Cumhuriyet 08.07.2007
AHMET ARPAD
STUTTGART
Var mı bize yan bakan! Bizler Fethullahçıyız.
İşimiz iş, güle oynaya devam ediyoruz yolumuza Almanya'da emin adımlarla.
Paramız bol! Bundan on yıl önce Almanya'nın üzerine serpiştirdiğimiz tohumlar
artık yeşerdi. Almanya gibi liberal bir ülkede kök salmasak şaşardım. Öğrenciyiz,
akademisyeniz, işadamıyız... Çekirdek kadrodan sayılan, 90'ların ortasında
Türkiye'den gönderdikleri Halil Hoca sayesinde önce Stuttgart'ta, ardından
da Ruhr Havzası'nda organize olduk. Halil Hoca'yı Nurettin Veren 'in tanıması,
Hablemitoğlu 'nun Fethullah Gülen Raporu'nda onun adını vermesi umurumuzda
bile değil. Onun sayesinde Stuttgart'tan sonra Berlin'de, Münih'te, Köln'de,
Dortmund'da, Pforzheim'da, Nürtingen'de ve Augsburg'da da iyice palazlandık.
Almanları "zararsız" Müslüman olduğumuza inandırdığımız için de emin adımlarla
ilerledik ve bugünkü güçlü konumumuza ulaştık. Tabii bize karşı çıkanlar
olmadı değil. Hele şu kimi "laik" Türkler belediyelerin ve politikacıların
dikkatini çekmeye uğraşıp durdu. Fakat nafile! Tongaya basar mıyız hiç!
Biz ılımlıyız, Müslümanız. Bize: "Siz Fethullahçısınız" demeye kalkanın
gözünü dava açmakla korkutuyoruz. Alman gazeteciler bile üzerimize gelmeye
cesaret edemiyor. Ellerinde kesin kanıt olanlar az. Gözlerinin içine baka
baka "Bu bir iftiradır!" diyoruz. Kendimizi iyi pazarladığımızı da unutmamak
gerek. Örgütlenme her kentte hep aynı şekilde gerçekleşiyor. Buraya "okumaya
gönderilen" genç Türk üniversite öğrencileri ile genç "işadamları" bir
araya geldi mi iş tamam. Türkiye'den öğrencilerin buraya yollanması çoğu
kez İstanbul'daki yurtdışı eğitim danışmanlığı denen kuruluşlarımız aracılığıyla
oluyor. Buradaki çekirdek kadromuzun tümü Alman pasaportlu, şık giyimli,
yakışıklı. Hepimiz Almancayı çok iyi konuşuyoruz, çevremiz geniş. Nazik
ve de işini bilen becerikli kişileriz! Biz Almandan daha akıllıyız! "Laikler"
istedikleri kadar uğraşsınlar, bize engel olamıyorlar. Kimi eyalette her
renkten Alman politikacı bile bize arka çıkmaya başladı. Tabii Zaman gazetesi
de bizden yana. Hocaefendinin Türkçe ve Almanca kitaplarını yayımlayan
INID, "Biz Gülenci değiliz" diyenlerin kurduğu ve Hocaefendinin onur başkanı
olduğu FID ve Fethullah Gülen ile Harun Yahya 'nın kitapları dahil bir
sürü dini bütünün eserini (!) pazarlayan Line-Marketing gibi kuruluşlar
bizim temelimiz. Almanlar bize niçin kötü gözle baksınlar? Biz Hocaefendiciler
bol para harcayıp, dershaneler, okullar açarak Türk ve yabancı çocukların
eğitimine (!), uyumuna (!) destek oluyoruz. Stuttgart'taki ortaokul ve
lise bize 3 milyon Avro'ya mal olmuştu üç küsur yıl önce. Şimdi patlama
yapacağız, daha büyük yer arıyoruz. Bir araya gelip kurduğumuz "işadamları
derneği" okulun sponsoru! Tüm "kazancımız" Hocaefendinin ideolojisine helal
olsun! Alman yasalarındaki boşlukları ideolojimiz uğruna başarıyla kullandığımızı
itiraf etmeliyim. Toplumdaki liberal düşünce yapısından yararlanmasını
da iyi beceriyoruz. Her renkten politikacı, yerel belediye ve kilise adamıyla
ortak çalışmaya çaba gösteriyoruz. Biraz yüzlerine güldük mü, destekleri
garanti. O kadar ki, bir eyaletin başbakanı bile bize inandı. Bizimle buluştu,
elimizi sıktı, hediyemizi aldı, vakfına bağışladığımız 3 bin Avro'yu kabullendi.
Ardından da üç yıllık genç pratisyenler projemize 700 bin Avro verilmesine
önayak oldu! Bu projeye göre gençler şirketlerimizde çalışacak, bizim abiler
de onlara destek olacak... Bu arada Türk asıllı kimi politikacı, eğitimci,
aydın eskisi Alman pasaportlu bilim adamı, 28 Şubat'ın ardından yakasına
Atatürk rozeti takmışı, çıkar peşinde koşan Alman ve Türk yazar çizer takımı
giderek daha çok peşimizden gelmeye başladı.
Kimi karşıtımız inatla sormaya devam
ediyor: "Niçin Fethullahçı değiliz diyorsunuz?" Biz de o zaman adamın gözünün
içine baka baka: "Gülen adından rahatsız oluyoruz" yanıtını veriyoruz.
"O siyaset yapıyor!" Gerçeği söylemeye
ne gerek var? Hocaefendinin geçmişi belli. Almanlara onun takımından olduğumuzu
itiraf ettik mi, parasal desteklerini de kesecekler. Enayi miyiz? Geri
planda dinci baronun iplerimizi elinde tuttuğunu öğrendiklerinde eğitime
el atmamızı engelleyecekler. Bu nedenle de ne yapıp edip, basın dahil herkesi
susturmaya devam etmeliyiz... Hocaefendici olduğumuzu bilen şu laikleri
kızdırmaya da!
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder