16 Mart 2014

Futbolda yabancı düşmanlığı

Cumhuriyet, 16 Mart 2014
STUTTGART
AHMET ARPAD


Türkiye'den Almanya'ya göç 1961'de bir kaç yüz kişiyle başlamıştı. Aradan elli yıl geçti, ülkede yaşayan Türklerin sayısı 3 milyona dayandı! Ancak sürekli burada yaşamalarına karşın sadece üçte biri Alman pasaportu aldı. Türkiye'deki 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk kez Almanya Türkleri de oy kullanabilecek. Ülkede bir milyonun üzerinde Türk oy kullanma hakkına sahip. Şubat başında Berlin'e gelen Başbakan Erdoğan'ın bu ziyareti bir seçim propagandası olarak değerlendirildi. Başbakanın her gelişinde olduğu gibi bu ziyaretin de organizasyonunu, tüzüğüne göre "parti politikası yapmayan ve tarafsız" bir Alman derneği olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) üstlendi!

Özellikle son yirmi yılda ülkedeki Türk toplumun içinden ünlü kişiler sivrilmeye başladı. İnsanlarımız burada sadece maden ocaklarında çalışmıyor, kentlerde çöpleri toplamıyor, onlar artık kurdukları 70 bin şirkette 350 bin insana iş veriyor, senfoni orkestraları yönetiyor, bale yapıyor, tiyatro ve opera sanatçısı oluyor, kabare kuruyor, film çekiyor, yayınevi açıyor, roman yazıyor, top koşturuyor, attığı gollerle Alman Milli Futbol takımının üstün başarısında önemli rol oynuyor, banka müdürlüğü yapıyor, öğretmen olup, lise ve üniversitelerde her milletten geleceğin öğrencilerini yetiştiriyor, politikaya atılıp, belediye ve eyalet meclislerinde önemli kararların altına imza atıyor, bakan oluyor, iktidar ve muhalefet partilerinde önemli görevlere getiriliyor, parti başkanlığı yapıyor... Bugün Alman insanı Mesut Özil'i, İlkay Gündoğan'ı, Nuri Şahin'i, Tayfun Korkut'u, Fatih Akın'ı, Sibel Kekilli'yi, Şinasi Dikmen'i, Bülent Ceylan'ı, Renan Demirkan'ı, Emine Sevgi Özdamar'ı, Aras Ören'i, Yüksel Pazarkaya'yı, Zehra İpşiroğlu'nu, Habib Bektaş'ı, Vural Öger'i ve Kemal Şahin'i, Necla Kelek ve Serap Çileli'yi, Bilkay Öney'i, Lale Akgün'ü, Seyran Ateş'i, Cem Özdemir'i, Fethullah Gülen'i, Feridun Zaimoğlu'nu tanıyor..! Ve bu Almanya bir türlü yabancı düşmanlığına engel olamıyor. Onlarca yıldır ülkeyi yöneten Hıristiyan Demokratlar (CDU) çifte vatandaşlığa sürekli karşı çıkıyor. 40-50 yıldır aralıksız burada yaşayan Türk'e değil başbakan, mahalle muhtarı seçme hakkı bile verilmiyor!

Almanya Birinci Futbol Ligi'nde oynayan 18 takımın kadrosunda 507 futbolcu top koşturuyor. Bunların yüzde altmışı yabancı kökenli! Gollerin yüzde yetmiş beşini bu yabancılar atıyor! Alman  Milli Futbol takımının 25 kişilik kadrosunda yabancı kökenli 11 futbolcu var. Almanya'da son yıllarda tribünler kaynıyor! Bir çok birinci ve ikinci lig maçnda evsahibi takımla misafir takımın seyircileri arasında kavgalar çıkyor. İnsanlar birbirine giriyor. Yasak olmasına karşın yakılan Bengal ateşi stadyumları aydınlatıyor. Kimi yerde maçlar duruyor, oyunlar erteleniyor. Tribünlerden yükselen ağzına alınmayacak sözlerle oyunculara sövülüyor. Küfrün biri bin para! "Heil Hitler!" çığlıklarının atıldığı, yabancı oyunculara yönelik ayrımcılık dolu nümayişlerin sonu gelmiyor. Büyük kulüpler ve futbol federasyonu aldıkları tüm önlemlere, başlattıkları değişik kampanyalara karşın bu sorunun altından bir türlü kalkamıyor. Kimi kentlerde ırkçı gruplarla karşıtları tribünlerde ve stadyum dışında birbirine giriyor. Almanya'da artık hemen hemen tüm futbol takımlarında, milli takım dahil, kara tenli futbolcular top koşturuyor. Nazi dönemini anımsatan giyimli aşırı sağcı grupların en büyük hedefi bu futbolcular. Würzburg üniversitesinden Harald Lange, "nasyonalizm ve  ırkçılık, aşırı sağ politika artık stadyumlara da girdi," diyor. "Neonaziler, sorunlu genç futbolseverleri kolayca aralarına alabiliyor." Ancak aşırı sağcılık, nasyonalizm sadece Almanya'nın stadyumlarında kendini göstermeye başlamadı. "Football Supporters Europe" adlı kuruluşun sözcüsü Daniela Wurbs'un açıklamalarına göre son yıllarda Rusya, Polonya, Hırvatistan, Sırbistan ve İtalya'da da kavga çıkaran aşırı sağcılar tribünleri doldurmaya başladı. Mayıs sonunda tüm AB ülkelerinde Avrupa Parlamentosu seçimleri var. Kısa süre önce Heinrich Böll Vakfı'nın Stuttgart'ta yaptığı bir konferansta Yeşiller'den Jan Philipp Albrecht, "bu seçimlerden sonra Brüksel'deki yedi yüz elli koltuktan en az iki yüzünde aşırı sağcı milletvekili oturursa şaşmamak gerek," dedi. Bu deprem gerçekleşirse bakalım AB'nin gelecekteki Avrupa politikası ne olacak?

www.ahmet-arpad.de