Toplum Gazetesi, 12 Haziran 2022
AHMET ARPAD
20. yüzyılın belki de en ünlü sinema sanatçısının, Charlie Chaplin'in Cenevre gölünün kıyısında, Vevey'in yamaçlarındaki Corsier-sur-Vevey'de 1953–1977 yılları arasında, Amerikalı Nobel Edebiyat Ödülü (1936) sahibi ünlü yazar Eugene O'Neill'in kızı Oona ve sekiz çocuğuyla yaşadığı, sayısız asırlık ağaçla kaplı 15 hektar olağanüstü park, 1840 yapımı neoklasik dev malikâne Manoir du Ban ve yanında inşa edilen müze 16 Nisan 2016 yılında, sanatçının 127. doğum gününde halka açılmıştı. Chaplin's World projesinin gerçekleştirilmesi 6 yıl sürmüş ve sonunda 60 milyon İsviçre Frangına çıkmıştı. İki katlı villaya az ötede gerçekleştirilen 1350 metrekare büyüklüğündeki 'film stüdyosu'nda ziyaretçiler Şarlo'nun dünyasında geziniyor! On beş odalı tarihi villada her şey onun 1977'de 'ayrılırken' bıraktığı gibi duruyor. Altın çerçeveli aynalar, sayısız aile fotoğrafı, binlerce belge, 19. yüzyıldan kalma paha biçilmez mobilyalar, tavana kadar yükselen dolaplar, ağır kumaştan perdeler, büyük pencerelerden görünen olağanüstü bir doğa ve ötelerde göl. Bugün villanın oda ve salonlarını süsleyen mobilyalardan çoğu Chaplin'in ölümünün ardından Avrupa ve Amerika'da müzayedelerde satılmış. Projeye başlamadan önce araştırılmış ve satın alınıp tekrar villadaki eski yerlerine yerleştirilmiş. Her şey o kadar doğal ki, sanki Chaplin ailesi villayı hiç terk etmemiş! Bir an için kapı açılacak, 'Şarlo' görünecek ve ünlü gülümsemesiyle size 'Hoşgeldiniz!' diyecek.
Şarlo'nun düşler dünyasında
Şarlo'nun düşler dünyası dev bir Hollywood stüdyosu. Burada Altına Hücum'un, Modern Zamanlar'ın, Sirk'in içindesiniz. Monsieur Verdoux, Easy Street, Şarlo'nun iri yarı polisle yaptığı koşuşturma stüdyonun perdelerinde. Yumurcak, Serseri, Büyük Diktatör hemen yanıbaşınızda. Müzenin yapımcıları Chaplin'le aynı dönemin ünlülerini de anıyor. Buster Keaton, Laurel ve Hardy size gülümsüyor. Çok yakın dostlarının balmumu heykelleri karşınıza çıkıyor. Godard, Bloom, Loren, Churchill, Fellini gezenlere eşlik ediyor. İngiliz Charlie Chaplin üne 21 yaşında Amerika'da kavuşmuştu. Melon şapkalı, ince bastonlu, kocaman ayakkabılı, bol pantolonlu, ördek yürüyüşlü 'Şarlo' tipi hemen tutunmuştu. 1918 sonrası çevirdiği komedi filmlerinde, toplumun ittiği, fakir, fakat iyi yürekli küçük insanı canlandırmıştı. 1920'lerde yarattığı 'Yumurcak' ve 'Altına Hücum' filmleriyle Chaplin artık doruktaydı. 'Modern Zamanlar'la bir başyapıt yaratmış, 'Büyük Diktatör'de Hitler'le çok güzel alay etmişti. Kendine göre toplumcu görüşleri olan Chaplin yaşamı boyunca politikacılarla bir araya gelmekten kaçınmıştı, çünkü o 'küçük adam'dan yanaydı!
17 Eylül 1952 tarihinde, son filmi "Sahne Işıkları" filminin galasına katılmak için birkaç günlüğüne Londra'ya giden Charlie Chaplin'e dönüşte Amerikan makamları yaşamını geçirdiği ülkeye girmesine izin vermez. Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) gerekçesi "ünlü sanatçının son yıllarda ülkenin huzurunu kaçırıcı girişimlerde bulunmuş olmasıdır." Kendini hep bir dünya vatandaşı kabul etmiş olan Chaplin eleştiriciydi, liberaldi, II. Dünya Savaşı yıllarında savaş karşıtı olmuştu. Amerika'da daha 1930'lu, 1940'lı yıllarda yönetenleri hafif alaylı sorgulayanlara bile kolayca "Marksist ve Komünist" damgası vuruluyordu. Onun gibi dünyaca ünlü bir sanatçıdan "rejime ve Amerikan anayasasına sadık" olması bekleniyordu! Bu nedenle FBİ İngiliz vatandaşı Charlie Chaplin'in oturma iznini iptal ederek yaşamın en önemli dönemini geçirmiş olduğu Amerika Birleşik Devletleri'ne girmesini engeller. Ünlü sanatçı tarafsız ülke İsviçre'ye yerleşmeye karar verir, yeni yaşamı için de Cenevre gölü kıyısındaki Corsier-sur-Vevey'i seçer ve ailesine bir ev aramaya başlar. Aradan çok geçmeden heyecanla yanına gelen şoförü Manoir du Ban'ın satışa çıkarılmış olduğunu anlatır. Chaplin hemen şoförüyle villaya gider. 14 hektar büyüklüğündeki parkın içinde yükselen 1839 yapımı iki katlı villa ertesi gün onundur! Bu olağanüstü konutunda onu kimler ziyaret etmez! Winston Churchil, Marlon Brando, Bob Dylan, Peter Ustinov, Gandi, Çan Kay-şek, Hanns Eisler, Bertolt Brecht, Albert Einstein, Sophia Loren, Petula Clark misafiri olur. Sonraki yıllarda Michael Jackson da aile dostudur; her gelişinde helikopteri büyük parkın ortasına iner... Chaplin ailesi Manoir du Ban'ı 2000 yılında terk eder. On yıl sonra başlatılan müzeye dönüştürme çabaları kolay geçmez, tam altı yıl sürer.
Anılarla dolu bir villa
Göl ve dağlar manzaralı villa anılarla dolu bir yer. Çocuklarının anılarında anlattığına göre babaları yaşlılığında da hiç değişmemişti. Onun dili, mimikleri ve vücut hareketleriydi. 'Gülümsemeden geçen bir gün yitirilmiş bir gündür' sözünü çocukları ve torunları hiç unutmamıştı. Chaplin, sadece 'Şarlo' tipiyle insanları büyülemesini başaran bir 'sihirbaz' değildi. O aynı zamanda üstün yetenekli bir rejisör, müzisyen ve iş adamıydı da. Manoir du Ban'in parkı andıran büyük bahçesinde durup ötelerde uzanan barış dolu eşsiz doğaya bakan Şarlo'nun şu sözlerini anımsamadan edemiyor: "Buradaki dünya bana huzur veriyor, ufkumu genişletiyor ve ruhumu dinçleştiriyor." Evet, her yerde huzur ve barış! İnsancıl, barışsever ve öncü sanatçı 'Şarlo' işte bu cennette yaşamıştı.
Ünlü Formula pilotu Michael Schumacher ve ailesi de 1996'da Cenevre gölü kıyısındaki Vufflens-le-Château'a yerleşmişti. 2008'den bu yana da Lozan'ın batısındaki Gland'da, göle sıfır, 66 milyon franka inşa ettirdikleri, 750 metrekarelik, 24 odalı villadalar. Audrey Hepburn de Lozan'a yakın Tolochenaz'da, 16 dönümlük parkın ortasındaki villasında yaşamının son 30 yılını geçirmişti. Mezarı villasına yakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder