CUMHURIYET, 14.12.2014
SALZBURGAHMET ARPAD
Ahmet Arpad, Salzburg Yahudi cemaati başkanı 101 yaşındaki Marko Feingold ile sohbet ediyor. |
Bu akşam bir toplantıdan diğerine gidiyoruz. Zweig'ın ölümünün üzerinden 72 yıl geçtikten sonra Salzburg'daki 'sevgili' villası hâlâ müze olamadı. Büyük çabalar sonucu ancak 2008 yılında bir Stefan Zweig Merkezi açılabildi. Yirmi yıl önce adı bir okula verilecekti, ancak o günlerde bakanlık "İntihar etmiş birinin adını bir okula veremeyiz" diye karşı çıkmıştı. 2014 yılına gelindiğinde ise Salzburg Pedagoji Akademisi'nin adına yazarın 133. doğum gününde büyük bir törenle Stefan Zweig adı eklendi. Konuşmacılar yazarın önünde saygıyla eğildiler: O insanlığın birliğini arzulayan kozmopolit bir insandı. Yapıtlarında hep insancıl bir hoşgörü düşüncesinden yola çıkan Zweig'ın gözünde toplumlar arası barışa erişmek için eğitim en temel koşuldu. Misyonu Avrupalı sanatçılarla edebiyatçıları ortak barış uğruna bir araya getirmekti. Kendini hep bir Avrupa ve dünya vatandaşı kabul etti, nasyonal sosyalizmle yürekten savaştı, barış uğruna kendinden çok şey verdi. Akademi rektörü Windischbauer Zweig'ın bu düşüncelerinin sürekli yaşamasını kendilerine görev edindiklerini açıkladı. Konuşmacılardan Stefan Zweig Centre müdürü Dr. Renoldner de toplantı sonrası sohbetimizde Carl Zuckmayer'in Zweig üzerine söylediklerini anımsattı: "Zweig dostça bağlandığı bir insanı ömrü boyu kardeş kabul ederdi. Gerçek bir dostluluk onun için mutlulukların en yücesiydi... Zweig adının mutlaka Salzburg'da bir alana veya caddeye verilmesi gerek!" Konuşmacılardan biri de Lotte Zweig'ın yeğeni, Londra'da yaşayan 86 yaşındaki Eva Albermann'dı. Avusturya'dan, New York'a, Brezilya'ya Zweig'la ilgili bir çok toplantıya çağırılıyor! O akşam tanıştığım bir başka ilginç insan da Salzburg Yahudi cemaati başkanı 101 yaşındaki Marko Feingold oldu. Toplantının ardından sohbet ettiğim Feingold yaşamının 6 yılını Ausschwitz ve Buchenwald toplama kamplarında geçirdiğini anlattı. 1945'den bu yana da Salzburg'da, dinç mi dinç, her yere gidiyor, konuşmalar yapıyor... O akşam hiç oturmadı.
Tarihi yapılar arasındaki daracık ortaçağ sokaklarını aydınlatıyor fenerler. Yüce katedralin çanları çalıyor, karanlıkta yayılıyor alanlarda, tepelerde, kayalıklarda yankılanıyor. Otele dönerken önünden geçtiğimiz kahvehanelerden, lokantalardan, şaraphanelerden, ışık süzüyor... Cafè Tomaselli'de, Schatz'da, Fürst'te Cafè Bazar'da, müşteriler azalmış. Otel Sacher'in terasından karşılar büyülü. Salzburg kalesi ışıl ışıl. "İnsanların, düşüncelerin, kültürlerin ve ulusların birbirleriyle uzlaşmasına hümanizmin aracılık etmesini yaşamım boyunca hedefledim" diyen Zweig'ın düşle gerçek karışımı kentinde gece olmaya hazırlanıyor.
www.ahmet-arpad.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder