Cumhuriyet, Dergi
06.12.2009
AHMET ARPAD
STUTTGART
STUTTGART
İsviçre'de yapılan referandumda seçmenlerin
yüzde 57'si minare yasağını destekledi. Aşırı sağcı ve göçmen karşıtlarının
zaferi olarak değerlendirilen sonucu Alman politikacıları ve basını: "Büyük
sürpriz, skandal, utanılacak bir durum" olarak yorumladı. İsviçre hükümeti
ve parlamentosunun referandum öncesi: "Din özgürlüğüne aykırı," demesini
tutucu İsviçre insanı umursamadı. Özellikle Alman İsviçresi'nde oylar aşırı
sağcılara gitti! Bu Alpler ülkesinin yabancılarla arası tarih boyunca pek
iyi olmamıştır. Yetmiş küsur yıl önce Hitler'den kaçan Alman komünistleri
ile 25 bin Yahudiyi sınır kapılarından geri çevirmişti. Çoğunun yaşamı
toplama kamplarının gaz odalarında son bulmuştu. Almanya'da ve işgal ettikleri
ülkelerdeki Yahudilerin altınlarına el koyan Nazilerin tonlarca külçeyi
İsviçre kasalarında gizlediklerini de unutmamak gerek.
Liberal ve demokratik Almanya'ya
gelince. "Ülkemizde din özgürlüğü vardır, onlara karışamayız" diyen her
renkten politikacının son yirmi yılda açık seçik destek verdiği sayısız
İslami dernek ve üst kuruluş istediği gibi at koşturuyor. Resmi verilere
göre Almanya'da yaşayan Müslümanların en çok yüzde yirmisini temsil eden
bu sözüm ona dinciler açtıkları camilerde, Kuran kurslarında yatılı okullarda
her yıl on binlerce çocuğumuzu imam eğitiminden geçiriyor. Alman Anayasası'nın
4. ve 6 maddeleri yedi, sekiz yaşlarında kızların başörtüsü ile okula gitmesine
olanak tanıyor. Afrika'nın, Asya'nın kimi ülkesinde gördüğümüz Türk liseleri
son on yılda artık Almanya'da da birbiri ardına kuruluyor! Bu ülkede kiliseler
kapanıyor, camiler açılıyor. Türk Kültür Enstitüleri ise bir türlü açılmıyor!
1970'ten bu yana irili ufaklı, üç bine yakın mescit ve cami inşa edildi,
yüzlerce kilise kapandı. Örneğin Stuttgart'ta her 1000 Türk'e bir cami,
her 3000 Alman'a bir kilise düşüyor. Siyasi partilerle Protestan ve Katolik
kiliselerinin yıllar boyu verdiği destekle güçlenen İslamcı kuruluşlar
işsiz insanlarımıza kucak açtı, onların Alman toplumundan iyice kopmasına
neden oldu. Uyum karşıtı bu gelişmeler ülkede yabancı düşmanlığını körükleyen
nedenlerden biri sayılır.
İsviçre'deki referandumun hemen ardından
Alman Hıristiyan Demokratları adına açıklama yapan milletvekili Wolfgang
Bosbach: "Gittikçe daha çok insanımız aşırı İslamdan korkuyor, referandum
yapılsa bizde de böyle bir sonuç çıkabilir," dedi. Önce tarikatçıların
İslamını yıllarca destekle, onlara kucak aç, ardından da böyle konuş! Şaşırmamak
gerek, ne de olsa politikacı...
Acaba şimdi İsviçre insanı, tarikatların
Almanya'da yıllarca "din özgürlüğü" kisvesi altında nasıl at koşturduğunu
gördü de, benzerinin ülkesinde de yaşanmasından, toplumun İslamlaşmasından
korktuğu için mi böyle kullandı oyunu? Tabii İsviçre'de yabancı düşmanlığı
tohumlarının daha çok yeşermesini isteyen aşırı sağcı girişimciler tutucu
insanların bu korkusundan yararlanmış da olabilir! Özellikle Alman İsviçresi'nde
zengin işadamlarının desteklediği, milyarder Christop Blocher'in yönlendirdiği
İsviçre Halk Partisi (SVP) "minareye hayır" kampanyasına açıkça destek
verdi. Unutmadan şunu da belirtmek gerek, İsviçre'deki referandum sonucunu
şiddetle eleştiren Almanya camilere minare yapımına izin veriyor, fakat
nedense "kısa yaparsan veririm" diyor. Böylece tuhaf görünümlü, gözü rahatsız
eden orantısız yapılar ortaya çıkıyor.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder