Cumhuriyet 01.04.2007
AHMET ARPAD
STUTTGART
STUTTGART
Öyle şeyler oluyor ki dünyada, kırk
yıl düşünse insanın aklına gelmez. Şeytan kadar zeki olmak gerek, bazı
şeyleri düşünebilmek için. Ancak unutmayalım, aramızda şeytana taş çıkartacak
insanlar yok değil... Nedenler de geliyor akıllarına!
Yılda birkaç kez uğruyor Stuttgart'a,
Viyanalı tanışım. Her gelişinde görüşüyoruz. Ben Viyana'ya gittiğimde de
Wollzeile'deki bürosuna mutlaka uğruyorum. Onun Stuttgart ziyaretlerinde
buluşma yerimiz kentin en iyi Türk lokantası. Tanışım Viyanalı, üstelik
de avukat... Sağ olsun, biraz çenesi düşük! Fakat sohbeti güzel, keyfi
hep yerinde. "Meze-rakı-Adana" derken her defasında konu konuyu açıyor.
Konuşacak şeyler hiç bitmiyor. En son gelişinde de öyle bir şey anlattı
ki, inanılır gibi değil. Daha anlatmaya başlamadan, "Şimdi söyleyeceğim
her şey gerçek" dedi gülerek. "İstersen yemin edeyim..." Sonra da anlattı.
Gerçekten inanılması pek kolay bir şey değil. Daha ilk cümlelerinin ardından:
"Bu tam Avusturya işi bir şey" dedim. Evet, tam bir operet! Sohbetimiz
baştan sona gülmeyle geçti.
Bundan kısa süre önce 50. yaş gününü
büyük bir davetle kutlamak isteyen Viyana'nın ünlü reklamcılarından Wolfgang
Rosam 'a güzel bir sürpriz yapmış büyük gazete sahibi bir dostu. Davetin
yapıldığı villanın kapısına Avusturya ordusunun bandosunu çağırmış. Askeri
bando da marşlar çalarak Viyana sosyetesinin şık hanım ve beyleriyle Rosam'ın
komşularını yarım saate yakın coşturmuş! Olup bitenler buraya kadar hoş
ve de ilginç... Gazete sahibinin buluşu güzel diye düşündüm bir an. Fakat
ondan sonra Viyana'da olup bitenler çok daha ilginç!
Ertesi gün olayı gazeteden okuyan
ÖPV'li parlamenter Walter Murauer ayağa kalkar. Hemen Savunma Bakanı Darabos
'a okkalı bir mektup döşenir. Ordunun gazete sahibiyle ünlü reklamcıya
torpil mi geçtiğini sorar. Basına da haber verir ve olay iyice büyür. Başkent
Viyana'da herkes bir skandaldan söz etmeye başlar. Ancak birkaç gün sonra
bakanlığın basın sözcüsünün açıklaması herkesi daha çok şaşırtır: "Avusturya
ordusundan isteyen istediği şeyi kiralayabilir..." sözleri üzerine Viyanalılar
gülsün mü ağlasın mı bilemez!
"İşte durum böyle" derken dostum
gülmeye devam etti. "Kira fiyatlarını bilmek ister misin?" Pahalılarından
başlayalım: Bir Blackhawk helikopterinin pilotlu saati 6200 Avro'ya geliyor.
İsteyen tank da kiralayabilir. Benzini dahil kilometresi 82 Avro. Akarsu
üzerine kurulan ponton köprünün günlüğü, eleman dahil, 600 Avro. Küçük
bir hücumbotu mu istiyorsunuz? O oldukça ucuz. Saati 51 Cent.
Yeterli paranız ve boş alanınız varsa
bir "harpçilik oyunu" na ne dersiniz? Şöyle helikopterli, tanklı, hücumbotlu,
ponton köprülü... Tabii gerekli elemanları da veriyor size Avusturya ordusu!
Çağırın 100 tane acemi er, tanesi 8 Avro'dan. Başlarına da tanesi 21 Avro'dan
birkaç teğmenle tanesi 43 Avro'dan bir tuğgeneral. Oh ne güzel, oynayın
saatlerce "harpçilik" ... Ödemeler Savunma Bakanlığı'na yapılmıyor, para
hazinenin kasasına giriyor.
"Yalnız sanma ki, isteyen istediğini
kiralayabiliyor ordumuzdan" diye konuştu Viyanalı dost. "Öyle olsaydı Afrika'dan
ve Asya'dan gelecek isteklerden kurtulamazdı Avusturya ordusu. Bakanlık
her kiralama isteğini iyice kontrol ettikten sonra karar veriyor."
"Ben kiralamak istesem örneğin, zorluk
çıkarırlar mı?" Dostum gülüyor: "Sanmam" diyor. "Sen temiz adamsın!" Hesabı
ödeyip ayağa kalkarken: "Bir düşüneyim" diyor.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder