Toplum Gazetesi/ALMANYA, 5 Mart 2023
Kocaman çınarların dalları karlar içinde. Hava soğuk mu soğuk. Dar yollar kar kaplı. Tarihi mezar taşları arasında gezinen birkaç yaşlı insan. Stuttgart'ın Fangelsbach mezarlığı bu sabah biraz ürpertici. Kilisenin yanından uzanan yolun sonunda bakımlı bir mezar. Onun da üzeri kar kaplı.
Büyükçe taşında yazdığına göre en son gömü 1911 yılında yapılmış. Goethe ile birlikte Alman edebiyatında klasik dönemin en önemli temsilcisi sayılan Friedrich Schiller'in (10 Kasım 1759 Stuttgart-Marbach – 9 Mayıs 1805 Weimar) oğlu Ludwig, torunu Friedrich ve onun eşi Mathilde 1857'den günümüze burada yatıyor. 2005 yılında mezarları açılmış, kemikleri çıkarılmış ve DNA analizinin ardından küçük bir törenle tekrar gömülmüştü.
1805 yılında Weimar'da ölen ve önce toplu bir mezara konan Schiller'in kemikleri anlatılanlara göre 1826 yılında prensler kabristanına taşınır. Fakat kısa süre sonra Weimar'da yatanın Schiller olmadığı iddiaları yükselmeye başlar. Ta ki 1959 yılında Gerassimov adlı bir Rus doktor kabristandaki kafatasıyla kemiklerin Schiller'e ait olduğuna karar verene kadar.
Ancak ünlü yazarın 200. ölüm yılında Alman televizyonu MDR aracılığı ile yeni ve çok kapsamlı bir araştırma başlatmıştı. İşte bu girişimler kapsamında Freiburg Üniversitesi Stuttgart'taki aile mezarında yatan oğlu ile torununun kemiklerini incelemiş ve Weimar'daki kafatasının Alman edebiyatının bu ünlü yazarına ait olmadığı kesinlikle saptamıştı.
2009 yılında Stuttgart-Marbach doğumlu Schiller'in 250. doğum yıldönümü törenleri nedeniyle konuşan Antropolog Ursula Wittwer: "On dokuzuncu yüzyılda ünlü kişilerin kafatasları meslektaşlarımın çok ilgisini çekerdi," demişti. Schiller'in kafatasının da o yıllarda çalınmış olduğu tahmin ediliyor! Kimi söylentilere göre 1826 yılında kafatasını Goethe'nin yazı masasında görmüş olanlar da var!
Goethe İle Yakın Dostluk
Aydınlanma çağının en önemli bu düşünürünün idealizmi, bireyin ruhuna ve özgürlüğüne öncelik tanır. Heyecanlıdır, ateşlidir, amaçlarına ulaşmak için hep isteklidir. Okul yıllarından başlayarak kendini hep baskı altında hisseder, dük Karl Eugen döneminde yaşam onun için dayanılmaz olunca 1782'de Stuttgart'ı terk eder ve Weimar'a yerleşir. Goethe ile yakın dostluğu işte o yıllarda başlar. “Wilhelm Meister“ romanını yazması için onu zorlar. Goethe de Schiller'i "Wallenstein" eserini yazması için yüreklendirir, hatta Weimar'da sahneye konduğunda oyunun rejisörlüğünü yapar. Schiller "Haydutlar"ın ilk baskısını kendi cebinden öder, borç parayla da bir edebiyat dergisi çıkarır. Ölümüne yakın son sözleri: "Artık her şeyi daha sade, daha berrak görüyorum..." olur. Schiller'in ardından "Varlığımın yarısını yitirdim", diyen Goethe için sahip olduğu en değerli hazine, aralarındaki yazışmalardır. Bir süre sonra bütün mektupları yayınlatır.
Schiller Milli Kütüphanesi'nin arşivlerindeki Alman edebiyatının Goethe'den Kafka'ya on binlerce belgesine 2000'li yıllarda yenileri de eklendi. Fischer Yayınevi'nin ardından Suhrkamp ve İnsel Yayınevleri de çok değerli arşivlerini kütüphaneye verdiler. Hofmannstahl, Rilke, Kafka, Zweig, Frisch, Enzesberger, Walser gibi 20. yüzyıl Alman dili edebiyatının yıldızlarının elinden geçen müsveddeler ve mektuplar şimdi Marbach'da herkese açık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder