Cumhuriyet, 13 Haziran 2021
30 Eylül 2010 günü Stuttgart'ta kent merkezindeki 25 tarihi ağacın kesilmesini engellemek isteyen kadınlı erkekli, genç, yaşlı binlerce kişiye gaz ve tazyikli su sıkan, onları coplarla döven polis, altısı ağır olmak üzere dört yüz kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Bu olay beş ay sonraki seçimlerde eyalet başbakanının başını yemiş, açılan ve uzun süren davalar sonucu kent emniyet müdürüyle beş polis değişik cezalara çarptırılmış, ağır yaralılara da yüksek tazminatlar ödenmişti! Bütün bunların nedeni 25 tarihi ağacın kesilmesiydi!
600 bin nüfuslu Stuttgart'ın yüzde yirmisi yeşil alanla kaplı. Kent göbeğindeki parkın on kilometrelik yolları, gezinen, koşan, spor yapan insanlar, üzerlerine göçebe kuşların inip kalktığı göz alabildiğine uzanan çayırlar, içinde kuğuların, ördeklerin, kazların yüzdüğü küçük göller... Bu dev park her mevsim insan dolu. Sıcak havalarda rahat bir nefes almak isteyenler kent merkezine sadece 10 dakika ötedeki Killesberg tepesinin çimenlerini, açık yüzme havuzunu veya az ötede başlayan ormanın tarihi ağaçlar altındaki serin yollarını yeğliyor. Geçen yıl orada ibret verici bir şey yaşanmıştı! Stuttgart Belediyesi'nin Bahçeler Müdürlüğü elemanları ellerinde resmi izin olmadan Killesberg'de villara yakın bir yamaçtaki yedi ağacı "hastalıklı" deyip birkaç saat içinde kesivermişti. Çevrede oturanlar ayağa kalkmış, olay gazetelere yansımış, belediye özür dilemiş, sorumluları da ihtar etmişti. Hemen ardından da yedi ağacın kesildiği yere on dört yeni ağaç dikilmişti..!
KARBONDİOKSİT VE AĞAÇLAR
Bütün Avrupa'da olduğu gibi Stuttgart'ın yakınlardan başlayan Karaormanlar'da da yağmursuzluktan ve hava kirliliğinden ağaçlar ölüyor. Otomobil egzozlarının değiştirilmesi, yeni benzin türlerinin denenmesi, fabrika bacalarına özel filtreler takılması pek işe yaramıyor. Karaormanlar'da yapılan yürüyüşlerde ağaçların yaşam savaşını yakından görmek mümkün. Ağaçlara zarar veren kükürt dioksidi, azot oksidi, yeraltı sularındaki nitratlar ve sebze-meyvenin ekildiği topraklardaki çeşitli asitler kanser hastalığının da baş nedenlerinden biri. Amerikalı bilim yazarı Peter Brennan'ın, "The Ends of the World" adlı kitabında açıkladığına göre insanoğlu önümüzdeki 10-15 yıl içinde karbondioksit sorununu çözemezse dünyamız bu yüzyılın sonunda 4.5-5 derece ısınacak. Bu hızlı ısınma sonucu da yüzyılımızda başlayan yeraltı suları sıkıntısı hızla artacak. Birleşmiş Milletler mart ayında açıklamıştı, dünyada şu anda 2.2 milyar insan temiz içme suyuna sahip değil, 4.2 milyar insanın da evinde sıhhi tesisat yok!
Asya'nın en büyük ormanlarını barındıran Endonezya zengin ülkelerin çikolata, krem, çamaşır tozu gibi gereksinimlerini karşılayabilmek için gereken palm yağını kazanmak amacıyla ülkesinde her yıl 620 bin hektar ormanı yok ediyor. Dünyamızdaki tropik ormanların üçte ikisini bünyesinde barındıran Brezilya da Amazonlar bölgesinde Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun da "desteği" ile "tarıma yer açıyoruz" diyerek her yıl yaklaşık 8 bin kilometrekare ormana kıyıyor! Ancak Endonezya ve Brezilya ormanları dünyamızın "yeşil ciğeri"...
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) güncel açıklaması tüyler ürpertici: Avrupa'nın büyük kentlerinde yaşayan insanların yüzde doksanı zehirli hava çekiyor ciğerlerine! DSÖ'ye göre, erken ölümlerin en büyük nedeni hava kirliliği. Bakalım Greta Thunberg ve peşinden giden öğrenciler, çıkarcı politikacıların kafa yapısını biraz olsun değiştirebilecek mi? Küresel ısınma inanılmaz boyutta, son 2 bin yılın en hızlı seviyesinde. Özelllikle endüstri ülkelerinin büyük kentlerinde yeşil alanlar çok önemlidir. Avrupa'nın en büyük parklarına sahip, çevresi ormanlarla kaplı Viyana'da kişi başına 25 metrekare yeşil alan düşerken her gün 4 milyon aracın yollarını aşındırdığı dev kent İstanbul'da bu alan bir metrekarenin altında. Sağlıklı bir yaşam için ise en az on metrekare gerekiyor!
Kişi Batı'da yaşananları ve gösterilen çabaları görünce güzel İstanbul'umuzda olup biteni gözünün önüne getiriyor ve gelecek için iyimser olamıyor. Nüfusu 20 milyon sınırına dayanmış Dünya Kenti İstanbul'da "rüzgârlı" havaalanıyla üçüncü bir köprü uğruna milyonlarca ağaç kesilebiliyor! Doğal ekosistemdeki dengenin bozulması, yaban hayatının parçalanması kimsenin umurunda değil. Ormanlar parçalandıkça ısı dengesi hızla altüst oluyor, İstanbul'umuz insanları için yaşanmaz oluyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder