16 Haziran 2013

Bir başbakanın hüzünlü sonu

Cumhuriyet 16.06.2013
STUTTGART
AHMET ARPAD

Stefan Mappus Baden-Württemberg Eyaleti başbakanıydı! Yanlış hırsının kurbanı olan Mappus'un başını kent parkının ağaçları yedi! Stuttgart tren istasyonunu yerin altına almak ve toprağın üstünde açılan boş araziye de lüksün lüksü rezidanslar, alışveriş merkezleri, oteller yapmak için kentin göbeğinde iki yüze yakın tarihi ağacın kesilmesini onaylamıştı... 30 Eylül 2010 Almanya tarihine "kara perşembe" olarak geçti. O gün ağaçların kesilmesini çimenlere oturarak engellemek isteyen genç, yaşlı insanları geri tepen eli sopalı, coplu binin üzerinde polisin kaba kuvvet kullanması, kendi halinde insanların üzerine su ve gaz sıkması sonucu 450 kişi yaralandı. İçlerinden bazıları bugün görme engelli "Ben yaptım oldu" kafa yapısına sahip Stefan Mappus için başbakanlığı döneminde "Acımasız bir buldozer politikası uyguluyor" denirdi! 30 Eylül olaylarının ardından Mappus başka bir skandala daha el attı. Almanya'nın en büyük üçüncü enerji kuruluşu EnBW'nin Fransız Electricite de France (Edf) şirketindeki hisselerini 4.8 milyar Avro'ya hiç kimseden habersiz satın aldığı ortaya çıktı. Ne eyalet meclisine, ne de kabineye danışan Mappus sadece eski okul arkadaşı Dirk Notheis'la bu işi bitirmişti! Notheis'ın satıştan yüzde 0.3 komisyon aldığını bir meclis araştırması kanıtladı. İşte bu iki olay, özellikle park ağaçlarının kesiminin neden olduğu "kara perşembe" hem Mappus'un sonu oldu, hem de partisi CDU'ya Mart 2011'de seçim kaybettirdi! Yarım yüz yıl aralıksız hüküm süren Hıristiyan Demokratlar koltuğu muhalefete bırakmak zorunda kaldı. Mappus ise araştırma komisyonlarına hâlâ hesap veriyor. Partisince dışlandı. Politik yaşamında ona destek olmuş bütün yandaşları da birer birer uzaklaştı. Yanlış hırslı, hep öfkeli başbakan geride bir yıkıntı bıraktı! Komisyon hakkında olumsuz rapor verirse yargıç karşısına çıkması da gerekecek. Ceza alabilir. Evet, hüzünlü bir son. Tarihi ağaçların kesilmesine karşı çıkan, çılgın projeye direnen binlerce Stuttgartlı 2009 Ekimi'nden bu yana her pazartesi günü kent merkezinde toplanıyor. Kendilerine "park koruyucuları" denen direnişçiler, Stuttgart-Ulm demiryolu bağlantısının yenilenmesi de dahil toplam 10 milyar Avro'ya mal olacak akıl almaz projeyi şu an durduramasalar bile birkaç yıl geciktirtmeyi başardılar. Stuttgartlı mimar Paul Bonatz'ın bundan 100 yıl önce yapmış olduğu 16 peronlu büyük tarihi istasyonun bir bölümü tüm karşı çıkmalara karşın yıkıldı. Torunu bile yasal haklarını kullanamadı! Bonatz, Münih tren istasyonu projesini kendi kafasına göre değiştirmek isteyen diktatör Hitler'le anlaşmazlığa düşünce Almanya'yı Türkiye yönünde terk etmişti. Şehir plancısı ve mimarı Bonatz ülkemizde birçok önemli yapı ve projeye imzasını atmış bir ünlüdür. Bu yapıların arasında Ankara Saraçoğlu Mahallesi, Sergievi'nin tiyatro ve opera binasına dönüştürülmesi de vardır. Ayrıca İTÜ Taşkışla binasının değişim ve onarımı da onundur. 1943-1954 arasında Türkiye'de kalan Bonatz, Anıtkabir mimari Emin Onat'ın projesini kabul eden uluslararası jürinin başkanlığını da yapmıştı. Yönetenler Stuttgart'ta Bonatz'ın dev eserini kuşa çevirmeye, kente oksijen sağlayan 80-90 yıllık iki yüze yakın tarihi ağacı rant uğruna yok etmeye hazırlanıyor. CDU'dan sonra eyalet yönetimini ele geçiren SPD-Yeşiller koalisyonun birçok yerde eli kolu bağlı, çünkü sözleşmeleri Mappus ve ondan öncekiler yapmış. 2021'de bittiğinde kârlı olmayacağı şimdiden kesinlik kazanmasına karşın proje sahibi Alman Devlet Demiryolları, Angela Merkel'in de isteği üzerine, yapılmasından bir türlü vazgeçemiyor. Almanya yönetenlerin inatçılığını şu sırada Berlin'in yeni havalanında da yaşıyor. 2006 yılında yapımına başlanan ve 1.7 milyar Avro'ya çıkacağı söylenen, ancak sayısız teknik sorun nedeniyle bir türlü bitirilemeyen havalanına şu ana kadar 4.5 milyar Avro harcanmış! Merkel nedense bu skandal projede de inat ediyor! Başka bir trajedi ise Hamburg'da oynanıyor. 2007'de Elbe Nehri kıyısına temeli atılan ve eyalet yönetiminin 80 milyon Avro'ya mal olacağını söylediği 110 metre yükseliğindeki yapı da henüz bitmedi. Konser salonu, rezidans, beş yıldızlı otel için verilen yeni bitim tarihi 2017, toplam gider de 780 milyon Avro. Bütün bunlara karşın Merkel'in 23 Eylül genel seçimlerinde yine en yüksek oyu alıp, "tek kadın" kalması bekleniyor. Nedeni basit! Muhalefetin başbakan adayı çok zayıf! Son günlerde kentli Türklerin düzenlediği Gezi mitinglerine katılan Stuttgartlı park koruyucuları direnişi birlikte gerçekleştiriyorlar.

www.ahmet-arpad.de

2 Haziran 2013

Hoplaya zıplaya bardan bara!

Cumhuriyet 02.06.2013
STUTTGART
AHMET ARPAD


Saat gecenin ikisi. Başka zaman olsa çoktan uykudayız. Fakat bu gece bir dost eğlentisinden dönüyoruz. Sabah biraz geç kalksak da o kadar önemli değil. Yolumuz kent merkezindeki Theodor Heuss bulvarından geçiyor. Sadece beş yüz metrelik sekiz şeritli geniş bulvar cumayı cumartesiye bağlayan bu gece tam bir "ana baba günü!" Uzun kışın ardından özlemini çektiği ılık ilkyaz gecelerinin tadını çıkarmak isteyen Stuttgart'ta insanlar sokaklara dökülmüş. Geniş kaldırımları kızlı-erkekli genç grupları doldurmuş. Bulvarın iki yanında son on yılda peş peşe açılan sosyetik, kibar, lüks barlar adam almıyor. Havanın güzel olmasından yararlanıp dışarıya da masalar atılmış! Suite 212, T-O 12, BarBee, Barcode, Muttermilch, L'Oasis, Rohbau, Sausalitos ağzına kadar dolu. Çoğu insan içerde ve dışarda, ellerinde rengârenk içkiler ayakta. Turistlerin ve hafta sonlarında da çevre kentlerden gelenlerin uğramadan edemediği "barlar bulvarı"nda neşe sabaha karşı dorukta!
Aynı bulvar üzerindeki bir varyete ile tiyatrodan çıkanların çoğu da eve gitmeden önce burada bir kadeh atmadan edemiyor! Stres dolu geçen bir haftanın ardından dostlarıyla, tanışlarıyla bir araya gelmek, bir şeyler atıştırıp çene çalmak, değişik kokteylerin tadına bakmak veya milli içki birayı yudumlamak, kalkıp dans etmek, yeni tanışlar edinmek, düşlere dalmak, kısacası sadece mutlu olmak isteyenler Theodor Heuss bulvarına akın ediyor.

Diskjokeylerin çoğunlukla elektro, dance, house, pop, black müzik türlerini yeğlediği kulüp ve barlarda bir tanışını arayan, başka bir müzik dinlemek veya değişik bir içki isteyen "hopping" yapıyor. Bardan bara gidiyor. Görmek ve görünmek isteyenler için Theodor Heuss bulvarı hafta sonları en uygun mekân! Buraya kadar gelip de şık barlardan, müzikli kulüplerden içeri adımını atmayanlar, alkollü içki içmeyenler de var. Onlar otomobilli fiyakalılar! Altlarında çoğu zaman kent cadde ve sokaklarında rastlamayacağınız, belki de bütün haftayı garajlarında geçiren lüks araçlar... Tabii bunlar sadece Stuttgart markaları Porsche veya Mercedes değil. 400-500 beygirlik, güzel havada üstü açılan Maserati'lere, Lamborghini'lere, Ferrari'lere hayransanız bir hafta sonu Theodor Heuss bulvarına gelin! Çoğu başka kent plakalı, lüksün lüksü araçların direksiyonlarında kelli felli, varlıklı beyler oturmuyor. Sürücüler, otomobilin kontak anahtarını kimden almış olduğu bilinmeyen, saçları briyantinli, altın zincirli, bir eli direksiyonda, diğeriyle birilerine el sallayan genç tipler.
Bunların bütün işi gücü, trafik tıkanmış da olsa gaza basıp gürültü yapmak, beş yüz metre sonra dönmek, tekrar ve tekrar aynı barların, kulüplerin önünden geçmek! Ellerinde alkollü içecekler binlerce insanın eğlendiği bulvarda tek kör kütük sarhoşa rastlamadık. Saat ikiyi çoktan geçmiş.

Bu gece artık içki içmeye niyetli değiliz. Theodor Heuss bulvarının geniş kaldırımlarını da yeterince arşınladık. Rotebühl alanındaki taksi durağına doğru yürürken şunları düşünmeden edemiyoruz. Türkiye'de yanılmıyorsam alkollü içkiye 3-4 yıl içinde son 90 yılın en büyük zamları yapıldı. Özel Tüketim Vergisi birkaç kez katlandı! İçkiyi pahallılandırmakla insanların içmekten vazgeçeceğini sanmanın doğru olmadığını, bunun sadece kaçak içki imalatını ve ülkeye kaçak içki sokulmasını arttıracağını kavrayan Almanya'da ise eyalet hükümetleri içki vergisini zamanla kaldırdılar. Kişi başına 130 litre bira ve şarap tüketilen 82 milyon nüfuslu ülkede şimdi saat 22.00 ile 5.00 arasında benzincilerle açık büfelerde her türlü içki satışı yapılamıyor. Almanya'da içki yasağını her eyalet kendine göre uyguluyor. Genelde ülkede 18 yaşından küçüklere tüm gün boyu her türlü alkollü içki satışı yapılmıyor. İdeolojik şok zamlara Almanya'da kesinlikle rastlanmıyor...

www.ahmet-arpad.de