Toplum Gazetesi/ALMANYA, 4 Aralık 2022
Salzburg düşle gerçek karışımı bir kent, görüntüsüyle siz günün her saatinde büyülüyor. Irmağa uzanan loş ve dar sokakların arnavutkaldırımı taşlarında ayak sesleri... Kürk mantolarına, lodenlerine bürünmüş insanlar lokantalara, tiyatrolara gidiyor. Düşle gerçek karışımı, görüntüsüyle siz günün her saatinde büyüleyen Salzburg dünyaca ününü sadece güzelliğine borçlu değil. Bu kent Mozart'ın doğum yeridir. Getreidegasse'deki evini her yıl yüz binler ziyaret ediyor. 1920'de kurucuları, Yahudi asıllı Max Reinhardt, Viyanalı yazar Hugo von Hofmannstahl ve besteci Richard Strauss olan on binlerin aktığı Salzburg Festivali her yıl temmuz-ağustos aylarında düzenleniyor. Büyük katedralin önünde sahnelenen "Jedermann" oyunu ile açılıyor festival. 1938-1944 arasında Hitler bu festivali, Nazi propagandası amaçlı da olsa, devam ettirmişti. Tabii Max Reinhardt'sız ve Jedermann'sız...
Salzburg yıllarında doruğa tırmanmıştı
Stefan Zweig'ın yaklaşık 20 yıl yaşadığı kenttir de Salzburg. Ünlü yazar Salzach kıyısında en verimli ve en mutlu yıllarını geçirmişti. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında yaşadığı yıllar onun en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı Friderike ile evli olduğu yıllarda satın almıştı. Bu kentteki yıllarıdır Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandıran. En güzel eserlerini, kente ve ırmağa yukardan bakan o iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villasında yazmıştı... "Sanatla mutlu doğanın karşılıklı yükseldiği o günler ne zengin, ne renkliydi!" diye anlatır, ölümünden kısa süre önce yazdığı en ünlü eseri "Dünün Dünyas"nda (Çeviri: Burhan Arpad) Salzburg yıllarını. "Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra o küçük kentin kasvetli manzarasını anımsayıp damından yağmur suları akan evimizde soğuktan titreştiğimizi düşündükçe, bu barış yıllarının değerini daha iyi kavrıyorum. Dünyaya ve insanlara inanmamıza izin vardı o yıllarda. Fakat sonra hemen karşımızda, Berchtesgaden dağında oturan bir adamın (!) bütün bunları tuzla buz edebileceğini hiç düşünmemiştik..."
Daracık orta çağ sokakları
Noel pazarı yeni başlamış, bugünlerde Salzburg soğuk, fakat katedralin çevresindeki büyük alanlara kurulu "Christkindlmarkt" hep çekici. 1920'den günümüze Salzburg Festivali'nin baş oyunu olan 'Jedermann'ın sahnelendiği alan 1 Ocak 2023'e kadar dört bir yandan akın edenlerle dolu. İnsanlar yiyip içiyor, alışveriş yapıyor, şirin kentin dar sokaklarında geziniyor. Mozart'ın, Zweig'ın, Bernhard'ın, Handke'nin kenti Salzburg'da akşam oluyor. Tarihi yapılar ışıl ışıl, vitrinler rengârenk. Alanlar, tarihi yapıların altındaki geçitler, sokaklar insan kalabalığı.
Bu şirin Salzach kentini hiç boş göremezsiniz. Doğanın güzelliği ile sanat eserleri, dik, kayalıklı yamaçlarla yeşil düzlükler bir arada uzanıyor. Alpler'in en son eteklerine sıkışmış ovada bazen yeşil, bazen sarı gri, fakat hep köpüklü ve çağıltılı akan Salzach'ın kıyılarında yükselen küf yeşili kubbelerde, kıpkırmızı kiremitli sivri damların gün batışının son kızılı... Şirin kent renk değiştiriyor. Dizi dizi kestane ağaçlarının altına gizlenmiş kanepelerde oturanlar karşılarındaki kentle sahne karışımı bu çarpıcı görüntüye dalıyorlar. Birden karanlık iniyor tarihi kente, yüce katedralin çanları çalıyor, karanlıkta yayılıyor alanlarda, yankılanıyor tepelerde, kayalıklarda, Salzach kıyılarında...
Kahvehanelerden, lokantalardan, şaraphanelerden, pastanelerden ışık sızıyor. Tarihi binaların altındaki dar pasajların birbirine bağladığı sokaklar ıssız. Dükkânlar kapanmaya hazırlanıyor, Cafè Tomaselli'de, Cafè Bazar'da, Schatz'da, Demel'de, Fürst'te müşteriler azalmış. Beyaz önlüklü şirin kızlar keyifle masaları siliyor, iskemleleri topluyor. Otel Sacher'in terasından karşı tepeler, ışıklar içinde orta çağ kalesi Hohensalzburg...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder