Cumhuriyet 31.08.2008
AHMET ARPAD
STUTTGART
Tarihi mezarlığın kapısından içeri
girince sağda, upuzun, yüksek duvardaki bronz tabelalar hemen dikkati çekiyor.
Bir sürü isim, ölüm tarihleri en az yüz yıllık. Aradıklarım biraz ilerde.
Friedrich ve Emma Gundert. Hermann ve Julie Gundert. Ve Marie Hesse. Hermann’ın
annesi... Bir süre öyle duruyorum. Calw’ın tarihi mezarlığı eski ağaçlarla
dolu. Karşılar da yemyeşil. İki yamacın arasına, Nagold ırmağının kıyısına
kurulu küçük kasaba Stuttgart’a yarım saat ötede, Karaormanlar’a açılan
kapı... Teinach ve Liebenzell kaplıcaları yol üstünde. Sonra ağır ağır
mezarlık çıkışına doğru ilerliyorum. Karşı kaldırıma geçip, ırmak kıyısında
yürüyorum. Nagold bugün çok hızlı akıyor. Son günlerin yağmuru suları yükseltmiş.
Durup, köpük köpük akan ırmağı seyrediyorum. Anılarımda Hermann Hesse var
o gün. Annesi Marie çok yanlı, hareketli ve üstün yetenekli bir kadındı.
Ana babasının misyonerlik yaptığı güney Hindistan’da 1842 yılında doğmuştu.
1874’te evlendiği Johannes Hesse ikinci kocasıydı. Ona iki kız, bir de
erkek çocuk doğurmuştu. 1877 yılında Calw’da dünyaya gelen oğulları Hermann
sorunlu çıkmıştı. İlkokuldan sonra Latince öğrenen Hermann, 15 yaşında
Maulbronn manastırına yollanır. Fakat aradan birkaç ay geçmeden oradan
kaçar, Stetten sinir kliniğinde üç ay yatar, Stuttgart’ta liseye kaydı
yaptırılır, krizler yeniden başlar, okul yerine şaraphaneleri yeğler, ne
olduğu bilinmeyen insanlarla dostluklar kurar, sağa sola borç takar ve
okuldan kaydı silinir... 1906’da yazdığı “Gençlik Bunalımları” (“Unterm
Rad”, Türkçesi: Ahmet Arpad) adlı romanında çok zor geçen o gençlik yıllarını
anlatır. Az sonra karşımda duruyor! Nagold ırmağının üzerindeki köprüde.
Bronzdan Hesse, ince, uzun boylu, elinde şapkası, gelip geçeni pek umursamıyor,
gözlerini ötelere dikmiş, yeşil yamaçlara, ırmağın sularına... Haylazlık
ve avarelikle geçen gençlik yıllarında bu köprüde saatlerce durur, suların
akışını seyrederdi. Ördeklerin yüzüşünü, balık tutanları... Kimi zaman
o da atardı oltasını sulara. Genç Hesse burada zaman öldürürken yaşıtları
ya okula gider ya da çıraklık yapıp bir meslek öğrenirdi. Kent insanlarının
gözünde Johannes ile Marie Hesse’nin oğulları Hermann tembelin tekiydi,
ondan adam olmaz, derdi Calw insanları. Çok sonraları o günlerden söz açıldığında,
çocukluğumda pek sevilmezdim, diye konuşurdu. O yılların deneyimlerini
hiç unutmamıştı. Dünyaca ünlendiğinde çoktan İsviçre’ye yerleşmişti Hermann
Hesse. Tessin yöresinde, Montagnola’daki villası bir yamaca kuruluydu.
Pencerelerinden, terasından öteler, çok uzaklar, ona ilham veren, ona romanlar,
öyküler yazdıran, ekspresyonist, rengârenk ve özgürlük dolu tablolar yaptıran
yamaçlar, tepeler görünürdü. “Casa Hesse”nin aşağı bahçe kapısında, ziyaretçi
kabul edilmez, tabelası vardı. Yıllar öncesinin haylaz ve tembel delikanlısı,
artık milyonların okuduğu dünyaca ünlü bir yazardı. Yağmur durup güneş
çıkınca café’ler kaldırıma iskemle atmış. Bir mola verip susuzluk gideriyorum.
Elden geçmiş, restore olmuş, bakımlı tarihi yapılar alanı çevreliyor. Az
ötede doğduğu ev, birkaç adım ilerde müzesi. Ziyaretçileri, dünyanın dört
bir köşesinden gelen Hesse tutkunları! El yazısı müsvetteler, özel eşyaları,
ilk kitapları vitrinlerde, boy boy fotoğraflar duvarlarda. 1933’ten başlayarak
Almanya’dan kaçıp İsviçre’ye sığınan birçok dostuna yardımı esirgememişti.
Aralarında Thomas Mann da vardı. Çoğu kez elinde ne varsa onlara harcamış,
başka ülkelere sığınmalarına destek olmuştu. Savaş yıllarında Almanya’da
eserleri yasaklanıp paralar suyunu çekmeye başlayınca kendini iyice tabloya
vermiş, kazandıklarını da dostlarına harcamıştı. Bundan tam altı yıl önce,
Hermann Hesse’nin doğumunun 125. ve ölümünün 40. yılında tanımıştım yaşlı
kadını. Doksanına merdiven dayamıştı. Ağır ağır yükselen bir yokuşun sonunda,
kocaman bahçe içindeki, babadan kalma iki katlı, sekiz odalı villada tek
başına yaşıyordu. Duvarları Hermann Hesse tabloları ile süslü, kocaman
pencerelerinden Calw’ın yemyeşil yamaçlarının göründüğü salonda bir köşede
duran eski piyanonun başına geçip, Bach’tan bir sonat çalmıştı. Geçenlerde
telefon edip, yine bir uğradım. Aynı villada kızıyla kalıyordu şimdi. Doksan
üçüne basmıştı ve hâlâ çok dinçti. Bütün ömrü Calw’de geçmişti. Hermann
Hesse’nin annesi Marie Hesse, yaşlı kadının dedesinin kız kardeşiydi.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder