Toplum Gazetesi/ALMANYA, 3 Haziran 2021
Stuttgartlı her hafta kapısının önünü süpürüyor. Ev sahibi bu görevini yerine getiriyor, kiracı da getirmek zorunda, çünkü kira sözleşmesinde yazıyor! Mahallelerde kaldırımlar tertemiz. 1492 yılında Stuttgart'tan sorumlu vali şöyle bir karar almış: "Kentimizin hep temiz kalması için herkes evinin önündeki pisliği haftada bir kaldırmak zorundadır”. O günden bugüne bu karar uygulanıyor! Sesini çıkarıp itiraz etmek kimsenin aklına gelmiyor.
Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Siz Stuttgart'ın merkezini hafta sonunun ardından, bir pazartesi sabahında görün! Kentin göbeğindeki büyük Schloss alanı, çevresindeki parklar, cadde ve sokaklar, gezi yolları çöp dolu! Korona'dan önce binlerce insanın katıldığı açık hava etkinliklerinin ardından durum daha da berbattı. Şu sıralar Korona önlemleri gevşetildi, havalar ısındı. Gençler kendilerini sokağa attılar, küçük gruplarla bir araya gelip eğlenmeye başladılar. Dans ediyorlar, şarkılar söylüyorlar, geceyarısına doğru kalkıp eve giderken de yanlarında getirdikleri pet şişeleri, plastik tabakları, kâğıtları, poşetleri oturdukları yere öyle bırakıyorlar! Lokantalar, pastaneler ve kahvelerin kapalı olduğu aylarda da, herkes yemeğini gezinerek yediği için sağ sol 'kullan ve at' karton ve plastik bardaklar, kâğıt mendiller, dondurma kapları, burger ve pizza kutularıyla doluydu. Sizin anlayacağınız değişen bir şey yok, kent merkezinde sokak, cadde köşeleri, çimenlik alanlar çöp dolu.
"Her yıl 300 milyon ton plastik"
Almanya Federal Çevre Bakanlığı'nın açıklamalarına göre ülkede her yıl kişi başına 458 kilo ev çöpü düşüyor! Yine aynı bakanlık saat başı 320 bin kâğıt bardak kullanıldığını açıkladı. Bir yılda 2,8 milyar! Otobüs, tramvay duraklarında sigara izmaritleri arasında yürüyorsunuz.
Düzinelerle çöpçünün sabah erkenden temizlediği alan ve caddeler akşama doğru yine eski haline dönüyor! Kent kirliliği Berlin veya Frankfurt gibi büyük kentlerde daha da aşırı. Sadece kaldırımlar, sokak ve caddeler değil, herkesin kullandığı parklar ve yeşil alanlar da son yıllarda bir 'çöp kutusu'na dönüştü. İnsanlar sadece kâğıt mendil ve karton bardak atsa yine de iyi, eski mobilyaları, otomobil lastiklerini kaldırıma veya ormanlara bırakanlar artık parmakla gösterilmiyor! Büyük kentlerde belediyeler bu sorumsuzluğu engelleyemiyor.
Federal Almanya Çevre Bakanı Svenja Schulze şöyle diyor: "İnsanlık her yıl 300 milyon ton plastik üretiyor. Lego taşlarından yoğurt kabına, bahçe iskemlelerinden balıkçı ağlarına, bisiklet tekerleklerinden tuvalet kapaklarına, otomobil yedek parçalarından cep telefonlarına..." Bakana göre toplam çöp kamyonlara yüklense konvoy yeryüzünü üç kez dolanır.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ertuğrul Erdin'in evlerde oluşan tehlikeli çöpler ve atıklar üzerine yaptığı bir araştırma (http://web.deu.edu.tr/erdin/pubs/doc132.htm) kanımca çok önemli bilgiler içeriyor! Dünya Doğayı Koruma Vakfı da (WWF) 2020 yılında Türkiye'nin, Mısır ve İtalya'yla birlikte Akdeniz'i en çok kirleten üç ülkeden biri olduğunu açıklamıştı. Alman televizyonu ARD'nin İstanbul stüdyosunun geçen yılki yayınında da başka bir gerçeği öğrenmiştik: "Almanya Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre 2017 yılında Türkiye'ye Almanya'dan 18 bin ton plastik atık gelirken bu miktar 2018 yılında 50 bin tona ulaştı." İthal (!) edilen çöpler çoğunlukla plastik atık. Bütün Avrupa'nın ihraç ettiği her 4 plastiğin 1'ini Türkiye alıyor. AB'nin çöpü Türkiye'de ya bir yerlere atılıyor ya da yasadışı bir şekilde yakılıyor.
Bir ay önce Cumhuriyet'te okumuştum: "Eurostat verilerine göre, AB ülkelerinden yapılan atık ihracatı 2004 yılından bu yana yüzde 75 arttı." Greenpeace de her yıl 32,7 milyon tonu bulan atık ihracatının 13,7 milyon tonunun Türkiye'ye gittiğini açıklıyor. Avrupa'dan Türkiye'ye yapılan atık ihracatı son 20 yılda yaklaşık 3 kat artmış. Avrupa'dan gönderilen atıkların yarıdan fazlası, demir ve çelik gibi metal atıklardan oluşuyor. AB ülkelerinden ihraç edilen yıllık 17,5 milyon ton metal atığın 12 milyon tonunu Türkiye alıyor.
"Her gün 241 kamyon dolusu plastik atık geliyor"
Greenpeace'ın yeni raporuna göre de geçen yıl İngiltere'deki plastik atıkların yaklaşık yüzde 40'ı Türkiye'ye ihraç edildi. (Cumhuriyet, 17 Mayıs 2021) Raporda İngiltere'nin 2020 yılında Türkiye'ye ihraç ettiği plastik atıkların 210 bin ton civarında olduğu belirtilirken araştırmacılar, gelen atıklardan bir kısmının yollara, tarlalara atıldığını ve buralarda yakıldığını tespit etti. Greenpeace'den Nihan Temiz, Avrupa'dan her gün 241 kamyon dolusu plastik atık geldiğini söylüyor. Verilere göre Türkiye Avrupa'nın en büyük plastik atık çöplüğü olma yolunda.
Stuttgart'ın çevresi ormanlarla, küçük göllerle kaplı. Havalar yazı andırıyor, kızlı erkekli gruplar piknik alanlarında geç saatlare kadar bağıra çağıra eğleniyor. Eve dönerken de çevrede yeterince büyük çöp kutusu olmasına karşın, arkalarında Almanların deyişiyle bir 'domuz ahırı' bırakıyor! Stuttgart Belediyesi sözcüsü: "Ne yazık ki giderek daha çok insan çöpüne dikkat etmiyor", diye konuşuyor. "Kentin belirli köşeleri sadece birkaç saat temiz kalıyor." Ona göre bu artık bir toplum sorunu oldu. Çoğu genç rahat ve sorumsuz yaşamak istiyor! Ye, iç ve at! Nasıl olsa çöpler Türkiye'ye gidiyor! Türkiye, Almanya'nın ardından plastik üretiminde ikinci sırada yer alıyor. Petrokimya Holding A.Ş.'nin (PETKİM) üretim kapasitesinin yetersiz kaldığı yerde, Avrupa'dan hammadde olarak kullanılan plastik atıklar ithal ediliyordu.
T. C. Ticaret Bakanlığı plastik atık ithalatındaki kapsamı genişletti ve 18 Mayıs'ta polimer (polietilen atık) ithalatını yasakladı. Bakalım şimdi ne olacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder