17 Ağustos 2025

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"

Aydınlık Avrupa, 17.08.2025

STUTTGART – AHMET ARPAD

Çoktandır bekliyordum, sonunda geçenlerde gerçekleşti. İki ev ötedeki komşum, yıllardır her Cumartesi lüks otomobilini garajından çıkarıp kaldırıma park ediyor ve bir saate yakın suyla, sabunla bir güzel yıkıyordu. Geçen hafta eve döndüğümde villasının önünde bir polis otomobilinin durduğunu gördüm. Yaşlı ve zengin komşu polislerle tartışıyordu. Kapıyı açıp bahçeye girdim, durdum ve kulak kabarttım. Genç memurlar komşuma yaptığının yasa dışı olduğunu söylüyordu. Çünkü hem yayalara engel oluyordu, hem de şampuanlı pis suları kanalizasyona akıtıyordu. Polisler para cezasından söz edince yaşlı komşu sesini yükseltti. Daha çok dinlemeyip içeri girdim. Kendini haklı görmekte inat ediyordu! Bakalım zengin komşu haftaya Cumartesi lüks otomobilini nerede yıkayacak?

Alman dilinde bir özdeyiş vardır: "Parası olan güçlüdür, güçlü olan haklıdır!" Bir süre önce benzeri başka bir olaya tanık olmuştum. Karşıdan karşıya geçmek üzere çizgili yaya geçidine doğru yürüyordum. Aynı anda spor giysili genç bir kız koşarak geçide geldi ve hiç durmadan caddeye atladı. Onu son anda fark eden küçük otomobil frene bastı. Hemen arkasındaki gösterişli SUV zar zor durdu, tamponlar neredeyse birbirine değdi. Zengin aracının (!) kapısı açıldı, iri yarı bir adam aşağı indi, hızla öndeki otomobile gitti ve el kol hareketleriyle bağırıp çağırdı. Söylediğine göre küçük aracın sahibi haksızdı! Bence ise haksız olan koşarak çizgili yaya geçidine atlayan kızla, dev aracını öndekine çok yakın süren SUV'inin şöförüydü. Küçük otomobilin penceresi açıldı, ufak tefek bir adam bir şeyler mırıldandı, iri yarı, şık giyimli SUV sahibi ise elleri belinde bir şeyler homurdandı. Sanki: "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" diyordu. Çok öfkeli olduğu yüzünden okunuyordu. Birden arkasına döndü ve dev aracına bindiği gibi hızla olay yerinden uzaklaştı...

Güçlünün kendini hep haklı sanmasını, bir zamanlar gazetelere yansıyan ilginç bir başka olay da kanıtlamıştı. Stuttgart'ın güzel Schloss alanındaki her yanı camdan kübik bina Sanat Müzesi. En üst katında masaları hep dolu bir lokanta var. Gazetelerin yazdığına göre eyalet başbakanı bir akşam yanında misafirleriyle içeri giriyor. Rezervasyonu filan yok. En önde manzaralı bir masa istiyor. Lokanta dolu. Şef garson arkalarda masa vermek zorunda kalıyor. Başbakan bağırıp çağırarak lokantadan ayrılıyor.

Orta sınıf kayboluyor 

Alman toplumunda son yıllarda dikkati çeken bir gelişme yaşanıyor: Dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olan Almanya'da devletin kasasına giren vergiler rekor düzeydeyken fakirle zengin arasındaki makas gittikçe açılıyor. Orta sınıf kayboluyor, kendini seçkin sanan yeni zenginler çoğalıyor. Toplumsal sorunların sürekli arttığı, günlük yaşamın zorlaştığı ülkede gittikçe daha çok insan artık yalnız, fakir ve ümitsiz. Almanlar kendilerinin ve ülkenin geleceğinden korkmaya başladı. Milli gelirin %50'sine nüfusun %10'nun sahip olduğu bilinen bir acı gerçek! Resmi verilere göre Almanya'da 6 milyon çocuk ve genç fakir ailelerde yaşıyor. Bu sayı son on yılda ikiye katlanmış! Ekonomisi güçlü ülke "aile ve eğitim fakiri" listesinde birinci sırada.

Toplumsal gerçekleri kavramak istemeyenler

Darmstadt Üniversitesi'nden sosyoloji profesörü Michael Hartmann "Burnu Büyükler" adlı kitabında günümüz Almanyası'nda ekonomide, politikada ve üst düzey yönetimde yanlarına kimseyi sokturmayan yaklaşık 4 bin 'seçkin' olduğundan söz ediyor! "Bu kişiler bir yandan ülke toplum yaşamında etkili olurken, diğer yandan da insanlardan uzaklaşıyor, içlerine kapanıyor", diyor Prof. Hartmann. "Kendileri gibi olmayanlarla kesinlikle görüşmüyorlar." Onlar aldıkları kararların ve gerçekleştirdiklerinin kuruluşları, şirketleri ve partileri için doğru olduğuna yüzde yüz inanıyor. Kökenleri, yetişmeleri ve eğitimleri 'elit' olan bu insanlar toplumsal gerçekleri her zaman kavrayamıyor, kavramak istemiyor, çoğunluğun yaşamından gittikçe uzaklaşıyor! Kendi evrenlerinde yaşayan bu seçkinlere (!) günümüz Avrupası'nda sayıları hızla artan sağcı popülist partilerde de rastlanıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder