Toplum Gazetesi/ALMANYA, 16 Nisan 2023
Ahmet Arpad
Gösterişsiz bir mezar taşı. Üzerinde yazanlar okunamıyor. İbranice. Az ötede taşları süslü olanlar var. Çiçeklerle, yapraklarla, değişik motiflerle bezenmişler. Dreyfuss ve Levi... Bir alt sıradakilerde süslemeler artıyor. Yazıların sağında solunda dua eden eller; kabartma kartallar... Bir başkasında Levi kabilesinin insanlarının yeğlediği ibrik motifi. Mezar taşları gittikçe büyüyor.
Rothschild ve Landauer... Süsler artıyor. Taşlardan birini nedense sünnet bıçakları süslüyor. Bu mezarlığa ilk gömü 1802 yılında yapılmış, son gömü de 1943'te. Stuttgart'ın güneyinde, Konstanz Gölü'ne uzanan yol üzerinde eski bir yerleşim merkezi olan Buttenhausen'da 18. yüzyıldan başlayarak Hıristiyanlarla Yahudiler, Hitler denen o diktatör "Führer" gelip de toplumun üzerine çöreklenene kadar barış içinde, ortak bir yaşam sürdürmüş. Şirin ovanın iki yamacına kurulu mahallelerinde yaşayıp durmuşlar.
Bir yamaçta kilise, diğer yamaçta sinagog. Yahudiler ticaretle uğraşırken diğerleri toprağı işlemişler. Sonra 20. yüzyılın ülkeye getirdiği sanayileşme Yahudi gençlerini yavaş yavaş büyük kentlere göçe zorlamış. Köy yaşlılara kalmış. Buttenhausen Mezarlığı'na 1943 yılından sonra hiç kimse gömülmemiş. Oralı Yahudilerin ölümleri başka topraklarda olmuş!
Göçle azalan nüfus…
Savaşın ardından yöreye yerleşen Walter Otto, Buttenhausen ve insanlarının geçmişini kendine görev edinir. O olmasaydı, günümüzde yörenin iki yüzyıllık Yahudi tarihi çoktan unutulur giderdi. Otto boş zamanlarında inatla araştırır, yıllarını bu göreve harcar. Büyük bir emek sonucu, bir zamanlar burada yaşamış insanların nerelere göç etmiş olduğunu bulur, okyanus ötesindeki çocuklarına, torunlarına ve onların çocuklarına ulaşır. Sonra kendini mezarlığın restorasyonuna verir. Devlet desteğinin yanı sıra bağışlarla 399 taş elden geçer. Heidelberg Üniversitesi'yle Stuttgart'taki politik eğitim merkezini de arkasına alarak Buttenhausen Yahudilerinin yaşamını anlatan küçük bir müze oluşturur. Stuttgart‘taki Politik Eğitim Merkezi‘nde bölüm şefi olan, eski tanış Sibylle Thelen'in anlattığına göre Baden-Württemberg eyaletinde Naziler öncesinde 30 bin Yahudi yaşarken günümüzde, savaşın bitiminden 76 yıl geçmesine karşın, sayıları ancak 10 bin civarında. Eyalet hükümeti Yahudi cemaati ile imzaladığı bir sözleşmeyle toplam 143 tarihi mezarlığın bakımını üstlenmiş! Tarihi kayın ağaçlarının gölgesinde uzanan Buttenhausen Mezarlığı'nı geride bırakıp yamaçları yemyeşil Lauter Ovası'nda güneye doğru ilerliyoruz. Tarihi manastırıyla ünlü Zwiefalten'e dek Lauter Çayı bize eşlik ediyor. Buradan gaza basan isterse bir saatte güneye, Konstanz Gölü kıyısındaki şirin Lindau'ya varır, isterse yeşilin yeşili tepeleri aşarak kuzeye, Stuttgart'a döner.
Çamurdan Golem yaratan haham
Almanya'nın komşu ülkelerinde de ilginç Yahudi mezarlıkları var. Bunlardan biri de Prag'ın Zelivskeho Mahallesi'ndeki Yeni Yahudi Mezarlığı. Franz Kafka burada yatıyor. Az ötede eski, yeni sinagoglar ve altı yüzyıllık bir Yahudi mezarlığı da görülmeye değer. 1439-1787 arasında buraya on binler gömülmüş. Mezarlık enine büyüyemediği için ölüler üst üste.
Prag kentinin ortasından akan Moldau Nehri'nin çamurundan bir Golem yarattığı iddia edilen haham Löw de Yahudi Mezarlığı’nda yatıyor. Efsanelerde ruhu olmayan, düşük zekalı, genelde kilden veya topraktan oluşturulan varlığa Golem denir. Bir büyücü tarafından yaratılmış olduğuna inanılır. Efendisine belli bir süre hizmet eder. Yahudi folklorunda canlı heykel veya tasvir anlamına gelir. Haham Löw onu yarattıktan bir süre sonra Golem çıldırıp her şeyi yıkmaya ve insanlara zarar vermeye başlayınca alnındaki tüm harfleri silmişler ve onu parçalara ayırmışlar. Bu parçaları Prag'daki Altneu sinagogunun altına, kapısı mühürlü bir odaya gizledikleri söyleniyor. Eski-yeni sinagogun temellerine karıştırılmış olduğunu anlatanlar da var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder