Cumhuriyet 11.06.2006
AHMET ARPAD
STUTTGART
Beton dans ediyor. Hareketli, kayıyor,
koşuyor sonsuzluğa. Dev bir yapı, dinamik, yüce bir heykel. Heyecan verici
bir şey. Şekiller, motifler, renkler birbirine karışıyor, iç içe geçiyor.
Kavisler, sarmallar. Elli metre yüksekliğindeki yapıd a yuvarlak olmayan
tek şey, metal, ultramodern, kurşuni oval kabinlerin asılı olduğu düz duvarlar.
Dünyada başka örnekleri yok, ilk kez yapılmışlar. Yükseliyorlar üç bir
yandan hızla göğe ve asansörden başka her şeyi andırıyor. Bu devasa yapı
bir ''savaş gemisi'' ; hayır, bir ''uzay gemisi'', insanın üzerine üzerine
geliyor... Kırmızısı var, siyahı, yeşili var, sarısı, beyazı da yok değil.
Hepsi birbirinden ilginç, çekici, kendine âşık edici. Tümü de yaşlı, 1890-1910
arası doğmuşlar. Paha biçilemez değerlerine. İnsanoğlunun ilk otomobilleri
onlar. 3-5 beygir gücünde, en hızlısı saatte 30 kilometre hıza ulaşıyor.
Mercedes-Benz ya da uluslararası adıyla DaimlerChrysler, Stuttgart'taki
eski otomobiller müzesini yeniledi. Daha doğrusu, merkez binanın hemen
yanı başına, bir tepeciğe, 150 milyon Avro harcama yaparak yepyeni bir
müze kondurdu. 16 bin 500 metrekarelik alanda, 160 tarihi araç sergileniyor.
Otomobilinden kamyonuna, otobüsünden yarış arabasına, kral kayıklarından
traktörlere... Geleneksel ve modern, geçmiş ve gelecek, bu modernin moderni
yapıda bir araya gelmiş. ''Bu müze kuruluşun geleceğine yapılmış çok önemli
bir yatırımdır'' sözleriyle açılışı yaptı şirket genel müdürü, 1953 İstanbul
doğumlu Dr. Tezsche , bine yakın davetlinin huzurunda. Gerçekten de bu
dünya kuruluşunun, şu sıralar bir yandan 8 bin insanı, eline yüksek tazminat
vererek kapı önüne koyarken öte yandan 150 milyon Avro'yu dünyanın en büyük
otomobil müzesi kabul edilen bu çılgın yapıya harcaması insana tuhaf gelebilir.
Ancak daha şimdiden, otomobil tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul
edilen çifte sarmal müze yapısı, kuruluşun geleceğine yapılmış, uzun vadeli
bir yatırım. Sadece Mercedes mi? Hayır, az ötedeki, Stuttgartlı diğer ünlü
otomobil yapımcısı Porsche de müzesini büyütüyor, yeniliyor. Açılışı 2007'de.
Üçüncü ünlü, BMW, Münih'e yepyeni bir müze konduruyor şu sıralar. Hepsinin
ortak amacı, otomobil tarihinin geçmişi ile geleceği arasında bir köprü
oluşturmak. Mercedes bir efsane! 19. yüzyılın sonlarında yaşamını Fransa'nın
Nice kıyılarında geçiren Viyanalı zengin işadamı ve otomobil tutkunu Emil
Jellinek , Daimler'in 1900'de piyasaya çıkardığı yeni modelin 35 beygirlik
gücüne o kadar hayran kalır ki hemen 36 adet birden ısmarlar. Ancak bir
koşulu vardır: Daimler bu modele 10 yaşındaki kızı Mercedes'in adını verecek
ve Orta Avrupa satışlarını Jellinek üstlenecektir. Daimler hemen kabullenir
ve Mercedes adı 1902'de tescil edilir. Emil Jellinek servetine servet katar,
girdiği her yarışı da kazanır. Şimdi yeni müzede sergilenen bu ilk araç,
Mercedes hayranlarını, kuruluşun ilginç geçmişine götürüyor.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder