Cumhuriyet 01.02.2009
STUTTGART
AHMET ARPAD
Batı Almanya Cumhurbaşkanı Theodor
Heuss, 1957 yılında Ankara ve İstanbul'u ziyaret ettiğinde neredeyse benim
de elimi sıkacaktı. Dolmabahçe'de motordan indiğinde alandaki karşılayıcılar
arasında Alman Lisesi öğrencilerinin de olması doğaldı. Ertesi gün liseye
geldiğinde onu daha da yakından görmüştük. Bahçede önümüzden geçerken tam
da önümdeki çocuğun yanına sokulmuş, elini sıkmış ve onunla Almanca kısa
bir sohbet etmişti. Yıllar sonra Stuttgart'taki üç katlı, parkı andıran
bir bahçe içindeki villasının az ötesinde yaşayacağımı o günlerde düşümde
görsem inanmazdım. Oturma odası, yemek odası, bürosu 1950'li yıllarda Heuss
ailesinin kullandığı mobilyalarla olduğu gibi duruyor. Katlardan biri eski
cumhurbaşkanının arşivine ayrılmış. Yirminci yüzyıl Almanya'sının politik
tarihi belgeleniyor. Theodor Heuss'un özel izniyle 1958'de Almanya'ya gelen
Ankara meslek enstitüsü mezunu 150 kişi bu ülkeye giren ilk Türk işçileriydi!
Villanın katlarından biri sürekli
değişen sergilere ayrılmış. Şu aylarda sırada "Lilli Marlene" var. 1915'te
Rus cephesine gitmeye hazırlanan asker Hans Leip'ın yazdığı bir şiir Norbert
Schultze'nin 1938'deki bestesi, ardından da Bremerhavenli kadın şarkıcı
Bunneberg'in (Lale Andersen) repertuvarına almasıyla ünlenir. Ancak dünya
çapındaki ününe 1941'de Belgrad'daki Alman asker radyosunun her akşam yayımlamasıyla
kavuşur. "Kışlanın büyük kapısının önünde / Büyük kapının önünde bir fener
vardır / İşte orada buluşalım / O fenerin altında buluşalım / Eskiden olduğu
gibi Lilli Marlene / Eskiden olduğu gibi Lilli Marlene". Anavatandan binlerce
kilometre ötede savaşan Alman askerleri Lale Andersen'in hasret dolu boğuk
sesini dinler, her şeyi unutur. Belgrad radyosuna on binlerce mektup yağar.
Radyo her akşamki programına saat 21.55'te Lilli Marlene ile başlar! Savaş
sürer gider, şarkı ününe ün katar. Sadece Hitler'in değil, karşı cephedeki
"düşman" askerlerine de savaşı unutturur Lilli Marlene. Ünlü yazar John
Steinbeck'in dediği gibi "Şarkılar siyasete benzemez, sınırları kolayca
aşarlar". Birbirlerini boğazlasın diye cephelere sürülmüş milyonlarca gence
her şeyi unutturan bu ezgi bir an için silahları susturur. O, "savaşı durduran
şarkı"dır!
Theodor Heuss evinden çıkıp, villalar
arasından ormana doğru ilerlerken bir başka ünlünün, Ferdinand Porsche
ailesinin evinin önünden geçiyoruz. Hitler'in, "Düşük maliyetli bir ‘halk'
otomobili yap!" emri üzerine Porsche "kaplumbağa"yı yaratmıştı. Sonraki
yıllarda Alman
Nasyonal Sosyalist partisine ve SS'ye
üye oldu, Hitler'e askeri araç da üretti. Savaştan sonra tutuklandı. Fakat
kimse kılına bile dokunamadı. Hitler ondan yararlanmıştı. Savaşın ardından Batı Almanya'yı kurduranlara
da gerekliydi Porsche! Şimdi önünden geçtiğimiz villadan vârisleri bir
süre önce taşındı. Theodor Heuss'un komşusu görkemli yapı artık Porsche
Konukevi. Stuttgart'taki fabrika her yıl rekora koşuyor.
Yeniden inşa ettikleri otomobil müzesi
fütürist bir yapı. Havada duran bir gemi mi, yoksa bir UFO mu? Birkaç gün
önce açılışını yaptılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder