Aydınlık Avrupa, 30.08.2025
STUTTGART - AHMET ARPAD
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Ağustos ortalarında 2025 yılı içinde 5 binden fazla yangınla mücadele edildiğini açıkladı. OGM'nin açıklaması şöyle: "27 uçak, 105 helikopter, 5 binden fazla kara aracı, 25 bin personel, 132 bin gönüllü yangınların afete dönüşmesini engellemek için savaş halindeyiz..." Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) paylaştığı verilere göre Ocak–Temmuz döneminde 4.426 orman yangınında yaklaşık 49.769 hektar ormanlık alan yandı.
"Yeşil ile bezenmiş bir çevreden özgür düşünce doğar" sözlerini Başbakan Erdoğan 2013'de söylemişti. Çok doğru! O günlerde Orman ve Su İşleri Bakanlığının, Gazi Üniversitesi Gölbaşı Yerleşkesi'nde yapılan "5 Milyon Üniversite Öğrencisi İçin 5 Milyon Fidan Dikimi" törenine katılan törende konuşan ve Ziya Paşa'nın, "Eşek ölür, kalır semeri, insan ölür, kalır eseri" sözünü hatırlatan Erdoğan: "Bu eserlerle övüneceğiz, lafla değil" demişti. "İddia ediyorum, en az 100 yıllık tarihi süreç içinde en talihli genç nesil işte bugünün genç neslidir... Biz sadece bugünü değil, yarınları, sadece kendimizi değil çocuklarımızı, torunlarımızı da düşünüyoruz. Ağaç dikme konusunda, çevre hassasiyeti konusunda kimse bizi eleştiremez. Biz ağaç dikme konusunda, çevrecilik konusunda Cumhuriyet tarihinin en büyük projesini yürüttük. Bu topraklara, bu ülkenin şimdiye kadar gördüğü en fazla fidanı biz diktik. Şu ana kadar 3 milyar fidan dikildi. 2008-2012 yılları arasında, Cumhuriyet tarihimizin en büyük ağaçlandırma ve erozyon kontrolü seferberliğini hayata geçirdik. Şimdi de 5 milyon öğrenciye 5 milyon fidan dikiyoruz."
"Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz"
Modern kentler inşa ederken insanların doğal yaşamdan kopmamasına, ağaçtan ve yeşilden ayrılmamasına özen gösterdiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan şöyle devam etmişti: "Ağaç dikme konusunda, çevre hassasiyeti konusunda kimse bizi eleştiremez, kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz. Bütün rakamlar ortada."
Aynı günlerde AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı da Web sitesinde başka bir gerçeğe dikkati çekmişti: "Kirli hava tabakası canlı hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. İstanbul nüfusunun hızlı artışı ve kalitesiz yakıt kullanımı nedeniyle 1985 yılından sonra hava kirliliği yaşanır olmaya başlanmıştır. 1990'lı yıllardan sonra da tehdit edici boyutlara ulaşmıştır..." İstanbul gazeteleri de bu ölümcül tehlikeyi konu yapmış: "İstanbul'da yaşamak ömrü 4 yıl kısaltıyor" diye başlık atmışlardı! Yeşile zarar veren karbondioksit, azot monoksit, yeraltı sularına karışan nitratlar ve tarlalardaki çeşitli asitler kanser hastalığının baş nedenlerinden biri.
Ağacın olmadığı yerde insan yaşayamaz
Ağaçlar insanın neden olduğu hava kirliliğinin yüzde 50'sini temizliyor. Uzmanların açıklamalarına göre bir hektar ladin ormanı yılda 32 ton, bir hektar kayın ormanı yılda 68 ton, bir hektar çam ormanı da 30-40 ton karbondioksit yüklü havayı emiyor. Sadece bir kayın ağacı saatte 1,5 kilogram oksijen üretiyor. Ağaç yaşlandıkça insanlara yararı artıyor. Örneğin 100 yaşındaki, 35 metre boyundaki bir kayın yılda 2,5 ton karbondioksit filtre edebiliyor. Bu nedenle endüstri ülkelerinin büyük kentlerinde yeşil alanlar çok önemli. 600 bin nüfuslu Stuttgart'ın merkezinin yüzde yirmisi yeşil alanla kaplı. Avrupa'nın en büyük parklarına sahip Viyana'da kişi başına 25 metrekare yeşil alan düşerken, her gün 4 milyon aracın yollarını aşındırdığı dev kent İstanbul'da bu alan bir metrekarenin altında. Sağlıklı bir yaşam için ise kişi başına en az on metrekare gerekiyor!
30 Eylül 2010 günü Stuttgart'ta kent merkezindeki 25 tarihi ağacın kesilmesini engellemek isteyen kadınlı erkekli, genç, yaşlı binlerce kişiye gaz ve tazyikli su sıkan, onları sert coplarla döven polis, altısı ağır olmak üzere dört yüz kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Bu olay beş ay sonraki seçimlerde eyalet başbakanının başını yemiş, açılan ve uzun süren davalar sonucu emniyet müdürüyle beş polis de değişik cezalara çarptırılmıştı!
Yeşil örtü hızla yitiriliyor
Dostlarla güney Karaorman'da yürüyüşteyiz. Az sonra Donaueschingen geride kalıyor. Ağaçlar sıklaşıyor. Sağımız solumuz çamın çeşidi. Ötelerde, güneyde, Feldberg Dağı. Doruğu 1500 metre. Yamaçları yörenin ünlü kayak merkezi. Çevresindeki göller her mevsim turist çekiyor. Sağlıklı, temiz hava ve doğanın eşsiz güzelliği bura insanının geçim kaynağı. Madalyonun bir yüzü güzel. Mutlu edici. Ancak bir de tam karşıtı öteki yüzü var. Daha gerçekçi olanı. Bütün Avrupa'da olduğu gibi Karaormanlar'da da ağaçlar ölüyor. Ülkenin en büyük yeşil örtüsü tüm önlemlere karşın yitiriliyor. Otomobil egzozlarının değiştirilmesi, yeni benzin türlerinin denenmesi, fabrika bacalarına özel filtreler takılması pek işe yaramıyor. Hava kirliliği devam ediyor, asitli yağmur ve asit yüklü sis bulutları ormanlara iniyor, ağaçlar yavaş yavaş ölüyor. Karaormanlar'da yapılan yürüyüşlerde ağaçların yaşam savaşını yakından görmek mümkün.
İnsan, kafasında bu gibi kötümser düşüncelerle Karaormanlar'da gezinirken ister istemez anavatanını düşünmeden edemiyor. Türkiye'nin endüstri girmiş büyük kentleri, hava ve çevre kirliliğinin hiçbir önlem alınmadan dev adımlarla ilerlediği güzel İstanbul, Marmara Denizi, Akdeniz'in temiz kalabilmiş köşelerinden cennet Gökova, Yatağan Termik Santralı çirkin örneği gözlerinin önüne geliyor. Oralarda doğa elden çıkarılmış, insan çoktan unutulmuş!
13 milyon ağacı kesenler...
Üniversitesi ve büyük katedraliyle ünlü güzel Freiburg'a yaklaşırken aklımız hâlâ anavatanda! Düşünmeyi sürdürüyoruz: Yeşilin hızla betonlaştığı, on binlerce ağacın kesildiği İstanbul'da acaba yılda kaç ölümün nedeni hava kirliliği? Bunu ne soran var ne de araştıran. Hava kirliliğinden tek ölen ağaç mı? Türkiye'de maden ocakları, taş ocakları, termik santrallar ve havalimanları uğruna on binlerce ağaç kesmeyi sürdürdüler. İstanbul'a yeni havalanı inşaatı öncesi ÇED raporuna: "2.5 milyon ağaç kesilecek" diye yazdılar, fakat sonra inşaat sürecinde 13 milyon ağacın kesildiğini Kuzey Ormanları Savunması uydu görüntüleri aracılığıyla yaptığı analizle kanıtlamıştı. 2012-2019 yılları arasında 13 milyon ağacın 8 milyonu havalimanına, 1.2 milyonu havalimanı inşaatı için açılan taş ocaklarına, 3.7 milyonu da havalimanına gidiş sağlayan Kuzey Marmara Otoyolu'na kurban edilmişti.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu o günlerde sunduğu yazılı soru önergesinde, 3. Boğaz Köprüsü uğruna 2 milyon 700 bin ağacın kesilmesiyle doğanın ve insan sağlığının olumsuz etkileneceğinden, hava kirliliğinin toplu ölümlere neden olabileceğinden söz etmişti. Ancak İstanbul'a oksijen pompalayan ormanlara yine de kıyılmış, yeni bir Boğaz köprüsü uğruna milyonlarca ağaç yine de kesilmişti. Bu öyle bir kıyım olmuştu ki, şimdi uzaydan bile görünüyor! Tanrıkulu sormaya devam etmişti: "Ağaçların kesilmesi İstanbul'da hangi hastalıkların artmasına neden olacaktır? İstanbul'da yılda kaç kişi hava kirliliğinden yaşamını yitriyor?" O günlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise, dünyanın en büyük kentlerinden birine oksijen pompalayan ormanlarda üç milyona yakın ağacın kesilmesine nedense hiç ses çıkarmamıştı!
Top tüfek kullanmadan insan öldürenler
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) son yıllardaki açıklamaları tüyler ürpertici: "Avrupa'nın büyük kentlerinde yaşayan insanların yüzde doksanı ciğerlerine zehirli hava dolduruyor!" WHO'ya göre sadece Avrupa'da yarım milyon insanın erken ölümüne hava kirliliği neden oluyor. 'European Study of Cohorts for Air Pollution Effects'in (ESCAPE) bir araştırması da ciğer kanseriyle kalp yetmezliğinin ana nedeninin hava kirliliği olduğunu kanıtlıyor. Yeşil hızla betonlaşıyor! Göller çöl oluyor. Önce ağaçlar ölüyor, sonra da insanlar...
Avrupa Ekonomik Alanı'nın açıklamasına göre, 2022 yılında Almanya'da partikül madde (PM2.5) kaynaklı hava kirliliği nedeniyle toplam 69.865, dizel egzoz kirleticisi NO2 nedeniyle de 28.464 kişi yaşamını yitirdi. Buna karşılık, aynı süreçte ülke genelinde trafik kazalarında yaklaşık 2.800 kişi öldü. Hava kirliliğinden ölümlerin başlıca nedeni kalbin yeterli kan ve oksijen alamaması. Her yıl 7 Eylül'de kutlanan 'Mavi Gökyüzü Uluslararası Temiz Hava Günü'nde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa'da havayı temizlemek için ortak çabaların yoğunlaştırılması çağrısında bulunuyor ve hava kirliliğiyle savaşırken daha güçlü ortaklıklara ve daha fazla yatırıma ivedi gerek olduğunu vurguluyor. Tehlike büyük. Nedeni de insan!
CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun 8 Ağustos 2025 tarihinde, bundan 40 yıl önce üç üniteyle devreye giren Yatağan Termik Santralı'nı bölgeye verdiği yeni zararlar nedeniyle meclis gündemine taşıdı: "Son günlerde yoğun biçimde gözlemlenen hava kirliliği başta çocuklar, yaşlılar ve solunum rahatsızlığı bulunan vatandaşlar olmak üzere tüm bölge halkının sağlığını olumsuz etkiliyor." İnsanlar insanları öldürüyor! Top tüfek kullanmadan! Hava kirliliği, orman yangını, ağaç kıyımı, susuzluk... Tümünün de nedeni bizleriz! İnsanoğlu intihar ediyor, farkında değil! En son haberde geçen hafta Sinop'tan geldi. İktidara yakın iş adamı Mehmet Cengiz'in şirketi Eti Bakır Boyabat'taki ormanlık alana açacağı bakır ocağı uğruna 51 bin ağacı kesecek. 1263 futbol sahasına denk gelen arazi insan eliyle çölleşecek! Aynı günlerde Kırşehir'den de benzeri kötü haberler geldi. Koruma altındaki Kızılırmak havzası, Seyfe gölü ve kent ormanlarında altın aramak isteyen şirketler ön çalışmalara başladı. Yörede yaşayanların içme suyu kaynağı olan topraklara sondaj kuyuları açılacak, tarım ve hayvancılık ellerinden alınacak.
* * *
Ella Adoo-Kissi-Debrah 2010 yılında Londra'da astıma yakalandığında 6 yaşındaydı. 2013 yılında ölümünün ardından yasal yollara başvuran ailesi uzun bir hukuk savaşının ardından kızlarının dünyada 'hava kirliği nedeniyle ölen ilk insan' olduğunu resmen kabul ettirmeyi başarmıştı!