3 Haziran 2007

Gizem dolu bir yaratık

Cumhuriyet 03.06.2007
AHMET ARPAD
STUTTGART

O dünyanın en çok sevilen evcil hayvanı. İnsana bağlı, fakat hiçbir zaman insanın emrine girmiyor. Kendini sevdiriyor, kendine bağlıyor. İnsan onun emrine giriyor. Kedi denen yaratık köpek gibi değil, isterse insansız da yaşayabilir. Dokuz canlı! Canı istedi mi, karnı acıktı mı sokuluyor, bacağınıza sürünüyor, kucağınıza çıkıyor, okuduğunuz gazetenin üzerine çörekleniyor, kendini okşatıyor. İşi bitince de çekip gidiyor; evin ya da bahçenin bir köşesinde, sizden uzak, ne kadar arasanız bulamayacağınız, aklınızın köşesinden geçmeyecek bir yerde keyif çatıp uyuyor. Yüksek sesle ne kadar çağırırsanız çağırın, umurunda bile değil, lütfedip gelmiyor. Ta ki karnı acıkana kadar. O zaman sallana sallana çıkıveriyor ortaya! Sanki hiçbir şey olmamış gibi. Kediler dünyanın her ülkesinde aynı. İster Beyaz Saray'da otursun, isterse gecekondunun birinde. Amerikan Başkanı'nın masasına uzanıp onu parmağında oynatıyor, karnını zor doyuran fakiri de. İnsanla kedi tam 6 bin yıldır bir arada yaşıyor. Evcilleşmesi ise 3500 yıl önce olmuş. Mısır firavunları Tutankamon ve Ramses döneminde kediye tapılmış, yurtdışına çıkarılması yasaklanmış. Ancak kaçak yollardan, özellikle Fenikeliler zamanında Avrupa'ya sokulmuş. Ortaçağda Avrupa'da farelerin büyük artış göstermesiyle kedilerin değeri çok artmış... Karlsruhe'de büyük bir kediler sergisi açıldı. Ünlü ressamlardan kedi tabloları, oyuncaklar, biblolar, küçük heykeller, karikatürler, daha neler, neler... Tam 400'ün üzerinde eser. August Renoir , Pierre Bonnard gibi empresyonistleri, Ernst Ludwig Kirchner , Franz Marc gibi ekspresyonistleri de kendine hayran bırakmış kediler. Geçen yüzyılın Max Beckmann , Paul Klee gibi ünlü ressamları da gizem dolu bu yaratığın etkisinden kurtulamamış. Kediler, "Fritz the Cat" , "Garfield" , "Felix the Cat , "Tom and Jerry" gibi karikatürler ve çizgi filmlerle de kendilerini yediden yetmişe herkese sevdiriyor, bağımlı yapıyor. "Kedi, anarşist bir aristokrattır" demiş Hamburglu yazar Axel Eggebrecht . Kedi bir eşsizlik, kedi gizem dolu mistik bir yaratık... Şu sıralar güzel kent Karlsruhe'ye gidip de başka ilginç sergileri gezmemek olmaz. Karlsruhe Sarayı'nın girişindeki belediye müzesinde sergilenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika seramikleri ve fayanslarını da kaçırmamalı. Tabii en önemli sergi Karlsruhe Sarayı salonlarında sunulan "Göbeklitepe" sergisi. Şanlıurfa yakınlarındaki Göbeklitepe'de bundan 12 bin yıl önce yaşamış neolitik çağ insanları göçebeliği bırakıp köyler kurmuş, yerleşmişler. Avcılıktan çiftçiliğe ve hayvancılığa geçerek de insanlık tarihinde bir dönüm noktasını gerçekleştirmişler. Kısacası bir devrim yaratmışlar. "12 Bin Yıl Önce Anadolu'da - İnsanlığın En Eski Anıtları" kaçırılmaması gereken olağanüstü bir sergi. İnsanlığın o günlerde tarihinin en önemli adımını Anadolu topraklarında atmış olduğunu kanıtlıyor. Göbeklitepe kazıları üzerinde yaşadığımız topraklardaki en eski anıtsal kült yapılarını, insanlığın ilk büyük yerleşimlerini, tapınağını, hayvanların evcilleştirilmesiyle tarımın başlangıcını belgeliyor.

www.ahmet-arpad.de

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder