Toplum Gazetesi, 7 Ocak 2021
6 Ocak 2021 günü Amerika Birleşik Devletleri‘nin başkenti Washington D.C.‘de Donald Trump'a destek gösterisi düzenleyen bir grup protestocu, polis barikatını aşarak Kongre binasına girdi. Bu, darbe girişimini anımsatan bir saldırıydı. Bu saldırıda dört kişi yaşamını yitirdi.
Amerika, her önüne gelenin istediği silahı kolayca alıp sokağa çıkabildiği bir ülkedir. 15 Aralık 1791 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'na konan bir ek maddeyle ülke vatandaşlarına silah bulundurma ve taşıma özgürlüğü tanınmıştı. Bu madde günümüzde hâlâ geçerli! Hiçbir Başkan ona dokunamıyor. Okyanus ötesi ülkede her 100 kişiden 88.8'inde silah var. 100 kişi 120 silaha sahip! 328 milyon nüfuslu ABD'de insanlar 393 milyon değişik silahı taşıyor. Dünyada sivillerin sahip olduğu silahların yüzde 42'si Amerikalıların elinde. Nisan 2019'da ABD'nin en büyük silah lobisi olan National Rifle Association of America (NRA) yıllık toplantısında ateşli bir konuşma yapan Donald Trump, katılımcılara bireysel silahlanma özgürlüğü için hep mücadele edeceği sözü vermişti. Başkan'a göre günümüzde vatandaşlarının bu özgürlüğü bir kuşatma altındaydı! Amerika Birleşik Devletleri'nde 2019 yılının ilk yedi ayında gerçekleşen 32 silahlı saldırıda üç yüzün üzerinde insan öldürüldü.
Oslo'daki Peace Research Institute'un uluslararası silah ticareti uzmanı Nicholas Marsh'ın araştırmasına dayanarak yaptığı açıklamaya göre, 2010 ile 2016 arasında Avrupalı silah şirketleri ABD silah pazarına yaptıkları satışlarını ikiye katlamış! Çok ölülü saldırılarda kullanılmış olan silahları Amerikalılara satan çoğunlukla Alman, İsviçre, Fransız, Avusturya ve İtalyan şirketleri! İsrail'li gazeteci Shir Hever'le Alman gazeteci Wolfgang Landgraeber'in ("Öldürerek Yaşamak" kitabının yazarı) Şubat 2019'da açıkladığına göre, İsrail de otuz yıldır dünya silah pazarında çok başarılı ve şu sıralar ilk ona girmeyi başarmış!
Gelişme korkutucu…
Bu yazıyı kaleme alırken aklıma geldi: Stuttgart'taki Baden-Württemberg Eyaleti İçişleri Bakanlığı'nın, New York'ta 14 Ağustos'ta yaşanan, yedi insanın öldüğü, ellinin üzerinde insanın da yaralandığı dehşet verici silahlı saldırıların ardından yaptığı bir açıklamaya göre, 2014 yılında eyalette, kendini ani bir saldırıya karşı korumak isteyen 40 bin insan ürkütücü silah ruhsatı için müracaat ederken, bu sayı 2019 yılının ilk altı ayında 85 bine çıkmış! Korkutucu bir gelişme. Artık Almanya'da da insanlar devletin onu koruyacağına inanmıyor gibi. Stuttgart'taki Eyalet Polis Sendikası Başkanı" Oliver Malchow, bunun çok tehlikeli olduğunu söylüyor. Son yıllarda tüm Almanya'da gittikçe daha çok aşırı sağcının da, küçük çapta silahlara ilgi duyduğu biliniyor. Solcu Parti milletvekillerinden Ulla Jepke aşırı sağcı, yabancı düşmanı Almanya için Alternatif Partisi'nin günümüzde insanlarda korku yaratmayı başardığı kanısında.Yeşiller Partisi iç güvenlik sözcüsü İrene Mihalic de benzeri görüşte: "Özel kişilerin gittikçe daha çok silahlanması güvenliği değil, uyuşmazlıkların kaba kuvvete dönüşmesi riskini arttırır."
Freiburglu öğretmen Jürgen Graesslin yıllar önce çevresine topladığı ‘savaş karşıtlarıyla yaşama geçirdiği "Silah ticaretini durdurun" kampanyası kapsamında Almanya'nın büyük silah yapımcısı Heckler & Koch'la savaşıyor. Stuttgart'ın güneyindeki Oberndorf kasabası ve çevresinin en büyük işvereni olan kuruluşun son yıllarda, Meksika'ya – bir bölümü izinsiz –toplam değeri 25 milyon Avro olan 10 bin adet G36 modeli tüfek ihraç ettiği ve bunlardan çoğunun ülkenin huzursuz bölgelerinde kullanıldığını Graesslein ortaya çıkarmıştı.
Eylül 2014'de Meksika mafyasının kaçırdığı 48 üniversite öğrencisi de, Heckler & Koch'un ‘kaçak' tüfekleriyle öldürülmüştü. Öğretmen Graesslin'in açtığı dava geçen şubat ayında sonuçlandı, Stuttgart Asliye Mahkemesi silah yapımcısına 3,7 milyon Avro para cezası verdi, ancak karar temyiz edildi, Federal Mahkeme bu kararı 11 Şubat'ta yeniden görüşecek.
6 Ocak'ta Washington'da Kongre binasına yapılan saldırı, dünyamızı yöneten üç büyük ülkeden biri olduğu bilinen ABD'deki gelişmelerin çok göz korkutucu olduğunu kanıtladı. Donald Trump'un son dört yılda ülkesini nasıl baskıcı, kabadayı havasında yönettiğini anımsarsak bu olaya şaşırmamak ve ülkede silah sevdalıların daha çok saldırgan Cumhuriyetçiler arasından çıkmasını da olağan (!) karşılamak gerekiyor.
3 Kasım seçimlerinin ardından düzenlenen Trump yanlısı nümayişlere yüzlerce silahlı grup katılmıştı. „Anti-Defamation League"den uzman Mark Pitcavage'ın açıklamalarına göre, bu saldırgan Neofaşist gruplara yüz bine yakın silahlı Trump hayranı üye! Bu gruplar sokaklara döküldüklerinde üzerlerinde korkutucu üniformalar taşıyorlar. Sanki savaşa gidiyorlar. Onların dünyası ‘saldırganlık' üzerine kurulmuş! Zor duruma düştüklerinde polise güvenmiyorlar, kendi kendilerini koruyorlar. Geçmişteki Amerikan hükümetlerine terörle mücadele danışmanılığı yapmış olan siyasal bilimci Seth G. Jones: "Modern Amerika tarihinde bir seçimin ardından ilk kez politik bir kaba güç yaşanıyor!" diyor.
İnsanlarına bireysel silahlanma özgürlüğünü açık açık tanımış olan Donald Trump'un toplumda temizlenmesi zor lekeler bırakmış olduğu önümüzdeki ay ve yıllarda kendini daha çok belli edecek gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder