Toplum Gazetesi Almanya, 3 Temmuz 2022
AHMET ARPAD
Hepsi de Stuttgart'ın göbeğinde. Neredeyse yan yanalar. Tarihi saray, eyalet kütüphanesi, devlet opera, bale ve tiyatrosu, devlet sanat galerisi, konservatuvar, eyalet meclisi ve tarih müzesi! Sanırım başka hiçbir kentte böylesine birbirlerine yakın, böylesine iç içe değil sanatla kültür, tarihle politika! Kentin göbeğindeler, kocaman bir parkın içindeler.
Ünlü mimarlar tarafından değişik stilde inşa edilmiş bu yapılardan biri de, sergilediği eserlerle Baden-Württemberg eyaletinin geçmişini anlatan tarih müzesi. Orada bundan birkaç yıl önce
"Onlar Yürekliydi" adlı bir sergiyi izlemiştim. Sayısız tarihi belge ve fotoğraftan oluşan serginin ana konusu 1933-1945 yılları arasındaki Alman toplumu ve direnişçilerdi! Naziler'in başa geçmesinin ardından Hitler'i, anayasa olanak tanımadığı için iktidardan uzaklaştırmak mümkün değildi. Naziler faşist iktidarların tümünün yaptığı gibi korkutma, sindirme ve hile yollarına başvurarak kısa zamanda hem yürütme, hem de yasama gücünü ele geçirmişlerdi! Bu süreçte toplum içinde komünistlerden, sosyalistlerden ve solculardan oluşan direniş gruplarının yanı sıra tek tek idealistler de görülmeye başlamıştı. Ancak hemen hemen hepsi Nazilerin acımasız takibi sonucu savaş yıllarından önce toplama kamplarına sürülmüştü. Bu insanların başarısız olmasının en önemli nedenlerinden biri de Nazi tehlikesi karşısında "üç maymun"u oynamayı yeğleyen ülke toplumundan hiç destek görmemiş olmasıydı! Bunun en iyi örneklerinden birini de yazar Hans Fallada'nın ünlü romanı "Herkes Tek Başına Ölür"de görebiliriz. Biricik oğulları cephede ölen işçi bir karı kocanın Nazilere tek başlarına direnişini anlatan roman yaşanmış olaylardan yola çıkmış. Çevrelerinden hiç destek görmeyen yaşlı "Quangel"lerin sonu idam olur!
"Onlar Yürekliydi"
Stuttgart Tarih Müzesi'ndeki sergide yalnız bırakılmış Hitler karşıtlarının yaşamı günümüz insanlarına bir daha anımsatılmıştı. Scholl kardeşler ve "Beyaz Gül" direniş grubu, suikast yolunu deneyen özgürlük düşkünü genç marangoz Georg Elser'e vitrinler ayrılmıştı. 20 Temmuz 1944 günü Kont Claus Schenk von Staufenberg ve kardeşi Berthold Hitler'in İkinci Dünya Savaşı'nda Doğu Cephesi karargâhı olan Wolfsschanze'de bir suikast girişiminde bulunurlar. Başını çektikleri Schwarze Kapelle girişimi üyeleri Hitler ve çevresindekilerin savaşı kazanamayacağını inancındadır. Ancak suikast başarısız olur, direnişçiler hemen ertesi gün kurşuna dizilir. Stuttgart Tarih Müzesi, çocukluğunu ve gençliğini Stuttgart'ta geçirmiş olan Kont Claus Schenk von Staufenberg'i sürekli bir sergiyle anıyor.
Birkaç yıl önceki "Onlar Yürekliydi" adlı sergide anılanlardan biri de, Hitler yıllarının Stuttgartlı genç sendikacısı Willi Bleicher'di. Gestapo'nun 1934'te hapise attığı ve 1938'de hapisten çıkarmadan doğru Buchenwald toplama kampına sürdüğü Bleicher orada savaşın sonuna kadar kalır. Kendisine verilen görev, diğer tutuklularla kamp yönetimi arasında ilişki kurmaktır. Bleicher, bu görevini "kötüye kullanarak" çalıştırılan birçok tutuklunun hiç olmazsa aç kalmamasını sağlar. 1958'de yazdığı, ilerde filme de çekilen "Kurtlar Arasında Çıplak" adlı romanının kahramanı, gaz odasından kurtarmış olduğu üç yaşındaki Yahudi çocuğu Jetyz Zweig'dır. Büyük bir enflasyonun yaşandığı ve toplum yaşamının neredeyse çöktüğü 1920'li yılların Almanyasında yetişen Bleicher'in şu sözü ilginçtir: "İnsan olarak en önemli görevimiz üzerinde yaşamaya değer bir dünya yaratmaktır."
Almanya'da baskı rejimi toplumu ezerken Bleicher ve diğerleri çoğunluk gibi olup biteni görmezlikten gelmemiş, hayatlarını tehlikeye atarak hemcinslerine yardım etmişti! Savaş sonrasında Bleicher ülkenin en büyük sendikası olan Metal Sendikası'nın başına geçerek ünlenmiş, fabrika işçilerinin isteklerini endüstri patronlarından kopara kopara almıştı. 2012 yılından bu yana yazıları, radyo röportajları, belge filmleriyle Almanya'da işçi haklarına destek veren gazetecileri Willi Bleicher Ödülü'yle onurlandırılıyor. Adı caddelere verilmiş, sendikanın dev tarihi binasına da!
Stuttgart Tarih Müzesi'nin hemen karşısındaki Devlet Tiyatrosu geçen hafta 2022/2023 sezonu oyun planını basına açıkladı. Önümüzdeki 12 ay içinde Schiller, İbsen, Brecht, Shakespeare, Dürrenmatt, Büchner, Molière, Kästner ve Ende sahneye konacak. Murat Yeğiner'in yönettiği, konusu Türkiye'den Almanya'ya işçi göçünü ters açıdan ele alan ve çalışmak için İstanbul'a giden bir Alman'ın yaşadıkları olan "İstanbul-Bir Şarkı Resitali" adlı müzikal de Sezen Aksu şarkıları eşliğinde 9 Haziran 2023 – 15 Temmuz 2023 arasında Eski Tiyatro'da sahnelenecek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder