11 Kasım 2018

Ludwig'in hazin sonu

CUMHURİYET, 11 Kasım 2018

Göl bu sabah rüzgârlı, dalgalı da. Yelkenliler, motorlar yine de gidip geliyor, martılar uçuşuyor, kazlar, ördekler ise kıyıya çıkmış, ağaç altlarına sığınmış. Güney Bavyera'ya kış geliyor. Dün Münih'ten geldiğimiz Starnberg gölü kıyısındaki şirin Seeshaupt'ta konaklamıştık. Kahvaltının ardından terastaki rahat koltuklara kurulup güzel doğayı içimize çekiyoruz. Günün ilk gemisi iskeleye yanaşıyor.

Bugün yolumuz güneye, Alp eteklerine uzanıyor. İlk molayı Staffel gölü kıyısındaki Murnau'da veriyoruz. Dışavurumcu sanatçılar Wassily Kandinsky ve Gabriele Münter 1908'de, bundan tam 110 yıl önce bu şirin kentte bir ev satın alıp doğasına hayran oldukları yöreye yerleşirler. Kısa süre sonra Marianne von Werefkin, Aleksey Javlenski, Franz Marc, August Macke de onlara katılır ve 1911'de "Mavi Atlı" grubunun temeli atılır. Aynı yapının üst katında, yine yıllarını burada geçirmiş, Macar-Avusturyalı yazar Ödön von Horváth sürekli bir sergiyle anılıyor. 1924'ten, Hitler Almanyası'ndan kaçtığı 1935 yılına kadar yaşadığı Murnau'da değerli eserler verir. Ünlü romanı "Allahsız Gençlik" (Türkçesi: Burhan Arpad) 1938'de Nazilerce yasaklanır.

Başka bir güzel göl, Murnau'ya sadece yarım saat ötedeki Ammer. Amacımız Dießen'deki Meryemana Katedrali'ni görmek. Az sonra dev yapı tüm görkemiyle karşımızda yükseliyor. Kocaman kapıyı açıp içeri adım atıyoruz. Orgdan Mozart melodileri duyuluyor, kubbelerde bir arya yankılanıyor. Katedralde düğün var. Sonra org susuyor, soprano aryasını bitiriyor. Beyazlar içindeki yaşlı papaz duasına başlıyor. Düğün erkânı ayağa kalkıp hep bir ağızdan ona eşlik ediyor. Melekler, tanrılar, çıplak kadınlar uçuşuyor, şaha kalkmış atlar yükseliyor gökyüzünün sonsuzluğuna. Yüksek pencerelerden giren güneş ışınları barok ve rokoko dev yapıyı aydınlatıyor, kubbelerdeki, duvarlardaki melekleri, çıplak kadınları, aşağıdaki insanlara tepeden bakan İsa'yı...

İnsanın ruhunu dolduran bir müzik pencerelerden dışarı taşıyor, katedralden göle yürürken önünden geçtiğimiz bir evden geliyor. Carmina Burana'nın yaratıcısı Carl Orff burada yaşamış. Ünlü besteci çocukluğunda sık sık gelmiş olduğu Ammer gölü kıyısındaki Dießen'e 1955 yılında yerleşir ve yaklaşık 30 yıl burada kalır. Şimdi evi bir müze. Gölün suları durgun, kıyılarında sazlıklar. Yamaçlar geniş çayırlarla silme kaplı. Alplerin eteğinde küçük köyler, çiftlikler, korular, az ötede başka göller. Füssen yolundayız...

Karşımızda yükselen yapı bir saray mı, yoksa bir şato mu? Bir düşler dünyasındayız, 'kaçık' kral II. Ludwig'in topraklarındayız. İnşaatı 1869'da başlayan, gerçekdışı gibi görünen, 200 odalı bu olağanüstü şato-saraya milyonlarca Mark harcanırken ülkenin hemen hemen tüm olanakları kullanılmış! Salonlar, odalar, merdivenler, yine odalar. Her yerde kraliyet sembolü kuğu figürleri. Altın, gümüş, emaye, mozaikler, şamdanlar, mumlar. Bavyera kralı II. Ludwig insanlardan uzak, kendi yarattığı düşler dünyasında içine kapanık bir yaşam sürdürmüş. O kendini hep en büyük hissetmek isteyen bir Kral olmuş, masalımsı sarayın duvarlarının ardına çekilmiş. Ancak zamanla onun bu yaşamından rahatsız olmaya başlayan yakın çevresi bir doktorlar heyetinin verdiği 'psikolojik yetersizlik' raporuyla kralı tahtından indirmiş. II. Ludwig Starnberg gölü kıyısındaki Berg'e sürülmüş. Kısa süre sonra da gölde cesedi bulunmuş. İnsanlarını terk etmiş, arkasında büyük borçlar bırakan Kral'ın sonu, düşler dünyasında yaşayan her insan gibi hazin olmuş...