Cumhuriyet Dergi
21.06.2009
STUTTGART
AHMET ARPAD
AHMET ARPAD
Dinlenmek isteyen Stuttgart insanı
boş zamanlarında kendini doğanın kucağına atar. Ne de olsa Karaormanlar,
Alb tepeleri ve Rems ovası kapı komşusudur. Ormanlarında, çayırlı yamaçlarında
yürüyüşler yapılan, küçük lokantalarında yörenin yemek ve şaraplarının
zevkine varılan, doğası güzel, üzüm bağları ünlü Rems ovası günübirlik
geziler için idealdir. İnsanları çoğunlukla savaş sonrası Doğu Avrupa ülkelerinden
göç ettirilmiş Almanlardan oluşur. Piyetist ve metodistlere buralarda çok
sık rastlanıyor.
Küçük lokantanın ıhlamur ağaçları
altındaki bahçesi dolu. İki garson kız koşuşturuyor. Et, balık, patates,
hamur işi, soslar dolu tabaklar gidiyor masalara. Çoğu müşteri şarap içiyor.
Masaya gelen garson kız aşçıbaşının bugün özel olarak yapmış olduğu haşlanmış
sığır bifteğini öneriyor. Yanında patatesle havuç var. Biz tabii bu tipik
Avusturya yemeğini yeğliyoruz. Et ağızda dağılıyor.
Az sonra yörenin taze çileğinin yanında
kaymaklı İtalyan dondurmasını kaşıklarken kalabalık, gürültücü bir grup
bahçeye giriyor, ikisi kadın.
Orta yaşlı erkeklerin ellerinde kılıflara
sokulmuş tüfekler var. Yakındaki atıcılık kulübünün üyeleri olmalı. Uzun
bir masaya oturup, şaraplarını ısmarlıyorlar. Kahkahaların ardı ardası
kesilmiyor. Biraz öfkeyle bakanlar oluyor. Keyifleri kaçmış gibi.
Bizi öğle yemeğine davet etmiş olan
tanışımız, haydi kalkalım, diyor. Kahvemizi Waldenstein kalesinin terasında
içeceğiz. Neredeyse otuz yıldır Rems ovasında yaşayan, Mercedes'ten emekli
tanış, yörede bol sayıda görülen atıcılık kulüplerinden hoşlanmadığını
söylüyor. Genç öğrenci Tim'in yakındaki Winnen'de on altı kişiyi öldürmesinin
ardından sadece buralarda 6500 silah sahibinin üzerine yirmi beş bin silahın
kayıtlı olduğu ortaya çıkmış. Almanya'da on beş bin atıcılık kulübüne üye
bir buçuk milyon kişinin üç bin beş yüzü kadınmış. Ruhsatlı silahların
sayısı da tam on milyon. Bunlara üç yüz elli bin avcıyı da eklemek gerek!
Az sonra Waldenstein kalesinin kocaman
terasında, Rems ovası ayaklarımızın altında elmalı pastalarımızı yerken
sohbet devam ediyor. Hükümet yeni yasa çıkarmak üzere. Silah alım ve kullanımını,
atıcılık sporu yapanların silahlarını evlerinde muhafaza etmelerini zorlaştırmak
istiyor. Ancak yasa önerisi ne atıcılık kulübü üyelerini, ne de Tim'in
öldürmüş olduğu 16 gencin ana babasını memnun ediyor. Hiçbir şey değişmez,
diyor tanış. Çünkü ülkede silah lobisi çok güçlü. Unutmamak gerek, on milyon
ruhsatlı silahın yanı sıra yirmi milyon da ruhsatsız silahın evlerde saklandığı
Almanya dünyada ABD ile Rusya'nın ardından silah ihraç eden üçüncü büyük
ülke! Satışlarını son beş yılda yüzde yetmiş arttıran Alman silah endüstrisinin
en büyük alıcısı Türkiye!
Dönüş yolunda tanış, o gün Gundelsbach'ta
şarap bayramı olduğunu söylüyor. Uğramadan olmaz. Çayırlarda beyaz keçiler,
hallerinden memnun besili inekler. Bağların önüne kurulmuş masalarda binlerce
insan. Kadehler havada, keyifler yerinde. Yöresel müziğin eşliğinde şarkılar,
danslar.
Bir an için de olsa az önceki konuşmalarımızı
unutuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder