Cumhuriyet 15.07.2012
STUTTGARTAHMET ARPAD
Stuttgart’tan tanıdığım, son yirmi yıldır Baden-Baden’de yaşayan Wolfgang ile arada sırada hâlâ görüşürüz. Bu kez buluşma yerimiz şifalı kaplıcaları, tarihi kumarhanesi, at yarışları, ender güzellikteki köşkleri, villaları, şık dükkânları, beş yıldızlı otelleri, parkları ve tiyatrosuyla ünlü Baden-Baden. Bu küçük Karaormanlar kenti için “Rusya dışındaki tek Rus kenti” diyenler var! Kimler gelmemiş, şifalı sularına, at yarışlarına ve ünlü kumarhanesine bu şirin kentin! Tolstoy, Dostoyevski, Gogol, Turgenyev... Rusların Baden-Baden sevgisi Çar Aleksander’in 1793’te bu yöreli Luise ile evlenmesiyle başlamış ve aralıksız sürmüş. Daha o yüzyılda yeşillerin ortasında köşkler, villalar satın almışlar. Bugün de değişen pek bir şey yok. Özelikle son yirmi yılda Rusya ve kimi eski Demir Perde ülkesinde mantar gibi biten yeni zenginler kazançlarını (!) yurtdışına taşırken Baden-Baden ve çevresine de büyük emlak yatırımları yapmışlar... Oos ırmağı kıyısındaki küçük kentin yamaçlarını dolduran çoğu tarihi villa çoktan el değiştirmiş, Almanlardan Ruslara geçmiş. Irmak kıyısında yürürken Wolfgang: “Rusların 2000’li yıllarda tam 32 tarihi villayı satın aldığı biliniyor” diyor. “Buna tabii sayısız lüks apartman katını da eklemek gerekir.”
Baden-Baden yakınlarındaki tarihi Rodeck Sarayı bundan birkaç yıl önce Ukraynalı milyoner Kozitzki’nin eline geçmiş. Bir gazeteye gururla anlattığına göre çocukluğunda ucuza aldığı çikletleri sokakta yaşıtlarına pahalıya satarak iş hayatına atılmış! Ukraynalı multimilyoner İgor Bakay ile evli kızı, eski Ukrayna güzellik kraliçesi Natalya da ünlü Gründig villasının sahibi. Baden-Baden’e tepeden bakan, kapısından herkesin içeri giremediği lüksün lüksü Bühlerhöhe saray-otelinin önemli ortaklarından biri yine Kozitzki’nin kızı Natalya! Ancak bu yatırımlara akan paranın babayla kızından değil, damat Bakay’dan geldiği fısıldanıyor. Der Spiegel dergisinin yazdığına göre 2000 yılına kadar Ukrayna devlet gaz şirketi Naftogaz’ın baş sorumlusu olan Bakay 2004’te Moskova’ya kaçarken yüklü bir serveti de beraberinde götürmüş. Der Spiegel’in haberinde şimdiki Başbakan Azarov’un şu açıklaması dikkati çekici: “Ben ona bütün evrakları yok etmesini söyledim... Kanımca 100 milyon doları cebine attı...” Şimdi bu paranın bir kısmı mutlaka Baden-Baden’deki saray ve villalarda yatıyor!
Alman televizyon kanalı ZDF’nin politik ve toplumsal olaylara eleştirisel bakan Frontal 21 adlı programı da bir süre önce yayımladığı “Baden-Baden’de Kara Para” çalışması ile bu küçük Karaormanlar kentinde uzun yıllardır dönen oyunlara el atmıştı. Buraya akan kara paranın kaynağı ile pek ilgilenen yok gibi. Frontal 21’e göre: “Yetkililer çok gevşek davranıyor... Sanki emlakçılar noterler ve bankalar el ele... Yerel politikacıların da sesi çıkmıyor!” Eğer gerçekse birileri en az 100 milyon doları bu küçük kentin emlaklarına yatırmış. Bugün Baden-Baden’de adım başında bir Rusa rastlamak çok olağan. Tarihi sokaklarda gezinirken, lokanlarda yemek yerken, café’lerde otururken, Friedrichsbad ve Caralla kaplıcalarının sağlıklı sularında keyiflenirken, kumarhanenin karşısındaki kuyumcu vitrinlerine ağzı açık bakarken, mağazalarında alışveriş yapmadan gezinirken hep onlar karşınıza çıkıyor... Oos kıyısındaki Karaormanlar kentine Rusya’dan sık sık ünlü opera ve bale sanatçıları da geliyor. Gösterileri hep kapalı gişe! Baden-Baden’e gelip de Alman medya patronu Burda’nın dev sanat galerisindeki birbirinden ilginç sergileri, Fabergé müzesindeki Çar III. Aleksander döneminden kalma altın, pırlanta ve elmasla süslü mücevher yumurtaları görmeden dönmek doğru olmaz.
Buradan Stuttgart’a ne götüreyim diye düşünürken, Wolfgang “İsviçre çikolatası götür!” deyiveriyor. “Ünlü Laederach kısa süre önce Baden-Baden şubesini açtı.” Bu öneriye karşı çıkılır mı? Az sonra kasada bir avuç praline 9 Avro öderken neredeyse utanıyorum. Önümdeki iki Rus sarışını onun yirmi katını kasaya bırakmıştı!
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder