Cumhuriyet 05.02.2012
STUTTGART
AHMET ARPAD
Achim ellisine yaklaşmış. İriyarı, cüsseli, uzun mu uzun boylu. Mesleği ve uzmanlığı “insanların güvenliği”. Achim’i “yakın koruma” görevlisi olarak kiralamak mümkün. Mesleğinde son iki yılı dünyanın en büyük havaalanlarından Frankfurt’ta el bagajları kontrol noktasında güvenlik görevlisi olarak geçirmiş. Her gün, gece gündüz 150 bin, her yıl 56 milyon yolcunun bagaj kontrolünden geçtiği Frankfurt Havaalanı’nda bu yıpratıcı görevi yıllarca sürdürmek her yiğidin harcı değil. Achim de iki yıl dayandıktan sonra eski mesleğine dönmüş. Başından geçenleri anlattığı “Bombayı Bavuluma Koydum...” adlı kitabı tam bir kara mizah! Kırk milletten insanın kullandığı Frankfurt Havaalanı, Almanya’nın, Orta Avrupa’nın dünyaya açılan kapısı. Uluslararası 120 hava şirketi 110 ülkedeki tam 300 havaalanını Frankfurt’a bağlıyor. 72 bin insana iş veren bu “kent”e saat başı 90 uçak inip kalkıyor, yolcuların terminaller arasındaki bağlantısını sürücüsüz, otomatik çalışan küçük trenler gerçekleştiriyor. İşte böylesine dev bir dünyadaki görevine iki yıl zor dayanan Achim’in yaşadıklarının en ilginçlerini anlattığı 300 sayfalık kitabı okurken insan gülümsemeden edemiyor. Ne de olsa onun yaşadıklarının çoğu sık uçanlara hiç de yabancı değil! Neler çıkmıyor neler, yolcunun banda koyduğu ve X-Ray cihazlarından geçirilen yolcu el bagajlarından. Kirli iç çamaşırlardan şişeler dolusu içkilere, canlı hayvanlardan mutfak el aletlerine, salamlı sosisli sandviçlerden içi ölü külü dolu kavanozlara, tomar tomar banknotlardan seks aletlerine, seks oyuncaklarına... Bu tuhaf şeylerin uçağa almasının yasak olduğuna dikkati çekilen yolcuların ilk tepkileri de ilginç oluyor. Kimi habersiz rolünü oynuyor, kimi kavga çıkarıyor, kimi de “Siz benim kim olduğumu biliyormusunuz?” diye hava atıyor. Fakat hiçbiri de yasaklı eşyanın tartışmanın sonunda imha edilmek üzere büyük kutuya atılmasına engel olamıyor. “Bombayı bavuluma koydum” şakasını yapan “yürekli” ve ukala yolcu ise başına en büyük derdi alıyor. Sadece başı derde girmiyor, tatili de Frankfurt Havaalanı’nda sona eriyor. Achim’in karşısına böyle biri de çıkmış. “Bütün bavullar indirilip tek tek kontrol edildiği için uçak bir saatten fazla gecikmeli, tabii onsuz, havalanmıştı” diye anlatıyor Achim. “Sadece uçağın yerde kaldığı fazla süre o adama 2 bin Avro’ya mal olmamıştı. Hemen tutuklanıp savcı karşısına da çıkarılmış, gazeteler alay dolusu haberlerle bu adamdan söz etmişti. Ne ceza vermişlerdi bilmiyorum.” Ona göre en zor yolculardan söz ederken politikacıları unutmamak gerek. “Televizyonda sık sık gördüğünüz bir politikacının gerçekte nasıl biri olduğunu en iyi havaalanındaki güvenlik kontrol noktasından geçerken yaşayabilirsiniz” diyor Achim. Çoğunun suratı asıktır, mümkün olduğu kadar kontrol edilmeden hızla geçip gitmek isterler, bir şey söylediniz mi çabuk aksileşirler, üst perdeden bir yanıt verirler, cep telefonuyla konuşmalarını, yasak olmasına karşın sürdürürler. El bagajları kontrol noktasında güvenlik görevlisi olarak çalışan insan bir zaman gelir ki her şeyi unutur, hep aynı şeyleri söylemekten, hep aynı hareketleri yapmaktan robotlaşır. Ne kızıp öfkelenir ne de sevinip güler, kısacası duygusuzlaşır. Beyni saatlerce tek yönlü çalışır durur. Frankfurt Havaalanı’ndaki kontrol noktalarında 1700 güvenlik görevlisi çalışmakta. “Şeflerinin istememesine karşın kısa sürede aralarında gruplar oluştururlar... Doğulu doğulu, kuzeyli kuzeyli ile bir arada çalışmayı yeğler” diyor kitabında Achim. “Benim çok severek birlikte çalıştığım biri vardı, adı Mehmet idi. Ellisine merdiven dayamış olan Mehmet altı yaşında Almanya’ya gelmişti. Hiç heyecanlandığını, öfkelendiğini görmemiştim. Bu yıpratıcı görevi beş yıldır yapmasına karşın hep sakin kalmasını bilirdi. Onu kızdırmak pek mümkün değildi.” İşlerin az olduğu anlarda Mehmet ya çantasından bir kitap çıkarıp okur ya da Achim’e dünya politikasından ve tarihinden söz ederdi. “En çok ilgisini çeken konu da Hitler ve İkinci Dünya Savaşı’ydı...”www.ahmet-arpad.de
www.mutluhaberler.com
www.mutluhaberler.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder