16 Aralık 2020

Büyüklerin düşler dünyası...

Toplum Gazetesi, 16 Aralık 2020

Bir yılan örneği kıvrılıyor uzun tren. Vagonları kıpkırmızı. Şatoların ve üzüm bağlarının arasından süzülüyor, dağların içindeki tünellere girip çıkıyor, nehir kıyılarından geçiyor, köprüleri aşıyor. Romantik tarihi kentler geride kalıyor. Son istasyona varıyor. Duruyor. Hiç kimse inmiyor. Çünkü bu trenin yolcuları cansız! Plastikten onlar. Burası bambaşka bir dünya, içinden minyatür trenlerin geçtiği büyüklerin "düşler dünyası"...

Evler, saraylar, şatolar, kiliseler, hayvan sürüleri, otomobiller, kamyonlar, tramvaylar, ellerinde bavulları istasyonlarda bekleşen yolcular... Karlı yamaçlara tırmanan teleferikler, doruklardan aşağı süzülen kayakçılar... Aralarından geçen yolcu trenleri, yük trenleri, her ülkeden upuzun trenler. Buharlısı, elektriklisi, dizeli sayısız lokomotif, boy boy, renk renk yüzlerce vagon, bin metrenin üzerinde ray ve düzinelerle tren dizisi...

İçeriye sırayla alıyorlar. Salonun dolu olmaması gerekiyor, maskeli ziyaretçiler arasında mesafe var. Gezinenler orta yaşın üzerinde babalarla küçük oğulları. İçerde hemen hemen hiç kadın yok. Almanların oyuncak trenlere merakı sonsuz. Hele şu Noel öncesi bu merak dorukta.

Evinin bir odasını trenlerine ayıramayan çatı arasına ya da bodruma el koyuyor. Küçük lokomotiflerin, uzun vagon dizilerinin, ormanların, dağlarla tepelerin oluşturduğu "düşler dünyası"nda yaşayanlar çocuklar değil yetişkinler, yaşını başını almış insanlar. Küçük memurundan banka müdürüne, lise öğretmeninden başhekime, mühendisten yargıca her meslekten insan minyatür trenlerle kendi dünyasını kuruyor. Çocukluğunda salonda halının üzerine kurduğu birkaç metre ray, bir lokomotif ve iki-üç vagonla o dünyaya bir giren büyüdükçe bu hevesi uğruna hiçbir giderden kaçınmıyor. Alman minyatür tren meraklıları her yıl milyonlarca Avro'yu bu uğurda çekinmeden harcıyor.

Babalarla Oğulların Oyuncağı


Avrupa'nın en büyük ve en eski oyuncak trenler yapımcısı Maerklin, Stuttgart'a yarım saat uzaktaki Göppingen'de. 1859'da kurulan, ilk yıllarda oyuncaklarla buharlı minyatür makineler yapan fabrikanın müzesini her ay on binler ziyaret ediyor. Haftalardır kapalıydı, sadece satış dükkânı açıktı. Noel öncesi kısa bir süre için müzeyi de belli sayıda meraklıya açtılar. Bundan 10 yıl kadar önce kriz geçiren son zamanda Maerklin kendini toparladı, yıllık cirosunu 110 milyon Avro'ya çıkardı. Piyasaya yeniden girerken iki yüze yakın yeni modelle tam bir sürpriz yapmıştı. Tüm lokomotiflerde artık en modern dijital teknik uygulanıyor.

Maerklin'in 1935'te sadece 300 adet imal etmiş olduğu ünlü İsviçre lokomotifi "Timsah" günümüzde açık arttırmalarda bir otomobil fiyatına alıcı buluyor. Yıllar önce Maerklin müzesinden bir gece yarısı çok değerli lokomotiflerle oyuncaklar çalınmıştı. Kuruluş 200 bin Avro ödül koyunca hırsızlar bir Doğu Avrupa ülkesinde yakayı ele vermiş, milyonlar değerindeki 'trenler' de yine müzeye geri dönmüştü.

Babalarla oğullarının 19. yüzyıldan bu yana severek birlikte oynadığı tek oyuncak minyatür trenler! Ve bu hep böyle kalacağa da benziyor. Küçüğü de, büyüğü de, tüm 'çocuklar' boş zamanlarını buharlı ve elektrikli lokomotiflerin çektiği trenlerin dünyasında geçiriyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder