2 Ağustos 2009

Ankara'dan bir tren geldi...

Cumhuriyet Dergi 02.08.2009

AHMET ARPAD
STUTTGART
 
Karşımızda, ırmağın öteki kıyısında hangarlar, depolar, dev vinçler, küçük yük gemileri. Daha ötelerde kentin yeşil yamaçları. Keskin bir tren düdüğü. İnsanlar irkiliyor. Mayıs sonunda Haydarpaşa'da gördüğüm "Tiyatro Treni" şimdi Neckar ırmağı kıyısında ağır ağır ilerliyor, seyircilerin önünde duruyor. Ankara'dan yola çıkan trenin İstanbul, Bükreş, Novi Sad, Zagreb ve Freiburg'da mola verdikten sonra son durağı Stuttgart oldu. Geçtiği her ülkede yerel tiyatrolar bu proje için hazırladıkları oyunları kendi dillerinde sundular. Tüm eserlerin ana teması kaçış, yabancılık, vatansızların, istismar edilenlerin, mültecilerin, sürülenlerin Avrupa özlemiydi. "Orient-Express" projesi Stuttgart Devlet Tiyatrosu ile Ankara Devlet Tiyatrosu'nun ortak bir çalışması. Bu dev proje Romanya, Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenya devlet tiyatrolarının da katılımıyla gerçekleşti. Yirmi ülkeden kırk tiyatronun üye olduğu European Theatre Convention (ETC) da projeyi destekledi.

Şölenin önemli oyunlarından, "80 gün, 80 gece" adlı eseri Stuttgart Devlet Tiyatrosu sahneledi. Oyunda, Romanya'da Bangladeşli ucuz işçilerin Alman piyasası için diktikleri oyuncak ayı Teddy ile yoldaşı Kaplan'ın öyküsü anlatılıyor. Alman sınırında ikisinin de taklit olduğu ortaya çıkınca, ülkeye kabul edilmiyorlar ve parçalama makinesinin önüne atılıyorlar. Seyran adındaki iyi peri, 80 gün, 80 gece içinde kendilerini seven birini bulurlarsa kurtulacaklarını söylüyor. Önce Türkiye'ye, oradan da Balkan ülkeleri üzerinden İsviçre'ye uzanan maceralı yolculuk ne olursa olsun Almanya'ya girmek isteyen iki yoldaşın karlı Alp dağlarını kaçak geçmesiyle sona eriyor. Stuttgart Devlet Tiyatrosu'nun sunduğu "80 Gün, 80 Gece" inanılmaz bir tempoda oynanıyor. Oyuncular gibi neredeyse izleyici de nefes nefese kalıyor. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun "Ex-Press"i ise bambaşka bir oyun. Melodramı andıran melankolik bir sunuş. Bavullarıyla bir vagona sıkışmış insanlar doğudan batıya yola çıkmışlar. Sahip oldukları her şeyi geride bırakmışlar. Yanlarına aldıkları bavulları sadece umut dolu. Kaderleri ortak. Korkarak gidiyorlar umuda. Batı yolunda kazananlar olacak, her şeyini yitirenler de.

2009 yılının Mayıs ayında Ankara'dan hareket eden "Tiyatro Treni" batıya uzanan yolculuğunda geçtiği ülkelerin tren istasyonlarına bir "kültür heyecanı" getirmişti. Orient Express'in son durağı olan Stuttgart'ta bütün eserler on iki günlük bir tiyatro şöleni kapsamında tekrar sahnelendi. Uzunluğu 200 metreye varan bu tren kimi zaman Anadolu'ya da çıkıyor, Ankara'dan Tatvan'a kadar yol boyunca değişik oyunlar sergiliyor. Stuttgart Devlet Tiyatrosu'nun bir Ankara ziyaretinde doğan "Tiyatro Treni" sanatsal işbirliğinde doğu ve batı kültürleri bir araya geldi, sanatın sınır tanımadığın kanıtlandı.
 
Güneş batıyor. Bulutlar kızıla bürünmüş. Balkan müziği eşliğinde insanlar sohbet ediyor. İçkiler ellerde. Irmak kıyısında kocaman odunlar yanıyor. Sahneye fırlayan üç dansöz hemen eve gitmeyenlerin kanını kaynatıyor, coşanlar dans ediyor. Ilık bir Stuttgart akşamında her yaştan insan Orient Express'le keyiflenmiş. Keskin bir düdük sesi. Lokomotif ofluyor. Tren uzaklaşıyor, gözden kayboluyor... 
 
www.ahmet-arpad.de

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder