Toplum Gazetesi, 5 Haziran 2022
Küçük çocuk annesinin kucağında, başını omzuna dayamış, elleriyle kulaklarını tıkamış. Yüzü buruşuk, neredeyse ağlayacak. Çan sesleriyle güvercinler uçuşuyor. Kadınlı erkekli koro siyahlar giyinmiş, ilahiler okuyor. Sesleri giderek yükseliyor. Küçük çocuk annesinin kulağına bir şeyler fısıldıyor. Kadının suratı ekşiyor. Koro susuyor, dualar başlıyor. Yüksekçe bir sahnede duran başrahip ve yardımcıları yumuşak, hafif ağlamaklı, hüzünlü İsa'dan, Meryem'den söz ediyor...
Katoliklerin Pantkot yortusu. Mukaddes ekmeğin İsa'nın vücuduyla özümleşmesini kutluyorlar. Altın sarısı bir çadırın altında yaşlı başrahip binlerce insana günün önlemini anlatıyor. Çevre köy ve kasabalardan Altötting'e gelmiş olan yöresel, tarihi, dini giysili gruplar ona kulak kesilmiş. Kısa deri pantolonlu, keçe şapkalı erkekler, rengârenk elbiseleri yere kadar uzanan köylü kadınlar ellerini önlerine kavuşturmuş, başları eğik, boyunları bükük başrahibi dinliyor.
Sonra birden Altötting'in tüm kilise çanları çalıyor. Güvercinler ürkek yükseliyor çatılardan. Annesi oğlunu kucağına alıyor, çocuk annesine sarılıyor. Rahipler dualar mırıldanarak bekleşenlere okunmuş kutsal ekmekten lokmalar dağıtıyor. İlahiler sonsuz. Sonra insanlar şöyle bir kımıldanıyor ve ağır ağır yürümeye başlıyor. En önde başrahip, rahipler, arkalarında yöresel politikacılar, değişik üniformalı, tarihi giysili erkekler, kadınlar ve 'bayramlıkları'nı giymiş halk. Annesi küçük oğlunu yere bırakıyor, elinden tutup evinin yolunda uzaklaşıyor…
Çan sesleri kulakları sağır ediyor
Binlerce insanın oluşturduğu dini alay gittikçe uzuyor, uzuyor; sanki boyu sonsuz bir yılan. Rahipler dualar mırıldanıyor, peşlerinden gelen binler duaları tekrarlıyor, kaldırımlarda bekleşenler alay geçerken haç çıkarıp duaya katılıyor. Dini tören yavaş yavaş sonuna yaklaşıyor. Ak saçlı başrahip yorgun, ayaklarını sürüyor. Sekizgen alanı çevreleyen kiliselerden yükselen çan sesleri kulakları sağır edecek neredeyse. Hiç kimse ağzını açmıyor, herkes suskun. Düşüncelerinde bambaşka bir dünyada insanlar. Uzak yoldan geliyorlar. Kimi onlarca, kimi de yüzlerce kilometre öteden. Günlerce yürümüşler, dağ bayır demeden. Kuzeyden, güneyden, her yönden yola çıkmışlar. İçlerinde, bisikletleriyle Avusturya'dan, İsviçre'den gelmiş olanlar da var. Tümü de Katolik.
Mucizeler yarattığına inandıkları Meryem'e geliyorlar. Papa 2. Jean Paul de Altötting'i ziyaret etmişti. Ağca suikastından altı ay önce, 1980'de. O günden sonra yöre iyice kutsallaşmıştı. Alman Papa 16. Benedikt de11 Eylül 2006'da doğduğu bu yöreye gelmişti.
Meryem'in mucizeleri
Altötting insan kaynıyor. Bazilikanın önündeki alana iğne atsan yere düşmüyor. Büyük kapının önünde duran başrahip o kadar yoldan gelen hacılara teşekkür ediyor. Sonra yumuşak, hafif ağlamaklı, hüzünlü bir sesle İsa'dan, Meryem'den söz ediyor. Törenin bitiminde insanlar kocaman alanı dolaşarak "Lütuf Kilisesi"ne gidiyorlar. Sekizinci yüzyılda kurulduğu söylenen bu küçücük kilise de alan gibi sekizgen. İçindeki Meryem heykeli kutsal. Altöttingli Meryem'in mucizeler yarattığına 15. yüzyıldan bu yana inanılıyor. İçine insanların sığmadığı, girebilmek için kimi gün saatlerce kapısında beklediği küçük kilisenin tüm dış duvarları, dini mesaj içeren tahta tablolarla dolu. İki bine yakın bu tabloyu, Meryem'in mucizelerine inanarak hastalıklarından ve başka dertlerinden kurtulmuş olan insanlar yapmış...Münih ve Salzburg'a bir saat uzaklıktaki Altötting Papa 16. Benedikt'in doğum yeri Marktl'dan sadece on kilometre ötede. Papa küçüklüğünde ana-babasıyla bu yolu yürüyerek çok kez gelmiş Meryem'ine. Altötting ve çevresi koyu Katolik ve tutucu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder