19 Ağustos 2012

‘Hermann Hesse hep genç...’

Cumhuriyet 19.08.2012 
STUTTGART
AHMET ARPAD


Yaşlı mı yaşlı kadın, peşinde yaşlı oğlu, en arkada da ben tarihi Calw mezarlığının kapısından içeri giriyoruz. Küçük adımlarla yürüyor, bir süre sonra duruyor. Eliyle upuzun duvardaki bronz tabelaları gösteriyor. Friedrich ve Emma Gundert, Hermann ve Julie Gundert ve Marie Hesse-Gundert... Çok yaşlı kadının akrabaları! Hermann Hesse’nin 1902’de ölen annesi Marie Hesse, dedesiyle eşi ve annesinin dedesiyle eşi. Hesse’nin annesi, yaşlı mı yaşlı kadının dedesi Friedrich Gundert’in kız kardeşi oluyor! 1916’da vefat eden baba Johannes Hesse’nin mezarı ise Stuttgart’ın banliyösü Korntal’da. Yaşlı kadın az önce Karaormanlar kasabası şirin Calw’a tepeden bakan, pencerelerinden yeşil yamaçların göründüğü iki katlı villasının salonunda oturmuş çaylarımızı içerken anlatmıştı gençliğini, çok eskileri... Hermann Hesse’yi, Güney İsviçre’nin Tessin yöresindeki villasında tanımıştı. 1930’lu yıllardan başlayarak Montagnola’nın bir yamacındaki o eve sık sık gitmişti annesiyle. Aşağı bahçe kapısında yazardı, ziyaretçi kabul edilmez, diye. “Annem çalışma odasının kapısını açtığında Hermann Amca ayakta karşılardı bizi, kolları iki yana açık. Ben deneyimsiz bir genç kız, o ise dünyaca ünlü bir yazar... Kimi zaman, annemin hediyesi olan bir Bach plağını pikaba koyar, bakışlarını karşı yamaçlara dikerdi. O yıllarda resim yapmaya da başlamıştı.” Çay içilen salona girmeden önceki geniş holün duvarlarını bu Hesse tablolarından bazıları süslüyor. Hepsi de ekspresyonist, rengârenk ve özgürlük dolu tablolar. “1933’ten başlayarak Almanya’dan kaçan birçok dostuna yardımı esirgememişti. Çoğu kez elinde ne varsa onlara harcamış, başka ülkelere sığınmalarına destek olmuştu. Savaş yıllarında Almanya’da eserleri yasaklanıp, paralar suyunu çekmeye başlayınca kendini iyice tabloya vermiş, kazandıklarını da dostlarına harcamıştı. Bizlere yolladığı, Nazi sansüründen geçmiş mektupların ardı arkası hiç kesilmemişti.”

Yaşlı kadının anlattığına göre Hesse, en çok ablası Adele ile mektuplaşır, onunla sık sık dertleşirdi. Hesse’nin ablasına: “Annemizin sonsuz beğenisi ve çocuklarına olan sevgisiyle babamızın duygusal ahlak değerleridir bizleri bugünlere taşıyan” diye yazdığı mektubu, Korntal’da kız kardeşi Marulla ile yaşayan teyzesi Adele’nin ölümünden az önceki bir ziyaretlerinde onlara okumuş olduğunu bugünkü gibi anımsıyor. “Hesse o mektubunda, ‘Annemle babamın evinde birçok dünyanın ışığı bir araya gelmişti’ diyordu. Adele Teyze, kardeşi Hermann’ın ünlü olmasıyla övünürken, Marulla bundan rahatsız olurdu.”

Yaşlı kadın Bach hayranı dedesinin verdiği ev konserlerini çok iyi anımsıyor. Müziğe olan ilgisinin belki de o yıllardan kalma olduğunu söylüyor. Genç kızlığında konservatuvarda piyano öğrenmiş, konserlere katılmış, sayısız öğrenciye ders vermişti. Birkaç gün sonra Calw kilisesinde düzenlenen Bruckner senfonileri konserine katılacağı için şu sıralar piyanosunun başından ayrılmıyor. “Bu hafta her gün provamız var” diyor. Hermann Hesse’yle anne tarafından akraba olan yaşlı kadın 97 yaşında... Calw’den geçen Nagold ırmağının üzerindeki köprüde bronzdan Hesse, uzun boylu, elinde şapkası, gelip geçeni pek umursamıyor, gözlerini ötelere dikmiş, yeşil yamaçlara, ırmağın sularına... Haylazlık, avare gençlik yıllarında burada saatlerce durur, suların akışını seyrederdi, ördeklerin yüzüşünü, balık tutanları da... Kimi zaman o da atardı oltasını sulara. Küçük Hermann bu köprüde zaman öldürürken yaşıtları ya okula gider ya da çıraklık yapıp, bir meslek öğrenirdi. Kent insanlarının gözünde Johannes ile Marie Hesse’nin oğulları tembelin tekiydi, bir şey olacağı yoktu. Fakat o delikanlılık yıllarının deneyimlerini de hiç unutmamıştı. “İnsan olgunlaşırken gençleşir de” der Hesse. Eserlerinin ortak bir yanı vardır. Tümü de günümüz yaşam sorunlarını çözümlemede bireye gerekli olan yepyeni, geleceğe dönük sonsuz coşku ve tutkunun derin izlerini taşır. İnsanoğlunun, başka kültürlere saygı göstererek barış içinde yaşayabileceğini kanıtlar. Erich Maria Remarque, Stefan Zweig ve Heinrich Mann’la beraber savaş karşıtı Alman dili edebiyatı yazarları arasında çok önemli bir yeri olan Hermann Hesse’ye göre hasta ve haksızlık dolu bir dünyada yaşıyoruz. “Sevgi ve kardeşlik duygularının yokluğudur dünyamızı hasta eden.” 9 Ağustos 1962 günü yaşama veda eden Hesse’nin bize yol gösteren eserleri ve düşünceleri hâlâ güncel!

www.ahmet-arpad.de

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder