17 Ağustos 2023

"Kurtlar Sofrasında"

Cumhuriyet Kitap, 17.08.2023

Ahmet Arpad

20. yüzyıl Alman dili edebiyatının ünlü yazarı Hans Fallada'nın yapıtları arasında en ön sırada yer alan dev "Kurtlar Sofrasında" romanı iç ve dış gerilim, acımasız bir gerçekçilik dolu. Anlatım çok özenli. Kahramanları küçük insanlar. Fallada bu yapıtında kendi yaşadıklarını ve deneyimlerini anlatıyor.

*

Almanya'da 1920'li yılların başlangıcındayız. İnanılmaz bir enflasyon tüm ülkeyi alt üst ediyor, aileler parçalanıyor ve kargaşa içindeki bir toplum yavaş yavaş çöküyor... Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Wolfgang Pagel evden kaçarak kendini kumara veriyor. Düğününden bir gece önce elindeki bütün parayı rulet masasında yitiriyor, çaresizlik içinde sevgilisini ve Berlin'i terk ediyor. Alınyazısı onu Berlin dışındaki bir zengin çiftliğine götürüyor. Pagel burada büyük toprak sahibi soylu bir ailenin nasıl paramparça olduğuna, enflasyon batağına sürüklendiğine tanık oluyor. Sadece para değil, ahlak da değer yitiriyor, ilişkiler kopuyor, artık mutluluk nedir bilmeyen insanlar yalnızlaşıyor... Paranın çılgın gibi değer yitirdiği dönemde insanlar kendilerini, parçalanmaya başlayan toplumun içine düştüğü bataktan kurtarmaya çabalıyor.

'Kurtlar Sofrasında' bir dev roman

Hans Fallada'nın yaşamın gittikçe çılgınlaştığı Berlin'de geçen bu yapıtında Birinci Dünya Savaşı'na birlikte gitmiş üç insanın yazgısını ele alıyor. Ünlü yazar "Kurtlar Sofrasında" romanında toplumun her kesiminden seçtiği kahramanlarına bir 'resmigeçit' yaptırıyor. Okur, varlıksız soyluları, yarın nasıl yaşayacağını bilemeyen küçük insanları, subayları, sokak kadınlarını, kumarbazları, içki bağımlılarını ve karaborsacılarıyla Birinci Dünya Savaşı'nın ardından sarsılmış Alman toplumunu sanki içindeymiş gibi yaşıyor. Hans Fallada'nın bilinen olağanüstü toplumsal gerçekçiliği "Kurtlar Sofrasında" yapıtında da doruğuna ulaşıyor. Geride bıraktığımız yüzyılın bu çok önemli dönemini yaşayan Fallada, kargaşa içinde geçen 1920'li yıllar için: "Herkes herkese karşıydı, insanlar sadece kendilerini düşünüyordu," der.

"Kurtlar Sofrasında" bir toplum romanı. Hans Fallada hem karmaşık hem trajikomik bir konuyu renkli kişilikli roman kahramanlarıyla çok canlı ve sürükleyici anlatmasını başarıyor. Almanya'nın aşırı enflasyon yaşadığı 1923 yılının ikinci yarısında toplum düzeni çöküyor. İlk günlerde 1 Amerikan Doları'nın karşılığı 100 bin Mark olurken yıl sonunda 4,2 trilyon Mark'a ulaşıyor! İnsanlar tüm birikimlerini bir gecede yitiriyor. Fallada bize düzeni bir anda çığırından çıkmış Alman toplumunu gösteriyor. "Kurtlar Sofrasında" insanlar bencil. Güçlünün hakkının sıradan insanın hakkından önce geldiği bir toplum oluşuyor, insancıllık yitiriliyor. Hans Fallada'nın katılığın ve bencilliğin öne çıktığı bu dev romanında insanlar kendi kendilerini yok ediyor. Yazıldığı günlerde çağının çok ilerisinde kabul edilmesi gereken politik içerikli bir yapıt!

Acımasız bir gerçekçi

Fallada 'küçük insanların avukatı'ydı. Bu çok önemli yapıtında Almanya'nın zor geçen 1920'li yıllarını kendine özgü acımasız gerçekçiliği ile anlatıyor. Konusu Berlin ve çevresinde geçen "Kurtlar Sofrasında" çok çarpıcı anlatımıyla 20. yüzyıl Alman klasikleri arasına girmiş bir yapıt. Bir politik roman. Fallada elini kaldırıp okura öğütte bulunmak, ona akıl vermek istemiyor. O sadece tanık olduklarını tüm gerçekçiliği ile önümüze seriyor. İnsanlık sevgisi ön planda. Bu, Wolfgang Pagel ile Petra Ledig arasındaki aşkta da çok önemli bir rol oynuyor.

Edebiyatçı dostu Hermann Broch 22 Kasım 1937 tarihli mektubunda Fallada'ya şöyle yazar: "Güzel bir romanı değerli yapan her şey var bu yapıtınızda. Sağlam bir temele dayandırdığınız konuyu tümüyle ele alıp işliyorsunuz. İnsanlarınız kişiliklerine uygun gelişiyor. Yazar olarak hiçbirini zorlamıyorsunuz, onları kendilerine bırakıyorsunuz. Yapıt, bir mimar titizliği ile yaratılmış. Bir meslektaşınız olarak sizi bu başarınız nedeniyle kıskanmadım değil..."

Fallada bütün romanlarında gerçeklerden yola çıkar. Ona göre boynu bükük küçük insanların uyandırılması gerekiyor. 20. yüzyıl Alman dili edebiyatının bu önemli yazarı "Küçük Adam Ne Oldu Sana?" ve "Herkes Tek Başına Ölür" dev yapıtlarında da bu hedefinden vazgeçmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder