Cumhuriyet 19.05.2010
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Bugün yedi düvelin çullandığı güzel vatanımızda özgürlüğümüzü kazanmamızın "ilk adım" günü...
91 yıl önce Samsun'da başlayan yürüyüşün dünyayı hayretler içersinde bırakan kahramanlıkla ulusumuza armağan ettiği bağımsız ve laik Cumhuriyet, sadece bizim değil, insanlık tarihinin de yüz akıdır.
O efsanevi vatanseverliğin destanlaşmış onur savaşını kuşaktan kuşağa en yüce gurur kaynağımız yapan Mustafa Kemal Atatürk ve tüm ulu büyüklerimizi bir kez daha kutsuyor, kucaklıyoruz...
Yurtsever 'kentsever'
Yine bugün, aynı vatanseverliği aynı onurla yaşayarak, bizlere "yurtsever kentsever"liği öğreten; Cumhuriyet gazetesinin kente ve çevreye "Kuvayi Milliye ruhuyla" sahip çıkması geleneğinin korkusuz kalemi Burhan Arpad'ın da 100. doğum günü...
19 Mayıs 1910'da Mudanya'da doğduğunda, ülkesini karanlıklardan kurtaracak o "kutsal isyan"ın 10 yıl sonra aynı gün başlayacağını elbette bilmiyordu...
3 Aralık 1994'te İstanbul'da yaşama veda ettiğinde, ülkeyi yeniden karanlığa sürüklemek isteyenlerin sadece laik Cumhuriyete değil, kentlerimize, doğal ve kültürel değerlerimize, yaşam kaynaklarımıza da "aynı hırs"la saldırmalarının "rastlantı olmadığı"nı bilen ve sorgulayan gazetecimiz olarak basın tarihimize geçiyordu...
Arpad'ın gazetemizdeki "Hesaplaşma" köşesi yağmacıların, neden hep "gericilik"le sarmaş dolaş olduklarının eşsiz belgeselidir. Bugün Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeye "reform" diyenlerin, aynı zamanda kıyılardan sitlere tüm güzelliklerimizi pazarlama yasalarına da imza atmalarındaki "koşut"luğu merak edenler, yaşadığımız sürecin "80 sonrası"nda hazırlanan "altyapı"sını gazetemiz arşivindeki 'Hesaplaşma'lardan izleyebilirler...
Dahası, yine şu anayasa değişikliği için "12 Eylül artık yargılanacak" diyenlerin, aynı 12 Eylül'ün talan yasalarından tam 30 yıldır nasıl bir iştahla yararlandıklarını; faşizmin yağma düzenlemelerini kaldırmak yerine nasıl genişleterek uyguladıklarını, Arpad'ın kitaplarından öğrenebilirler...
Aydınlanma emektarı
Gözü pek yazarımız "çevirmen" olarak da aydınlanma yürüyüşümüze eşsiz katkılarda bulunmuştur.
Dünya edebiyatının ünlü isimlerini okuduysanız; örneğin Erich Maria Remarque'un "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" ve "Dönüş Yolu"yla… ya da Stefan Zweig, Anna Seghers, Joseph Roth, Odon von Horvath, Thomas Mann, Ingeborg Bachmann, Fritz Habeck, Ignazio Silone, William Saroyan, Henry Wallace, Şalom Aljehem, Dimitir Dimov, Haşek, Silanpaa ve Istrati'nin eserleriyle tanıştıysanız, tüm bu büyük isimlerle "Türkçe" kurduğunuz beraberlikleri Burhan Arpad'a borçlusunuz.
Arpad edebiyat yaşamına 1936'da Servet-i Fünun dergisinde başlamış, Hürriyet, Memleket ve Vatan'da muhabirlik yapmıştı. Özellikle ilerleyen yaşlarında "genç"lerin yurt ve çevre bilinciyle yetişmelerine öncülük eden "Alnımdaki Bıçak Yarası" (1968), "Hesaplaşma" (1976), "Direklerarası" (1983), "Yok Edilen İstanbul" (1983) ile ölümünden sonra yayımlanan "Bir İstanbul Var İdi" (2000) kitaplarını bugünün kent ve ülke yöneticilerine "ders" olarak okutabilsek...
Büyük üstadımız, yine bugünlerde "1 Mayıs Meydanı" özlemleriyle gündeme gelen Taksim'in asıl adının "Cumhuriyet Meydanı" olduğunu da "Yok Edilen İstanbul" adlı kitabında şöyle anımsatıyordu:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anıtı Taksim'de yapılmış, çevresinde küçük, ama derli toplu bir alan oluşmuştur. 'Taksim Cumhuriyet Anıtı ve Alanı' İstanbul'da Türkiye Cumhuriyeti'nin sembolüdür..."
Emeğin ve alınterinin de yılmaz savunucusu olan "Cumhuriyet devrimcisi" yazarımız Arpad'ı, 100. doğum yıldönümünde saygıyla anıyoruz...
OKTAY EKİNCİ
Bugün yedi düvelin çullandığı güzel vatanımızda özgürlüğümüzü kazanmamızın "ilk adım" günü...
91 yıl önce Samsun'da başlayan yürüyüşün dünyayı hayretler içersinde bırakan kahramanlıkla ulusumuza armağan ettiği bağımsız ve laik Cumhuriyet, sadece bizim değil, insanlık tarihinin de yüz akıdır.
O efsanevi vatanseverliğin destanlaşmış onur savaşını kuşaktan kuşağa en yüce gurur kaynağımız yapan Mustafa Kemal Atatürk ve tüm ulu büyüklerimizi bir kez daha kutsuyor, kucaklıyoruz...
Yurtsever 'kentsever'
Yine bugün, aynı vatanseverliği aynı onurla yaşayarak, bizlere "yurtsever kentsever"liği öğreten; Cumhuriyet gazetesinin kente ve çevreye "Kuvayi Milliye ruhuyla" sahip çıkması geleneğinin korkusuz kalemi Burhan Arpad'ın da 100. doğum günü...
19 Mayıs 1910'da Mudanya'da doğduğunda, ülkesini karanlıklardan kurtaracak o "kutsal isyan"ın 10 yıl sonra aynı gün başlayacağını elbette bilmiyordu...
3 Aralık 1994'te İstanbul'da yaşama veda ettiğinde, ülkeyi yeniden karanlığa sürüklemek isteyenlerin sadece laik Cumhuriyete değil, kentlerimize, doğal ve kültürel değerlerimize, yaşam kaynaklarımıza da "aynı hırs"la saldırmalarının "rastlantı olmadığı"nı bilen ve sorgulayan gazetecimiz olarak basın tarihimize geçiyordu...
Arpad'ın gazetemizdeki "Hesaplaşma" köşesi yağmacıların, neden hep "gericilik"le sarmaş dolaş olduklarının eşsiz belgeselidir. Bugün Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeye "reform" diyenlerin, aynı zamanda kıyılardan sitlere tüm güzelliklerimizi pazarlama yasalarına da imza atmalarındaki "koşut"luğu merak edenler, yaşadığımız sürecin "80 sonrası"nda hazırlanan "altyapı"sını gazetemiz arşivindeki 'Hesaplaşma'lardan izleyebilirler...
Dahası, yine şu anayasa değişikliği için "12 Eylül artık yargılanacak" diyenlerin, aynı 12 Eylül'ün talan yasalarından tam 30 yıldır nasıl bir iştahla yararlandıklarını; faşizmin yağma düzenlemelerini kaldırmak yerine nasıl genişleterek uyguladıklarını, Arpad'ın kitaplarından öğrenebilirler...
Aydınlanma emektarı
Gözü pek yazarımız "çevirmen" olarak da aydınlanma yürüyüşümüze eşsiz katkılarda bulunmuştur.
Dünya edebiyatının ünlü isimlerini okuduysanız; örneğin Erich Maria Remarque'un "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" ve "Dönüş Yolu"yla… ya da Stefan Zweig, Anna Seghers, Joseph Roth, Odon von Horvath, Thomas Mann, Ingeborg Bachmann, Fritz Habeck, Ignazio Silone, William Saroyan, Henry Wallace, Şalom Aljehem, Dimitir Dimov, Haşek, Silanpaa ve Istrati'nin eserleriyle tanıştıysanız, tüm bu büyük isimlerle "Türkçe" kurduğunuz beraberlikleri Burhan Arpad'a borçlusunuz.
Arpad edebiyat yaşamına 1936'da Servet-i Fünun dergisinde başlamış, Hürriyet, Memleket ve Vatan'da muhabirlik yapmıştı. Özellikle ilerleyen yaşlarında "genç"lerin yurt ve çevre bilinciyle yetişmelerine öncülük eden "Alnımdaki Bıçak Yarası" (1968), "Hesaplaşma" (1976), "Direklerarası" (1983), "Yok Edilen İstanbul" (1983) ile ölümünden sonra yayımlanan "Bir İstanbul Var İdi" (2000) kitaplarını bugünün kent ve ülke yöneticilerine "ders" olarak okutabilsek...
Büyük üstadımız, yine bugünlerde "1 Mayıs Meydanı" özlemleriyle gündeme gelen Taksim'in asıl adının "Cumhuriyet Meydanı" olduğunu da "Yok Edilen İstanbul" adlı kitabında şöyle anımsatıyordu:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anıtı Taksim'de yapılmış, çevresinde küçük, ama derli toplu bir alan oluşmuştur. 'Taksim Cumhuriyet Anıtı ve Alanı' İstanbul'da Türkiye Cumhuriyeti'nin sembolüdür..."
Emeğin ve alınterinin de yılmaz savunucusu olan "Cumhuriyet devrimcisi" yazarımız Arpad'ı, 100. doğum yıldönümünde saygıyla anıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder