibi oldukları mücevherleri SS’lere vermeğe zorlanır. Savaşın başlamasıyla da çıkarılan sayısız genelge ile yaşam alanları daraltılır. Evlerinde radyo, evcil hayvan, plak, yazı makinesi, bisiklet, soba bulundurmaları yasaklanır.

9 Kasım 2018, Almanya’da kayserin ihtilalle tahtan inmesinin ve monarşinin sonunun 100. yılı, Hitler’in darbe girişiminin 95. yılı, Nazilerin Yahudi soykırımını başlatmasının da 80. yılı...

Türkiye’de Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu günlerde, Almanya’da Hitler Nazi ideolojisinin temellerini atıyordu!