Cumhuriyet 07.08.2005
AHMET ARPAD
PRAG
PRAG
Saat 12'ye 5 var. Eski belediye binasının
tarihi kulesinin dibine toplanmış insanlar. Başlar havada. Az sonra küçük
kapılar açılacak, figürler dışarı çıkacak, çanlar çalacak. Fotoğraf makineleri
ayarlanmış, bekleşiyor Amerikalılar, Japonlar ve ötekiler... Kulenin karşısındaki
lokanta, bar ve kafelerin masaları da tıka basa dolu. Birden A rnavutkaldırımı
yolda nal sesleri. Kara bir fayton görünüyor. Üstü açık. Atlar kara, melon
şapkalı faytoncu da. Sadece yolcuları beyazlar içinde. Gelinle damat, ellerinde
çiçekler, iki de küçük kız. Kalabalık yol açıyor. Kulenin tam dibinde duruyoratlar.
Yakışıklı damat güzel gelinin inmesine yardımcı oluyor. Aynı anda çanlar
başlıyor çalmaya. İnsanlar heyecanlanıyor. Bir kıpırdama. Kulenin açılan
kapılarından ölüml ü azizler çıkıyor peş peşe. Yüzlerce fotoğraf makinesi
aynı anda birkaç bin fotoğraf çekiyor. Damatla gelin de dijital kameralarda
hafızaya alınıyor. Faytoncuelinde kocaman bir kafes , yanlarına yaklaşıyor.
Yeni evliler kafesin kapısını açıyor. Üç beyaz güvercin havalanıyor. Yükseliyorlar
bir arada. Sivri kulelerdenbirine tüneyip aşağıda olup biteni seyrediyorlar.
Bu işi daha önce pek sık yapmışlar gibi. Belki az sonra evlerine dönecekler.
Yarın başka bir çifti mutlu etmek için yine buraya getirilecekler! Çanlar
susuyor. Binlerce insan ağır ağır dalıyor kentin sokaklarına. Büyük alana
doğru yürüyoruz. Burası da kalabalık. Sıra sıra faytonlar, üstü açık tarihi
otomobiller gezdirecek müşteri bekliyor. Kocaman binalar, boy boy yüksek
sivri kuleler. İnsan nereye, ne zaman bakacağını şaşırıyor. Birkaç adım
sonra Paris C addesi ' ndeyiz. Geniş bir bulvar, ağaçlıklı. Prag insana
Budapeşte ile Viyana'yı çok anımsatıyor. Ne de olsa üçünün de geçmişi aynı
monarşi. Kocaman, tarihi, süslü, yüzyıllık yapılar. Hepsi elden geçmiş,
bakımlı. Altlarında mağazalar Paris'i aratmayan. Çoğunun sahibinin Amerikalı
Yahudi olduğu söyleniyor. Demirperdenin kalkmasının ardından 30bin Yahudi
Prag'a dönmüş, Hitler' den kaçanların torunları. Az sonra sokaklar daralıyor.
Franz Kafka' nın dünyasına giriyoruz. Güney Bohemya'dan gelip Prag'ın Yahudi
mahallesine yerleşen Hermann Kafka' nın oğlu Franz tüm yaşamını bu Moldau
kentinde geçirir. Hukuk öğreniminin ardından bir sigorta şirketinde çalışır.
Babası bu arada Kinski Palas'ta kocaman bir kumaşçı dükkânı açmıştır. Yahudilerin
gettosu Josefov'un sokakları Kafka'nın dünyasıdır. Praglı yazarlar Yaroslav
Haşek ve Yahudi Egon Erwin Kisch dostlarıdır. Max Brod' la da Cafe Louvre'da
sık sık buluşur, sohbet eder, tartışır. Fakat Kafka hep bu çevrenin içinde
kalamaz, zincirleri kırar, dışına da çıkar. Prag'ın başka semtlerinde,
sokaklarında da yaşar. Bu arada birkaç yılını Prag Kalesi'nin gölgesinde
uzanan ''Simyacılar Sokağı'' 22 numarada geçirir. Ortaçağdan kalma ''cüce''
evlerin damına dokunuyorsunuz elinizi uzattınız mı... Sonra yine taşınır,
bir başka yere, nehre yakın havasız ve rutubetli iki odalı bir yere. Bu
arada hastalığı ilerler. Kafka belki de yaşamında ilk kez terk eder Prag'ı
uzun süre için. Viyana yakınlarındaki Kierling'e tedaviye yollanır. 1924
yılında, 41 yaşında orada ölür. Prag'ın Zelivskeho Mahallesi'ndeki Yeni
Yahudi Mezarlığı'nda yatıyor... Birkaç adım sonra eski gettonun tam ortasındayız.
Sokaklar dar, karmakarışık, düzensiz. Bir Franz Kafka heykeli. Kara. Dibinde,
çiçekleri çoktan solmuş bir çelenk. Az ötede eski, yeni sinagoglar, iki
saatli belediye binası, altı yüz yıllık bir mezarlık. 1439-1787 arasında
buraya on binler gömülmüş. Mezarlık enine büyüyemediği için ölüler üst
üste. Şu sıra on iki bin taş sayılıyor. Tam bir karmaşa var dünyanın bu
en eski Yahudi mezarlığında. Moldau Nehri'nin çamurundan bir golem yarattığı
iddia edilen haham Löw de burada yatıyor. Yarattıktan sonra çıldırdığı
için yine yok etmek zorunda kaldığı golemin parçalarının eski-yeni sinagogun
temellerine karıştırılmış olduğu anlatılıyor. Karel Capek' in ''R.U.R.'',
Gustav Meyrink' in ''Golem'' ve Harry Mulisch' in ''Süreç'' romanlarına
konu olmuş Praglı haham Löw'ün bu yapay insanı. Tarihi mezarlığın İkinci
Dünya Savaşı yıllarında yok edilmemiş olmasını Hitler ile Nazilerin Prag
sorumlusu Heydrich'e borçluyuz! Savaşı kazandıktan sonra yok olmuş bir
ırkı gelecek nesillere göstermek için kuracağı müzenin Prag'da olmasına
karar vermiş Hitler. Führer'in bu amaçla toplattığı on binlerce Yahudi
eşyasının bir bölümü şimdi Prag Yahudi Müzesi'nde sergileniyor. Gettodan
çıkıp nehre doğru hızlı adımlarla yürüyoruz. Az sonra Karl köprüsünün girişindeyiz.
Kalabalık mı kalabalık burası. Turistten geçilmiyor. Beyaz denizci üniformaları
giymiş zenciler gelene geçene el ilanları dağıtıyor. Moldau Nehri'nde bu
akşam yapılacak yemekli-müzikli geziye müşteri topluyorlar. Akşam oluyor
Prag'da. Güneş batmaya hazırlanıyor. Karşı tepede yükselen Aziz Veit Katedrali'nin
sivri kuleleri arasında kıpkırmızı. Köprüde satıcılar, ressamlar, müzisyenler,
caz müziği ile dans eden turistler...
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder