Toplum Gazetesi/ALMANYA, 18 Aralık 2022
Ahmet Arpad
Vincent uzun boylu, gençten, yakışıklı bir Afrikalı. Başındaki kasketi ters giymiş. Elinde cüzdanı, sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Sağına soluna bakınıyor, hafiften bir ıslık çalıyor. Sırada ondan önce iki kişi daha var. Önündeki çekik gözlü Asyalı biraz huzursuz gibi. Yerinde pek duramıyor. En öndeki orta yaşlı, sarışın kadın, elindeki Avro'ları gişede oturan memura uzatıyor. Ona bir şeyler söylüyor. Çok hızlı konuşuyor. Yaptığı işi pek sevmediği yüzünden belli olan canı sıkkın memurun uzattığı formları imzalıyor. Yine bir şey söylüyor, fakat yanıt alamıyor. Asyalı, ‚daha ne kadar bekleyeceğim,‘ der gibi başını şöyle bir ileri uzatıyor. Sonra arkasına dönüyor. Sıra uzamış. Uzun boylu, Afrikalı bakışlarını tavana dikmiş ıslığa devam ediyor.
İkinci gişe nedense bugün açık değil. Stuttgart'ın göbeğindeki bu küçük büro, bütün dünyaya para transferi yapan bir kuruluş. Müşterileri kentte yaşayan yabancılar, daha doğrusu üçüncü dünya ülkelerinden buraya gelmiş, kıt kanaat geçinmelerine karşın yine de her ay birkaç yüz Avro'yu ne yapıp yapıp, "memlekette" para bekleyen fakirin fakiri ailelerine göndermek zorunda olan insanlar. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre günümüzde tam 70 milyon azgelişmiş ülke insanı endüstri ülkelerinde çalışmakta. Az gelişmiş birçok ülke, bu kişisel transferler olmasa çoktan iflas ederdi!
Sıranın kendisine gelmesini sabırla bekleyen Vincent, bugün Kongo'daki ailesine 180 dolar yollayacak. Stuttgart'taki Robert Bosch fabrikasında ayda eline geçen 1800 Avro'nun ortalama yüzde onu memlekete gidiyor. Bu para annesiyle babasının bütün aylık geçimine yetiyor. Endüstri ülkelerinde çalışanları vatandaki yakınlarının "emekli maaşı" olarak kabul etmek gerekiyor! Vincent burada her ay sonunda kuyruğa giriyor.
"Çoğu insan dişinden tırnağından arttırarak evine para yolluyor", diye anlatıyor. "İki yüz Avro'dan fazla yollayan pek yoktur. Şu sırada bekleyenler hep düşük gelirli insanlar. Almanya'daki bir işsizin anasına yolladığı 50 Avro kadının bir ay karnını doyurur!" diyor. Vincent, geçenlerde burada Kenyalı bir genç kızla tanıştığını söylüyor. Zengin bir ailenin çocuklarına bakan kız, eline geçen üç yüz Avro'nun yüzünü her ay anasıyla babasına yolluyormuş.
Ana babalara, yakın akrabalara her ay yollanan paralar geçinmeleri, kiraları, büyük alışverişleri, düğünleri, cenazeleri, borçları için… Endüstri ülkelerinde gece gündüz çalışan, en zor ve dayanılmaz işleri yapanların yolladığı bu paralar olmasa birçok azgelişmiş ülke ekonomisi ayakta duramaz. Dünya Bankası'nın verilerine göre Tacikistan'ın milli gelirinin yüzde ellisini ve Moldova'nın yüzde otuzbirini, yurtdışındaki vatandaşların transferleri oluşturuyor. Asyalı işi biter bitmez, hızla dışarı fırlıyor. Vincent cüzdanından çıkardığı iki yeşil Avro'yu kasadaki kıza uzatıyor. "Kongo'ya 180 Avro," diyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder