Toplum Gazetesi, 2 Ocak 2021
Ahmet Arpad
Türkiye 2020 yılını geride bırakmaya hazırlanırken bir günde işlenen dört kadın cinayetiyle sarsıldı. Cumhuriyet Gazetesi bu cinayetleri birinci sayfadan haber yaptı. 31 Aralık'ta sevgili Mustafa Balbay ile duayen yazar Emre Kongar köşelerini bu büyük soruna ayırdılar.
Balbay şöyle yazdı:„Art arda gelen kadın cinayetleri gündemin birinci sırasına oturdu. Bir günde dört kadın cinayeti! Bu, kadın kırımıdır! Bu, iç savaştır! Bu, toplumsal cinnettir! Bu, terördür! İnsan tanım bulmakta zorlanıyor."
Emre Kongar soruna şöyle yaklaştı: „Kadın hakları ve özgürlüğü sorunu bir insanlık, bir uygarlık sorunudur: Türkiye, uygarlaşmaya, demokratikleşmeye, laik ve sosyal hukuk devleti olmaya, kalkınmaya, gelişmeye, bu sorunu çözmeden devam edemez!"
Kadına şiddet Almanya da son yıllarda gittikçe hızlanarak yaşanan bir toplum sorunu. Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nin 2020'nin son aylarında açıkladığı araştırmaya göre, bu sorun korona salgını nedeniyle insanların evlerine kapanması sonucu son sekiz ayda daha da büyüdü. Aile içi şiddetten sadece kadınlar zarar görmüyor, bu şiddete tanıklık eden çocuklar da doğrudan olumsuz etkileniyor. Suçluluk ve utanma duyguları yük olarak doğrudan omuzlarına biniyor, günbegün şiddeti yaşayan kimi çocuk öldürülme duygusuyla yaşıyor, içine kapanıyor, daha çocuk yaşta çevresine güvenmeyi unutuyor, duygusuzlaşıyor, saldırganlaşıyor.
KADINA ŞİDDET TOPLUMUN UTANCI
Federal Aile Bakanlığı'nın verilerine göre 2018 yılında 34 bin kadın sığınma evlerine kaçmış. Bunlardan yüzde altmışı çocuklarını da yanına almış. Almanya'da 6 bin kapasiteli 400 sığınma evi var. Bunu, aile içi şiddetin giderek arttığı Türkiye ile karşılaştırdığımızda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın verilerine göre, ülkemizde 3 bin 500 kapasiteli 145 kadın sığınma evi olduğunu görüyoruz!
Aile içi şiddet sonucu Almanya'da 2019 yılında 245 kadın yaşamını yitirmiş. Federal Kriminal Dairesi'nin de verileri ürkütücü ve düşündürücü: Aile içi şiddetin mağduru 140 bin kadının 6 bini Türk. Resmi verilere göre, kadına şiddet uygulayan 117 bin erkek tutuklanmış, 7 bini Türk. 2019 yılında yapılan "Almanya'da Kadının Yaşamı, Güvenliği ve Sağlığı" konulu bir anketle, Türkiye'den gelin gelen kadınların yüzde 49'unun aile içi şiddet yaşadığı açıklanmıştı. Kadına şiddet çoğunlukla insanlarımızın getto yaşamı sürdürdüğü Berlin, Köln, Mannheim, Hamburg gibi büyük kentlerde görülüyor.
Bunun temel nedenleri işsizlik, yoksullaşma ve uyum çabalarının başarısız kalmış olması! Stuttgart Belediyesi'ne bağlı "FrauenFanal" adlı kuruluş, aile içinde sorunlar yaşayan, evden kaçan kadınlara rehberlik yapıyor, onları bilgilendiriyor, avukatları hukuki danışmanlık hizmeti veriyor. Sadece onlar değil, aile içinde fiziksel ve ruhsal şiddeti yaşayan çocukları da bu kuruluştan destek alıyor. Kadına yönelik şiddet sadece onun yaşam hakkını tehdit etmiyor, aile birliğini de ağır yaralıyor, topluma ciddi anlamda zararlar veriyor.
Dünya kadınları 1921'den bu yana 8 Mart'ta "Kadınlar Günü"nü kutluyor, yeni girdiğimiz 2021 yılının 8 Mart‘ında kadınların 100. yılını bakalım dünya nasıl kutlayacak? Eminim yine kimi sözler verilecek, verilen sözler yine lafta kalacak, çünkü her zamanki gibi yine rafa kaldırılacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder