Cumhuriyet, KİTAP Eki, 11 Eylül 2025
Ahmet Arpad
Alman romantizminin önemli bir temsilcisi kabul edilen Eduard Mörike 8 Eylül 1804'de Stuttgart'ta doğmuştu. Yapıtları onun güçlü bir gözlemci olduğunun kanıtıdır. O kimi zaman içine kapanıktır, duygusaldır. Romantizmin öğelerini yaşama odaklayarak düşündürücü yapıtlar yaratmasını, okuru yazdıklarına çekmesini başarır.
***
Ülkemizde „Stuttgart Cücesi" ve „Mozart Prag Yolunda" kitaplarıyla tanınan Eduard Mörike 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başlarında Almanya'da yaşanan sanat ve edebiyat akımı Alman romantizminin önemli bir temsilcisi kabul edilir. Stuttgart yakınlarındaki Württemberg Dükalığı Ludwigsburg'da doğan Mörike, bölge sağlık danışmanı olan babasının isteği üzerine uzun bir süre dini eğitim aldı, ardından Urach'ta kiliseye bağlı yatılı okulda eğitimini sürdürdü. Bu arada şair Wilhelm Waiblinger ile dostluk kurdu. O günlerde Waiblinger'in yakın tanışları arasında Friedrich Hölderlin de vardır. Klasik çağın ve romantizm akımının en önemli temsilcisi kabul edilen Hölderlin şiirlerinde klasik dönemin ölçü ve biçim özellikleri ile romantik dönemi kendine özgü bir görüşle birleştirmiştir.
Mörike, Tübingen Üniversitesi'ndeki ilahiyat eğitimin ardından papaz oldu. Lutherci Protestan bir papaz olarak 1826 ile 1843 arasında Württemberg eyaletinin değişik kent ve kasabalarında görev yaptı. 1827 yılından başlayarak kendini edebiyat çalışmalarına da verdi. Ona göre şair olmak, tanrılarla insanlar arasında, rahiplerin yapabileceği bir aracılık göreviydi. Bu nedenle bir gazetede redaktör olarak da çalışmaya başladı. Ancak yedi yıl sonra din adamlığı görevine geri döndü. Cleversulzbach'a pastör olarak gitti. Huzursuz bir yaşam sürdüren Mörike o yıllarda değişik meslekler denedi. Bir süre Tübingen Üniversitesi'nde çalıştı. Sonra çeşitli küçük kentlerde pastör yardımcısı olarak görevlendirildi, ancak bu yaşamından hiç memnun değildi. Cleversulzbach'ta geçirdiği yıllarda kilisedeki görevin altında ezildiğini de fark etmişti. Kırk yaşındaydı. Rahipliğe son verdi. Bir yılda eline geçen 280 Gulden emekli maaşına Stuttgart Katharina Vakfı'nda kadınlara Shakespeare ile Goethe'den ve Yunan trajedisinden yaptığı okumalarla katkıda bulundu. Yaşamının son yıllarına kadar bu öğretmenlik görevini sürdüren Mörike 1873 yılında eşinden boşandı. Nürtingen'de, daha sonra da Stuttgart'ta, o dönemin toplumsal sorunlarından uzak sakin bir yaşam sürdü. Paul Heyse (1830 – 1914), Theodor Storm (1817 – 1888), Emanuel Geibel (1815 – 1884) ve Gottfried Keller (1819 – 1890) gibi edebiyatçı dostlarından uzaklaştı.
"Ressam Nolten"
İki bölümden oluşan "Ressam Nolten" Eduard Mörike'nin 1832'de yayınlanan romantik bir yapıtıdır. Şiirlerin yanı sıra uzun öykü ve romanlar da yazan Mörike'nin yayınlanan tek romanı "Ressam Nolten" bir sanatçının yaşamını konu etmektedir. Bu yapıt Goethe'nin "Wilhelm Meister" romanının bir uzantısı gibidir. Mörike "Ressam Nolten"le ilk psikolojik romanların birini yaratmıştır. Yazar bu yapıtında duygusal bölümlerin yanı sıra şiirlere, mektuplara, günlük tutanaklara, monologlara da yer vermiştir. 1832'de yayınlandığında Mörike bu yapıtı için "iki bölümden oluşan uzun bir öykü" demişti. Yirmi yıla yakın onu yeni baştan kaleme almayı denemiş, bunu başarmak için de çok emek vermişti. Yazar, 1853'ten ölümüne kadar değişik bir anlatımla ikinci bir versiyon üzerinde çalışmıştı. Her iki versiyon da ressam Theobald Nolten ve nişanlısı Agnes'in kaçınılmaz bir komplo ağına dolanan trajik aşk öyküsünü anlatır. Mörike ölüm yatağında da yakınlarına "Ressam Nolten"den söz edip durmuştu. "Ressam Nolten"in yeni derlemesi ölümünden iki yıl sonra 1877 yılında yayınlanmıştı.
"Stuttgart Cücesi", en önemli yapıtı
Eduard Mörike'nin "Stuttgart Cücesi" (1853) adlı uzun öyküsü yazarın en önemli yapıtı kabul edilir. Öykü, bir cüce olan Zwerg Nase'nin yaşamını anlatır. 'Zwerg Nase', Alman folklorunda yaygın olan bir karakterdir. Öykü, bir cücenin hayatındaki dönüşümü ve maceralarını konu alır. Cücenin fiziksel olarak çirkin ve kaba bir görünümü vardır. Günün birinde bir cadının büyüsüyle güzelleşir ve bir prensesle evlenir. Yapıt, dönüşüm, güzellik, iyilik ve kötülük gibi temaları işlerken, aynı zamanda Alman folklorunun ve masallarının izlerini de taşır. Mörike'nin anlatımı, öykünün büyüleyici atmosferini ve karakterlerin canlılığını okuyucuya aktarır. Bu uzun öyküde okur Alman masallarını tadını hissediyor.
Seppe adında bir kunduracı yaptığı işten ve patronundan pek memnun değildir. Bu nedenle oradan ayrılmak ve kendine başka bir yerde iş bulmak istemektedir. Ancak Seppe çok kararsızdır. Çalıştığı yerden ve çalışma arkadaşlarından kesinlikle ayrılacağı gün geldiğinde karşısında bir cüce görür. Cüce kendisine yardım edeceğini söyler. Ona bir çörek verir, fakat Seppe ne kadar yerse yesin çörek hemen kendini yeniden tamamlar. Çöreği, bir kerede aralıksız yediğinde bitiverir. Cüce ona iki çift ayakkabı da verir. Onlardan bir çiftini istediği yere bırakmasını, diğerini de giymesini söyler. Bu ayakkabıların ona uğur getireceğini sözlerine ekler. Seppe'nin macerası böyle başlar. Mörike'nin masalsı klasik uzun öyküsü, sanatsal anlatım yapısıyla ve bölgesel lehçelerin kullanımıyla etkileyicidir. Kunduracı çırağı Sepp'i konu alan ana öykü iç içe geçmiş değişik öykülerden oluşur. İçlerinde en ünlüsü, Eduard Mörike'nin kahramanı efsanevi bir figür olan, Blaubeuren yakınlarındaki Blautopf'ta yaşayan denizkızı 'Güzel Lau' üzerine yazılmış mizahi öyküdür.
"Mozart Prag Yolunda"
Yayınlandığı yıllarda ilgi toplayan "Ressam Nolten"den daha başarılı bulunan "Mozart Prag Yolunda" (1856) adlı yapıtını Wolfgang Amadeus Mozart'ın yüzüncü doğum günü nedeniyle kaleme almıştır. Mörike bu uzun öyküde, 1787 yılında 'Don Juan' adlı yapıtının galasına katılmak üzere Viyana'dan eşiyle Prag'a giden Mozart'ın Kont von Schinzberg'in şatosunda verdiği molayı anlatır. Mozart, kontun ailesinin yeğeni Eugenie'nin nişanını kutladığı şatoya davet edilmiştir. Kutlama, Mozart'ın büyük piyanonun başına oturup operasından bir bölüm çalmasıyla doruk noktasına ulaşır. Davetliler coşku içindedir. Sadece Eugenie yaklaşan ölümünün kaçınılmazlığını hisseder. "Mozart Prag Yolculuğunda" çocukça bir yaşam sevinciyle büyük bir ağırbaşlılık, sevinç ile üzüntü aynı anda yaşanır. Mörike'nin Mozart'ın olağanüstü kişiliğini göstermek amacıyla öykünün bazı bölümlerinde melankoliye kaçtığı görülür. Şiirlerinin çoğu bestelenen Mörike'nin bir sanatçının bir diğerine armağanı diyebileceğimiz bu yapıtı aynı zamanda bir yaşamöyküsü tadındadır.
Goldmann Yayınevi'nde 1957 yılında çıkan baskısına bir giriş yazısı kaleme almış olan Gerhard Hermann yapıt üzerine şu görüşü öne sürüyor: "Mozart Prag Yolunda'yı Alman edebiyatının uzun öykülerinden en başarıları arasında kabul etmeliyiz. Neşeyle yakın ölüm arasında dolaşan duygu Mozart'ın kişiliğini birçok büyük biyografiden daha iyi yansıtmakta. Mörike'nin buradaki ustalığı, gerçekçiliği. Anlatımına küçük bir mizah duygusu da katarak, Mozart'ın yaratıcılığını okuyucuya başarıyla aktarabiliyor." 1939 yılında Avusturyalı opera sanatçısı ve rejisör Leopold Hainisch tarafından Mozart'ın ünlü yapıtı "Eine kleine Nachtmusik" ("Küçük Bir Gece Müziği") adıyla sinemaya uyarlanan bu kitap sanatçının dünyası ile sıradan insanların dünyasının farklılığına da değinen bir klasik yapıttır.
Mörike yakın dostu şair Friedrich Theodor Vischer'le sık sık mektuplaşırdı. İki dost birbirlerine şiirler yollardı. Vischer 1839 yılında Mörike'nin şiirleri üzerine ayrıntılı bir inceleme kaleme almıştı. Dostu şairin bu incelemesi Mörike'nin çalışmalarına eğilen bir bakış açısıdır. Vischer'e göre Mörike'nin şiirlerindeki anlatım "olağanüstü ve insancıl"dır. Mörike yarattıklarıyla romantizm ile realizm arasında bir köprü kurmasını başaran bir şairdir.
Yapıtları Mörike'nin güçlü bir gözlemci olduğunun da kanıtıdır. O kimi zaman içine kapanıktır, duygusaldır. Kişisel deneyimlerine, özlemlerine, günlük yaşamın getirdiklerine yapıtlarında yer verir. Kendine özgü anlatımıyla yarattıklarında yer yer derin bir hüzün sezilir. O romantizmin öğelerini yaşama odaklayarak hem düşündürücü yapıtlar yarattı hem de okuru yazdıklarına çekti.
Eduard Mörike, Anakreon ve Theokritos gibi antik şairlerden yaptığı çok başarılı çeviriler ve duygusal mektuplar aracılığı ile de edebiyat dünyasındaki ününü pekiştirmiştir. Yazarın yaşamı boyunca kaleme almış olduğu öyküleri, şiirleri ve 305 mektubu günümüzde Stuttgart'taki Klett Cotta Yayınevi tarafından 20 ciltte bir araya getirilmiştir.
Eduard Mörike bundan 150 yıl önce, 4 Haziran 1875'te Stuttgart'ta yaşamını yitirdi.