TOPLUM24, 2 Ekim 2023
Ahmet Arpad
Alman insanın doğaya, yeşile olan sevgisi sonsuz. Türk insanı da doğayı, yeşili sever, köyünü terk etmediği sürece! Büyük kente geldi mi, hele İstanbul'a yerleşti mi, yeşil sevgisi kısa sürede beton sevgisine dönüşüverir. 1950'li yıllardan bu yana yaşamakta olduğumuz bu sevginin sonu gelmeyecek gibi! Menderes'in başlattığı "yeşilin yerine asfalt ve beton misyonu"nu İstanbullu olmayan, fakat kendilerine "İstanbul âşığı" diyen halefleri hep sürdürdü. "Mavi gözlü" Dalan'ın bir zamanlar, restore edeceğine üzerinden silindirle geçtiği ve "yeşil alan" yaptığı Haliç kıyılarına ne zaman giderseniz gidin, temiz hava almaya gelmiş Allah'ın tek kuluna rastlayamazsınız. Dalan'dan sonrakiler de yeşil yerine 'deprem kenti' İstanbul'da beton-asfalt politikasını sürdürdüler. Ve her belediye seçiminden de zaferle çıktılar! Son 25 yılda, açılan yolların, altgeçitlerin, tünellerin, kavşakların sonu geleceğe benzemiyor. Şu anda İstanbul'da yüksekliği 100 metrenin üzerinde olan tam 269 yapı var!!! Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi'nin paylaştığı Şubat 2022 verilerine göre Türkiye gökdelen sayısıyla Avrupa'da birinci sırada yer alıyor! En fazla gökdelene sahip Avrupa kenti de tabii İstanbul!
İstanbul çoktan bir "ahtapot" kent! Dev kollarıyla yeşil alanlara saldırıyor, kanlarını emiyor, onları yutup bitiriyor! Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'ne göre kentte kişi başına düşen yeşil alan 6,4 metrekare. Bu açıdan dünyanın 50 büyük kenti arasında sondan ikinciymiş! İstanbul Mimarlar Odası, istatistiklerin genel anlamda yanıltıcı olabileceğine dikkat çekiyor: "İstanbul'un çoğu ilçesinde kişi başı yeşil alan miktarı 1 metrekareye düştü", diyor. Uçağınız İstanbul'un üzerinde inişe geçtiğinde aşağı bir bakın, Şehir Plancıları'na hak verirsiniz! Avrupa'nın büyük kentlerinde her insan 20 ile 45 metrekare arasında değişen yeşil alandan tek başına yararlanıyor. Resmi verilere göre ömür boyu yaşamağa değer şirin Tuna kenti Viyana'nın yüzde elli biri yeşille kaplı!
Amaç yeşil alan
Bütün bunlardan niçin mi söz ettim? Ren ve Neckar nehirler arasına kurulu Mannheim'da 14 Nisan'da açılan Almanya Bahçecilik Gösterisi (BUGA) 8 Ekim'de kapanacak. Üç bin metrekarelik yepyeni bir yeşil alan yaratıldı. Üç yıllık bir çaba ve yedi milyon Avro harcama karşılığında kentin göbeğinde geleceğin insanlarına bırakılan çok değerli bir miras! Üç milyonun üzerinde ziyaretçi altı ay süren BUGA'da düzenlenen yaklaşık 500 değişik etkinliğe katıldı. Sayısız tür çiçekle dolu yataklar inanılmaz renkleriyle gözleri kamaştırıyor, oluşturulan çiçek dekorasyanları sanki bir oyun. Amaç, insanlara nesiller boyu kullanacakları bir yeşil alan bırakarak yaşam kalitesini arttırmak.
Almanya'da 1955'den bu yana tam 35 büyük kentte Bahçecilik Gösterileri düzenlenmiş. Bu girişimlerden öteye eyaletlerin küçük kentlerinde de her yıl benzeri girişimler sürekli gerçekleştiriliyor, yeni yeni yeşil alanlar orada yaşayanların kullanımına sunuluyor. Stuttgart'ın merkezindeki 10 kilometre uzunluğundaki yeşil alan ve park da bir zamanlar benzeri projelerle gerçekleştirilmişti. Mimarlar, plancılar, doğaseverler, bahçevanlar ve yerel politikacılar bir araya geldi mi ve hepsi de iyi niyetli oldu mu kalıcı bir şey çıkıyor ortaya.
Siz bana 16 milyonluk İstanbul'da tek bir büyük park göstebilir misiniz? içinde çocukların koşuşturup oyunlar oynadığı, annelerin bebek arabalarıyla gezindiği, sıralarda oturan yaşlıların sohbet ettiği, sevgililerin el ele dolaştığı? Bu hiç gerçekleşmeyecek düşten başka bir şey değil! Viyana'da, Londra'da, Paris'te ya da bir zamanların Taksim İnönü Gezisi'nde sandım kendimi birden, kusura bakmayın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder