Cumhuriyet 18.03.2007
AHMET ARPAD
STUTTGART
STUTTGART
Schaffhausen sınır kenti. Stuttgart'tan
Zürih'e giderken uğramanız gerek. Ren kıyısında. Üzerindeki büyük köprüden
geçip, az sonra sağa saptınız mı köpüre köpüre akan şelalenin hemen yanı
başındasınız. Bay F . ile 30 küsur yıldır tanışıyoruz. İsviçreli. Çok ünlü
bir Zürih bankasından altmış yaşında emekli oldu. Ren manzaralı şahane
villasında hayatın keyfini çıkarıyor. 70'li, 80'li yıllarda sık sık gelirdi
Stuttgart'a. 2, 3 gün kalır, hep birileri ile buluşurdu. Kellifelli, yaşlıca
Almanlardı buluştukları. Ne o anlatırdı, ne de ben sorardım onlarla niçin
buluştuğunu...
Bankalarındaki yabancı parası olmasa
İsviçre çoktan batardı. Son on, on beş yıldır yasalar sertleşti, öyle kolay
kolay girip çıkamıyor kara para Alpler ülkesine! Geçenlerde Zürih'e giderken
şöyle bir uğrayıp çiçeklerle dolu kocaman terasında espresso içerken sohbet
ettiğim bay F. eski günlerden söz açınca gülümsedi: "Yasalar, kurallar
değişti, doğru. Fakat kara para akacak yol bulur hep, su gibi." İsviçre'ye
yerleşen Almanların sayısı giderek artıyor. Sadece Zürih'in ünlü istasyon
caddesindeki bankalara şöyle bir uğramaya, alışveriş etmeye, göl kıyılarında
ve dağ tepelerinde dinlenceye gelmiyorlar artık. Her geçen yıl daha çok
Alman, İsviçre'de yaşamaya karar veriyor. En son verilere göre 170 bini
bu ülkede. Çoğu burada ekmek parası kazanıyor. Sadece 2006 yılında 25 işçi
gelmiş kuzey komşudan. Ancak bu akından rahatsız olmaya başlayan İsviçrelilerin
sayısı da giderek artıyor. Açıklanan son kamuoyu araştırmasına göre, Almanlar
için "burnu büyük" diyenlerin oranı yüzde 50! Ülkenin en büyük gazetesinde
çıkan röportajlara göre Almanlar, "Şımarık, rahatsız edici ve kaba" . Günlük
yaşamda iki toplum arasında esen hava soğuk. Kısa sürede düzelmesi de zor
gibi. Ne de olsa, Almancayı değişik diyalektlerle konuşan bu iki toplumun
gerçekte birbirlerinden pek farkı yoktur. Kuzey İsviçreliler gibi Almanların
da yabancılara her zaman pek nazik davrandığı söylenemez... Avrupa Birliği
Adalet Komisyonu Komiseri Franco Frattini şubatta açıkladı: "AB ülkelerinde
yabancı düşmanlığı giderek artmakta." AB'nin raporuna göre Fransa, İtalya,
Belçika ve Hollanda'da yabancı düşmanlığının artış ortalaması yüzde 45.
Adı açıklanmayan bir Avrupa ülkesi var ki, orada bu ortalama yüzde 75'te!
Nazilerin yapmış olduğu soykırımı reddetmeyi düşünce özgürlüğü sayan AB
ülkeleri de var... Almanya da bu sorunun altında giderek daha çok eziliyor.
Yabancı düşmanlığını önleyemiyor. Federal İçişleri Bakanı Schaeuble birkaç
ay önce açıklamıştı: 2006'nın ilk sekiz ayında aşırı sağcılar 8 bin suç
işlemiş. Geçen yıla oranla yüzde 20'lik bir artış bu! Geleceğe olan ümitlerini
giderek yitiren insanların oluşturduğu alt tabaka hızla büyüyor. Bu ortamda
aşırı sağcıların, neonazilerin attığı tohumlar çok kolay yetişiyor. "Günümüzde
doruk noktasına ulaşan aşırı sağcı ve antisemitist olaylar neredeyse 1933
sonrasını andırmaya başladı" diye konuştu Almanya Yahudileri Merkez Konseyi
Başkanı Charlotte Knobloch , Doğu Almanya'da aşırı sağcıların sokak ortasında
Anne Frank 'ın kitabını yakmasının ardından. Birkaç yıl önce Avrupa Komisyonu'nun
İnsan Hakları Raporu mide bulandırmıştı ülkede. Raporda, "Almanya'daki
yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve antisemitist düşünce önemli bir sorun olarak
kabul edilmelidir" deniliyordu. Yabancılar ve Alman toplumu üzerine yaptığı
araştırmalar ile tanınan Profesör Heitmeyer 'in Bielfeld Üniversitesi için
hazırladığı en son rapora göre Almanların yüzde 50'si yabancı düşmanı!
Yahudilerin Almanya'da giderek daha çok etkili olduğuna inananların ve,
"Dünya barışı için en büyük tehlike İsrail" diyenlerin oranı yüzde 65'i
buluyor.
"Görüyorsun" diyor eski bankacı tanış,
"Avrupa'da kimse kimseyi sevmiyor..." Dudaklarında acı bir gülümseme beliriyor.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder