Cumhuriyet 26.08.2007
AHMET ARPAD
STUTTGART
STUTTGART
...düdüğünü çalmaz m'ola / Gurbet
ele yar yolladım, mektubumu almaz m'ola.
Biri ötekinden şişman. Adam açık
pencereden dışarıya bakıyor. Yanımızdan ağır ağır geçen doğayı seyrediyor.
Dudaklarında sürekli bir gülümseme. Çok mutlu gibi. Evler, yemyeşil yamaçlar
ve otlayan ineklerle koyunlar. Bir şeyler söyleyip gülüyor. Karşısında
oturan kadın ise doğa ile pek ilgilenmiyor. Elindeki boyalı gazozu yudumluyor,
arada sırada adama yanıt veriyor. İki şişman dört kişilik yere zor sığmış.
Hava sıcak. Pencerelerden giren esinti biraz olsun ferahlatıyor. Bir sıra
ötede yaşlı bir karı koca oturuyor. Kadın yetmişinde, adam seksenine merdiven
dayamış. İkisi de uzunca boylu, şık ve az da cakalı. Tatile gelmiş Hamburglular
olabilirler. Daha çok adam konuşuyor. Çocukluğunda, bombalanacak diye trene
binmekten korktuğunu anlatıyor. Kadın suskun, dışarısını seyrediyor. Bizim
kompartımanda başkası yok. Yandaki ise dolu. Orta yaşlı insanlar, el kol
hareketleri ile heyecanlı bir şeyler anlatıyorlar birbirlerine. Ne dedikleri
duyulmuyor. Dolu kompartıman sessiz. Çünkü o "konuşanlar" dilsiz...
Kara tren oflaya puflaya tırmanıyor
tepeye, giderek yavaşlıyor. Zorlanıyor. Bacasından kara dumanlar çıkıyor,
ardından beyaz. Masmavi gökyüzü renkleniyor. Fotoğraf çekenler pencerelerden
sarkıyor bellerine kadar. Makinist düdüğe asılıyor. Kara trenin çığlığı
yamaçlara, ötelerdeki ovalara uzanıyor. Öküzler trene şöyle bir bakıyor,
kimisi ürküp kaçıyor... Az sonra Maselheim istasyonuna giriyoruz. Birkaç
dakika mola. İnen yok, gençten birkaç kişi biniyor. Makinist ile yardımcısı
aşağı atlayıp, lokomotifin çevresinde şöyle bir dönüyorlar. Warthausen'den
buraya 50 dakikada gelmiş, 300 metreden 600 metreye çıkmıştık. Dokuz vagonlu
tren şimdi inişe geçiyor. Son istasyon tarihi manastırıyla ünlü Ochsenhausen.
Seksen yıllık 99 716 numaralı lokomotif 400 beygir gücünde, 42 ton ağırlığında.
Raylar dar, sadece 75 santim, en yüksek hız saatte 20 kilometre!
1899'da Kral II. Wilhelm döneminde
Warthausen ile Ochenhausen arasında inşa edilen demiryolunda kara tren
1964'e kadar köylüleri, işçileri, öğrencileri bıkıp usanmadan taşıyıp durmuş.
"Öchsle" yirmi yıldır bir "müze tren". Buharlısever gönüllülerin 1983'te
kurduğu dernek (www.oechsle-bahn.de) çok başarılı çalışıyor. Restore ettikleri
buharlı lokomotifler 99 716 "Rosa" ve 99 788 "Berta" 1 Mayıs-28
Ekim arasında haftanın üç günü tarihi vagonları peşinden çekip götürüyor.
Yakından ve uzaktan gelen, çoğu erkek "kara tren" çılgınlarını gün boyunca
çocuklar gibi sevindiriyor.
Türkiye'nin çeşitli depolarında ve
istasyonlarında kocaman, dev gibi buharlılar, yanılmıyorsam elli kadar,
paslanıp çürüyor. Elden geçirilmiş tarihi lokomotifler sadece Çamlık ve
Ankara müzelerinde durmakta. Almanya'nın çeşitli kentlerinde küçücük de
olsalar eski buharlılar değerlendiriliyor, turistik amaçlı kısa geziler
yapılıyor. Bizim TCDD ise elindeki paha biçilmez hazineyi doğru dürüst
değerlendiremiyor. Depolarda çürümeye bırakılanlar bir elden geçirilse,
özellikle Doğu Anadolu'nun harika doğasında sürekli düzenlenecek gezilerle
her yıl başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinden "zengin
ve çılgın" on binlerce buharlıseveri ülkeye çekerdi!
Aşağılarda Ochsenhausen. Kocaman
kiliseyle manastırın kuleleri göğe yükseliyor. Buharlı hızlanıyor. Uzun
bir düdük. Kentin ilk evleri, bahçeleri. İnsanlar el sallıyor. Şişman karı
koca veda edip, iki vagon arasındaki sahanlığa çıkıyor. Bir an için çocukluğuma
dönüyorum. Florya plajına yüzmeye giderdik, Sirkeci istasyonundan bindiğimiz
buharlı banliyö treniyle... Yolcular akın akın trenden iniyor. Çoğu az
ötedeki bira bahçesine hücum ediyor. Bizler de manastırı, kilisesini ve
salonlarındaki Joan Miró sergisini yeğliyoruz. Warthausen'e dönüşe daha
dört saat var.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder