Cumhuriyet 12.03.2006
AHMET ARPAD
STUTTGART
STUTTGART
Gençlik Evi'nin toplantı salonunda
rahat koltuklara kurulmuş oturuyorlar. Bir öğretmen, bir sosyolog, emniyetten
bir yetkili, bir hastane doktoru. Karşılarında iki kızla, gençten bir delikanlı.
Kadının söylediğine göre gençler 13-14 yaşlarında. Sorunları var. İçiyorlar.
Boş zamanlarında, daha çok hafta sonlarında, diskoteklerde, arkadaş partilerinde.
Kimi zaman öğretmenleri ile gittikleri okul gezilerinde de araları alkolle
hep iyi. Adının Jack olduğunu söyleyen delikanlı en çok konuşanı. Kızlar
ise az konuşup çok dinliyorlar. Saçlarını sarıya boyattığı belli olan Jack,
dünyayı pek takmayan bir havada: ''İçmediğimiz hafta sonu yok'' diyor.
''Ne varmış bunda? Arada bir kafayı bulmak kötü mü? Sigara tiryakisi olsak
ya da uyuşturucu alsak daha mı iyi olurdu?'' Sağına soluna şöyle bir bakıyor.
Herkes kulak kabartmış, ses çıkarmadan onu dinliyor. Anlatıyor, anlatıyor.
Yaptıklarından gurur duyuyormuş gibi bir hali var. Yaşlarından büyük gösteren
kızlar da dudaklarında hafif bir gülümseme, gözlerini Jack'tan ayırmıyorlar.
''En çok partilerde kafayı buluruz. Bir akşamda 7-8 büyük bardak Cola-Votka
olağandır bizler için...''
Şöyle bir hesaplıyorum. Litrelik
bir şişe adam başına! ''Votka içtin mi eve geldiğinde ağzın içki kokmaz''
diye devam ediyor Jack. ''Diskotekler pahalı, en çok 2 kadehe yeter paramız.
Biz içeri girmeden, dışarıda birkaç yudum alır, hafiften keyifleniriz...''
Kızlardan esmeri gülümsüyor. Psikolog kadın söze karışıyor: ''Çocuk yaştaki
gençlerin hafta sonu partileri son yıllarda giderek artıyor'' diyor. ''7.
sınıfta başlıyorlar, 12-13 yaşında öğrenciler bu partilerde sabaha kadar
içiyor.'' Emniyet yetkilisi, kadının bıraktığı yerden devam ediyor: ''Buna
içmek denmez. Kafayı çekiyorlar, kendilerinden geçene kadar. Hastaneye
götürülenler çok aralarında.'' Adam çok heyecanlı. Görev alanına öğrencilerin
okul dışındaki yaşamları ve sorunları giriyor. ''Özellikle yaz aylarında
açık hava konserleri, bahçelerde yapılan partiler, sokak kavgaları... Her
yerde peşlerindeyiz. İçkili kız ve erkek öğrenciler çok sorun çıkarıyor.
Bizim görevimiz aileleriyle okullarını bilgilendirmek. Elimizden daha fazlası
gelmiyor.''
Konuşma sırası hastane doktorunda.
''Bundan 10 yıl önce çalıştığım hastaneye getirilen gençlerden yüzde 14'ü
alkol zehirlenmesindendi. Şimdi ise bu oran yüzde 54'e çıktı!'' diyor.
''İçlerinde yaşı 13 olanlara sık sık rastlanıyor.'' Son yıllarda toplumsal
sorunları giderek artan Almanya'da aileler yaşam savaşı veriyor. İşini
yitirmemek isteyen, ay sonunu nasıl getireceğiz diyen, geçim derdinden
bir türlü kurtulamayan ana babalar çocuklarına pek zaman ayıramıyor. Ergenlik
yaşında yalnız bırakılan, yönlendirilmeyen gençler giderek daha çok zararlı
alışkanlıklar ediniyor. Aile içi sorunlarını okula taşıyan bu gencecik
insanlarla öğretmenleri de baş edemiyor. Eğitim ülke genelinde geriliyor.
Avrupa ülkeleri arasında yapılan araştırmalar, Almanya'nın bir türlü 20.
sıradan yukarı çıkamadığını kanıtlıyor. Peki, 12-13 yaşındaki çocuklar
sert içkileri nereden buluyor? Yasalara göre onlara her türlü içki satışı
yasak. ''Bu hiç sorun değil'' diyor emniyet yetkilisi. ''Gece-gündüz açık
benzin istasyonlarında kimse onlara yaşlarını sormuyor...''
Jack'ın yanında oturan esmer kız:
''Bizim oradaki marketten de kolayca satın alıyoruz!'' derken gülümsüyor.
''Arada sırada kafayı bulmak kötü olsa, siz yetişkinler de elinizi içkiye
sürmezdiniz!''
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder