Toplum Gazetesi /Almanya, 27 Mart 2022
Lichtenthaler ağaçlı yolu çiçekler içinde, büyük çayırlarda çimenler arasından fışkıran on binlerce safran aklınıza gelen her renkte. Baden-Baden'in tarihi gezinti yolu kalabalık. Anne babalar, çocuklar, sevgililer, yaşlılar, soylu köpeklerini gezintiye çıkarmış varlıklı soylular...
İlkbaharda yazı andıran şu günlerde insanlar nefes almak için kendilerini doğanın kucağına atmış. 1655'de burada hüküm süren Baden kontunun açtığı, iki yanını o günden bugüne tarihi meşelerin süslediği Lichtenthaler ağaçlı yolu üçbuçuk kilometre uzunluğunda. Doğa gerçekten büyüleyici. Oos deresi ağaçların arasından şırıl şırıl akıyor. Kıyılarında güzelin güzeli villalar. Böyle bir doğada yürüyüp de huzura kavuşmamak mümkün değil!
Lichtenthaler ağaçlı yolunun sonuna doğru solunuzda, sergilerinde ağırlıklı olarak modernizme veren Burda Müzesi yükseliyor. Birkaç adım ötesinde, 2020'den günümüze Çağla İlk ve Adnan Yıldız'ın yöneticileri olduğu Devlet Sanat Galerisi, az ötede Baden-Baden Tiyatrosu, tarihi kumarhane ve kaplıca binası... Ağaçlıklı yolun sağında beş yıldızlı oteller dizi dizi. Kentin tarihi konser ve opera salonunda Avrupa'nın ünlü sanatçıları sahneye çıkıyor.
Baden-Baden'de Yaşamaya Değer
Akşam oluyor. Otopark dolu. Hepsi de şık ve pahalı otomobiller dizi dizi. Plakalarına bakılırsa Stuttgart'tan, Basel'den, Strasbourg'dan gelmişler. Pırıl pırıl bir Jaguar giriyor park yerine. O da Zürih plakalı. Şoför dışarı fırlıyor. Üniforması ütülü ve de pırıl pırıl. Sağ arka kapıya koşuyor. Açıyor. Sonra sol arka kapıya koşuyor. Onu da açıyor. Belini kırıp saygı ile eğiliyor. Bayanlar iniyor. Ağır ağır. Adım atışları alımlı, kırıtkan. Miniler daracık, kısa mı kısa. Şapkalar kocaman. Sağa bir bakış, sola bir bakış... Onlara eşlik eden beyleri peşlerinde!
Baden-Baden parası olanlar için yaşamaya değer şirin bir Karaormanlar kenti. Büyük bahçeler içinde villalar, yamaçlarda çamlar altında tarihi evler. Sahipleri buralı değil. Onlar Hamburglu, Düsseldorflu, Moskovalı, Riyadlı... Paralarının fazlasını Baden-Baden'e yatırmış 'money-maker'ler. Küçük kent 1858 yılında açılmış olan hipodromu, tarihi kumarhanesi ve eski Roma'yı anımsatan kaplıcaları ile onların 'buluşma yeri'... Baden-Baden'de 1748'den günümüze kumar oynanıyor. Fransız Edouard Bénezet 1848'de bugünkü kumarhane salonlarını devralıp Parisli mimarlara restore ettirmiş. On yıl sonra hipodromun da işletmesini üstlenmiş.
Dükkânları Pahalı mı Pahalı
Kırmızı salonlarda yeşil çuha kaplı rulet masalarının çevresinde toplanmışlar cüzdanı şişkin Beyler. Üzeri mücevherden geçilmeyen hanımları bara kurulmuş sabırla onları bekliyorlar. Baden-Baden kumarhanesine gelenlerin çoğu buranın müdavimleri. Hep aynı masada oturuyor, hep aynı sisteme göre oynuyorlar. Kazansalar da, kaybetseler de kılları hiç kıpırdamıyor. Yüzlerindeki ifade hiç değişmiyor. Sadece arada sırada yanlarına gelen krupiyeye bir şeyler fısıldıyorlar. Arkalarında ayakta duranlar, masadan masaya gezen 'ikinci sınıf oyuncular'! Onlar şanslarını aynı anda birkaç rulette arayan, ceplerindeki paranın nereden ve nasıl geldiğini bilmeyen genç insanlar. Büyük oynuyorlar Efsane oyuncu Marlene Dietrich kumarhaneyi "dünyanın en iyisi" olarak tanımlamış bir zamanlar! Suları şifalı, dükkânları pahalı mı pahalı, kumarhanesi tarihi Baden-Baden'de akan paranın kaynağını soran yok. 2020 yılında yıl bu şirin kentte 300 bin insan kumar oynamış. Bunlardan 70 bini yabancı pasaportlu.
Almanya'nın "Rus Kenti"
19. yüzyılın ünlü Rus yazarları Turgenev, Dostoyevski, Tolstoy, Andrejewitsch ve Gogol Karaormanlar'ın şirin kentini sık sık ziyaret ederdi. Gündüzleri kaplıcalarda, akşamları kumarhanede bir araya gelirlerdi. Geçen yüzyılın sonunda, 1990'da Gorbaçov'un getirdiği değişimle, 'yeniden yapılanma' ve 'açıklık' reformlarıyla, Ruslar Baden-Baden'i yine anımsadı. Bu kez edebiyatçılar ve sanatçılar değil, Sovyetler Birliği'nin dağılması sonucu hızla doruğa çıkan milyarderler kaplıcalar kentini neredeyse istila etti! Günümüzde Baden-Baden'de, çoğunun nasıl zengin olduğu bilinemeyen iki bin Rus vatandaşının gösterişli tarihi villarda sürekli yaşadığı söyleniyor!
Rus turistleri de küçük kentin lüksün lüksü otelerinde her yıl ortalama elli bin konaklama yapıyor, ancak son iki yılda bu sayıda büyük bir gerileme olduğu biliniyor. Önce Korona, ardından da Ukranya savaşı Baden-Baden'i biraz boşalttı, yine de günübirlik gelen meraklılarla zenginlerin ayağı kesilmedi.
Unesco'nun 2021 yılında 'Great Spa Towns of Europe' listesine aldığı Baden-Baden sadece tarihi kumarhanesi ve at yarışlarıyla ünlü değil. Karaormanların bu şirin kentine kaplıca meraklıları, klasik müzik ve operalardan zevk alanlar, sanat müzelerini sevenler de uğramadan edemiyor. 1877'de kapılarını açan tarihi Friedrich banyosuyla 1985 yılında inşa edilen modern Caralla termalinin sularında yüzmeden Baden-Baden'den ayrılmak olmaz. Knidos Afroditi ya da Çıplak Afrodit, Datça yarımadasının batı ucunda yer alan antik Knidos kentinde bulunan ünlü Afrodit heykelinin bir kopyası Caracalla termalinde havuzun kenarından yüzenlere bakıyor!
Şirin kentin on iki yeraltı kaynağından çıkan suların ne kadar şifalı olduğunu binlerce yıl önce Romalılar keşfetmiş. Kükürt, kalsiyum, demir içeren ve her gün yerin iki bin metre altından yerin üzerine fışkıran 800 bin litre su Friedrich banyosu ile Caracalla'nın havuzlarını dolduruyor!
Baden-Baden'de yaşayanlar veya günübirlik uğrayanlar çabucak Fransa'ya geçip Strasbourg'u ziyaret ediyor, Karaormanlar'da sayısız gezintiye çıkıyor, bir saat ötedeki İsviçre'ye uzanıyor...
Baden-Baden, Köpüklü Şampanya!
Zenginler ve güzeller 'başkenti'nde resmi verilere göre 137 değişik ulustan insan devamlı yaşıyor, 56 bin Baden-Baden'linin 11 bini yabancı pasaportlu. Çoğunluk doğu Avrupa ülkelerinden gelenlerde. Vladimir Putin'in 2013 yılında, üç VIP-uçağıyla Basel-Mulhouse Havaalanı'na inip Baden-Baden'in güneyindeki Staufen'de yaşayan, Rusya'nın tüm Almanya'daki lobi çalışmalarından sorumlu (!) Matthias Warnig'i villasında gizlice ziyaret etmiş olduğu sonraki yıllarda ortaya çıkmıştı.
Rusya'nın bir ay önce Ukranya topraklarına girmesi, insanlarının rahat ve huzur içinde yaşadığı Baden-Baden'e bir an için huzursuzluk getirdi, fakat buralı Ruslar ve Ukranyalılar soğukkanlı kaldı. Onlar kısa süre önce, 1882'de kapılarını açmış olan tarihi Rus Ortodoks kilisesinde bir araya gelip 'barış duası' okudular! Huzur içindeki ortak yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Baden-Baden göz alıcı, çekici. O, köpüklü bir şampanya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder